CEMİL ERTEM

CEMİL ERTEM

Tarihi 4 Mart 2011

Enflasyonun ateşi üretimde

* Şubat ayı enflasyon rakamlarını nasıl yorumlamalı?
Rakamlar Türkiye'nin enflasyonda istikrar sağladığını gösteriyor. Şubat ayı itibariyle yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 4.16 ÜFE'de ise yüzde 10.87'ye yükseldi. Burada önemli husus; üretici fiyatlarındaki artışın tüketici fiyatlarının çok üstünde olması. Özellikle ÜFE'nin alt kalemlerinden tarımda 2.15 sanayide de 1.63 artış gerçekleşmesi dikkat çekici. Sanayideki artış, enerji maliyetlerinin artması ve stokların bitmesine bağlı olarak sanayicinin yüksek kurdan ve artan küresel fiyatlardan ara malı ithal etmesine bağlanabilir. Tüketici fiyatlarının da beklentilerin altında kalmasında ise, Merkez Bankası'nın kısıtlayıcı para politikasına bağlı olarak piyasadaki daralma ve talep düşüşü etken oldu.
Bu iki olguya dayanarak Türkiye'de önümüzdeki günlerde üretim maliyetleri bazlı bir enflasyon baskısı olacağını söyleyebiliriz.

* Düşüş, faizleri nasıl etkiler?
Faizler tüm dünyada yükseliyor. Arap ülkelerinde olanlar, artan petrol ve gıda fiyatları küresel enflasyon riskini artırıyor. Çin'deki enflasyon oranı 4.19, İngiltere'de ise yüzde 4; böylece Türkiye düşük enflasyonda Çin, İngiltere gibi belirleyici ekonomileri yakalamış durumda. Ancak enflasyonun düşmesine rağmen Türkiye'de faizler artıyor. Bunun 2 nedeni var; ilki küresel riskler, ikincisi siyasi ve ekonomik riskler. Faizlerin bu seviyelerini koruyacağını, aşağıya doğru çok fazla hareket etmeyeceğini düşüyorum.

* Piyasalarda olumsuzluğun sebebi ne?
Türkiye dahil, gelişmekte olan piyasalardan çıkış olacak ama bu çıkışın yeni bir kriz dalgası yaratacak güçte olacağını sanmıyoruz. Bu çıkışa bağlı olarak faizlerde ve kurlarda yukarı yönlü ani hareketler önümüzdeki günlerin kaçınılmaz olumsuzlukları olarak gündemde olacak. Merkez Bankası'nın faizleri olması gereken seviyeye getirmesi ve munzam karşılıkları artırmaya başlaması yerinde, ama geç kalmış adımdı. Bu adımdan rahatsız olanlar Rekabet Kurumu'nun olağan önlemini bahane edip süreci piyasaya müdahale (!) olarak anlatmaya ve panik havasını kalıcılaştırmaya çalıştı. Rekabet Kurumu'nun bahane olduğunu, asıl tepkinin, Merkez Bankası'nın radikal -ama doğru- makas değişikliğine olduğunu düşüyoruz ve ekliyoruz; bu çevreler bindikleri dalı kesiyor, ateşle oynuyor.