Tarihi 21 Ekim 2023

KANLI PLAN

İSRAİL'İ kuran küresel sermayenin bir ayağı New York'taydı. Diğer ayağı Londra'nın merkezinde kurulan ve ayrı bir devlet gibi işlem gören, kendine göre yasaları olan London of City adlı finans merkeziydi. Burayı ziyaret etmiştik. Kendine münhasır bir semt gibi görünse de, içeri girerken barikatlarla karşılaşıyorsunuz, polis çeviriyor ve pasaport gösteriyordunuz.
Trump Başkan olduğunda küresel sermayeye savaş açmıştı.
Çünkü, hem New York'ta hem de Londra'da kümelenen İsrail kurucusu küresel sermaye, Çin'e para yağdırarak, büyük yatırımlar yaparak bir anda dünyanın en büyük ekonomisi haline getiriyordu. Trump, küresel sermayenin Çin'e giden Amerikan şirketlerine rest çekiyor, vergi yağdırıyor, "Çin'den fabrikalarınızı söküp alın" diye ültimatom veriyordu. Amerikan şirketlerinde çözülme ve Çin'den çıkış başlıyordu.
Ancak İngiltere ayağı "Bana mısın" demiyordu.
Şu anda yeryüzünde yaşadığımız tüm kaos ve savaşların arkasında bu kavga var. Küresel sermayeye kuruluş borcu olan İsrail de Amerika'nın restine rağmen gitti Çin ile muazzam devasa anlaşmalar imzaladı, hatta Kuşak Yol Girişimi projesi kapsamında Pekin'e limanlar bile verdi. 2020 yılında ABD Dışişleri Bakanı Pompeo İsrail'e gidiyor ve Netenyahu ile görüşmesinden sonra Tel Aviv'de kameralar önünde "İsrail'in Çin ile iş birliği yapması, Washington'un Tel Aviv ile önemli projelerde çalışmasını tehlikeye atıyor." diye bağırıyordu.
Pompeo, bu konuda Netanyahu ile görüştüğünü ve ona Çin'le iş birliğinin İsraillileri tehlikeye attığına dair bazı istihbarat bilgileri verdiğini de belirtiyordu.
Netanyahu ile konunun hala tartışma sürecinde olduğunu da söylüyordu..
"Kuşak", Çin'i Orta Asya üzerinden Avrupa'ya, ayrıca Güney Asya ve Güney Doğu Asya'ya ulaştıran kara bağlantılarını ifade ediyor. "Yol" ise Çin'i Asya üzerinden Afrika ve Avrupa'ya uzanan büyük limanlara bağlayan bir deniz ağına işaret ediyor.
Proje, yurt dışındaki sağlam altyapıya yönelik büyük devlet yatırımlarıyla başladı. Çin sırf bu uğurda yurt dışına 1 trilyon dolarlık yatırım yaptı. Başka ülkelerde bu para enerji santralleri ve demiryolları gibi enerji ve ulaştırma projelerine aktarıldı.
İngiliz BBC şu andaki savaş ortamında bile önceki gün bir analiz yayınlıyor ve "Çin ticarette büyük bir ekonomik fayda elde etti. Özellikle KYG'nin odak noktası Afrika, Güney Amerika ve Orta Doğu'yu kapsayacak şekilde genişledikçe, yapılan bazı anlaşmalar petrol, gaz ve madenler gibi daha fazla kaynağa erişim sağladı. Geçtiğimiz on yılda Çin ile Kuşak Yol projesi ülkeleri arasında yaklaşık 19,1 trilyon dolarlık ticaret yapıldı." diyordu.
Rakamlar ABD'nin dudağını uçuklatacak
cinsteydi. Üstelik İngiliz BBC Çin'in yol yarımı yaptığı ülkelere borç verdiğini geri alamadığını, sırf zamanında ödeme için bu ülkelere tekrar 240 milyar dolar borç verdiğini yazıyordu. Çin, yoksul ülkeleri pahalı projelere imza attırarak "Borç tuzağı diplomasisi" uygulamakla suçlanıyordu. ABD'ye göre bu sayede Pekin teminat olarak gösterilen varlıkların kontrolünü ele geçirebilecek ve en büyük düşmanı büyük güç kazanacaktı.
Tüm bunların sorumlusu da Londra'daki Çin'e para ve yatırım yağdıran küresel sermayeydi. ABD İsrail'in savaş suçu işlemesine, çocukları, bebekleri, kadınları öldürmesine arka çıkarak, uçak gemilerini İsrail'e göndererek adeta bu ülkeye çömüyordu.
Biden Tel Aviv'e indiğinde Netenyahu tarafından kırmızı halıda öpülerek karşılanırken, İngiliz Başbakanı geldiğinde karşısında sadece apron görevlilerini buluyordu.
Üstüne üstlük bir de İsrail Cumhurbaşkanı ile görüşmeye gittiğinde, İngiliz Başbakanı BBC'nin yaptığı haberler yüzünden fırça yiyordu. Filistinli çocukların, bebeklerin, kadınların kanı üzerinden para ve yeni dünya düzeninde güç olma savaşı yaşanıyordu. Ölen masum insanlar, gözlerini para bürümüş bu Batılı canilerin umurunda değildi. O yüzden Lockhed Martin şirketinin CEO'su "İsrail'i askeri operasyondan uzak tutmanın hiçbir anlamı yok. GSYİH'mizin yüzde ikisinden fazlasını oluşturmasın gereken silah sanayii kompleksimizin geliştirilmesine büyük katkıları var. Silahlar ile çözülmesi gereken çatışmalar var ve biz bu silahları sağlamaya hazırız" diyordu. Yüzsüzce ve umarsızca. Ortadoğu şimdi trilyonlarca dolarlık silah alımı için sıraya girecekti.
Şimdi İsrail'i cebe koyan ABD, Ortadoğu'da kaosu artırıp yeni haritalar çizecek. Aralık ayında Kerkük'te fitilin daha da ateşleneceğine yönelik duyumlar var.
Hindistan ile Pakiştan'ı Keşmir'de savaştırıp, yangını Çin'e taşıyacak.
Çin'in etrafındaki İngiliz bildiğimiz Avustralya'dan tutun Japonya'ya kadar önüne geleni cebe koydu. Öncesinde Türk Cumhuriyetlerini fitneyle savaştırıp kuzeye yani Rusya'ya koridorlar açmaya çalışacak. Hindistan Devlet Başkanı'nı Amerikan kongresinde konuşturup, ayakta alkışlattı. Bu boşuna değildi. HindistanÇin savaşı ve bölgenin diğer ülkelerinin de ABD yanlısı olarak bu savaşa katılmasıyla birlikte milyonlar ölecek.
Yüz milyonlar da Çin'den kuzeye, nüfusu az, toprağı çok ve savaş yorgunu Rusya'ya göç etmek zorunda bırakılacak.
Plan bu.
Tabii herkesin kan üzerinden bir hesabı var ama gerçek ve şaşmaz olan İLAHİ hesaptır.