Tarihi 11 Mayıs 2020

Vites!

ABD eski Başkanı Ronald Reagan'a ekonomi danışmalığı yapan Steve Hanke, Mark Mobius gibi çok önemli uzmanlar, Türkiye'nin Coronavirüs sonrası çok önemli bir ülke haline geleceğini düşünüyor.
Sadece Mobius veya Hanke değil, uluslarası birçok önemli şirkete danışmanlık yapan ve Avrupa Ekonomik Kuruluşu'nun (EEA) dünyanın en iyi 100 ekonomistinin ilk 20'sinde yer alan önemli isimler de Türkiye'yi tavsiye ediyor. Bu ekonomistler, Türkiye'nin tedarik zinciri konusunda çok önemli ve hazır ülke olduğu fikrinde. Düşen petrol fiyatlarıyla birlikte, Türkiye'nin petrol stoğu yaptığı ve bunun da üretimde fiyat rekabetinde avantaj sağladığı belirtiliyor. Asya ve Avrupa'yı birleştiren Türkiye'nin yeni dönemde önemli bir güç olacağı her platformda sürekli vurgulanıyor.
Covid-19 sonrasında her ülke kendi çıkarını düşünmek zorunda. Yıllardır ticaret hacmi konusunda Türkiye ile ortaklık yapmayan Fransa dahi kapımızı çalacak. Macron ve ekibi Türkiye ile ticaret hacmi konusnuda hala sert tutumunu sürdürüyor. Ancak Fransa'da yapılan bir araştırmada Çin'den ithal edilen ürünlere karşı ciddi bir korkunun olduğu ortaya çıktı.
Fransızlar, "Çin'in dışında hangi ülke ürünlerine güvenirsiniz?" sorusuna açık ara "Türkiye" dedi. Bu durum İngiltere'yi tedirgin etti. Dikkatle incelerseniz, hemen İngiliz medyası Türkiye'den gönderilen tıbbi ürünlerin standartların altında olduğunu yazdı.
İngiliz devleti yalanladığı halde hala bu iddiayı sayfalarına taşıdı. İngilizleri tedirgin eden konulardan biri de tekstil sektöründe Türk mallarının adeta Londra'yı istila etmesi. Virüslü dönemde Türkiye tekstilde bazı ülkelerde ihracat patlaması yaşadı.
Dünya Bankası, bu yılın 3. çeyreğinde BM üyesi ülkeler içinde de en hızlı toparlanacak ülke olarak Türkiye'yi gösterdi. Corona kabusundan sonra travma geçiren milyonlarca insanın kendine yeni vatan arayacağı belirtiliyor. Salgın döneminde dünyaya yaptığı yardımlarla muazzam pozitif algı oluşturan Türkiye'ye 250 bin dolar vererek vatandaşlık için koşacak çok kişi olduğu vurgulanıyor. Örnekleri yaz yaz bitmiyor. Tünelin ucu göründüğünde bambaşka bir dünya ve herkesin koşacağı bir Türkiye bizi bekliyor. Yeter ki omuz omuza, birlik olalım.
Ancak böyle bir tablo içimizde bazılarını rahatsız ediyor. O yüzden Batı ile eşzamanlı olarak kendi devletlerine saldırıyorlar. Yapılan her icraatı yerden yere vuruyorlar. Şehir hastanelerine saldıracak kadar gözü dönmüşlük yaşıyorlar. MOSSAD'ın öldürdüğü Aselsan mühendislerine tek kelime etmeyen bu yerli güruh, İHASİHA ne üretirsek saldırıyor. Dünyada "Türkler göklerde hakimiyet kuruyor" yorumları ayyuka çıkarken içimizde buna kahrolanlar zıpçıktı gibi ortaya fırlıyor. Dünya Sağlık Sektörümüzü ve Savunma Sanayiimizin büyük çıkışını alkışlıyor. İçimizde bazıları yerden yere vuruyor. Bir taraftan da kahrından ölüyor. Tam kapasite çalışıp, iş yerinden tam maaş alıp ayrıca devletten kısmi maaş alan ancak bu uygulamayı sayfalarında adeta gömen medyanın mensupları bile var bu ülkede iyi mi? Bu kafalar "Türkiye IMF'ten borç alsın" diye bağıran kafalar. Ülkenin anahtarını ve yönetimini IMF memuruna verilmesini isteyen tipler. Bugün çıkar bağırırlar "Neden IMF'ten borç almıyoruz" diye...
Gidip alsan, yarın "Vaay IMF'ten borç aldılar, ülkeyi sattılar" diye insanları sokaklara dökerler. Bunlarda hep geri vites vardır. İleriye gitmeye zorlasan şanzımanları dağılır. Yeniye kapalıdırlar.
Vizyon sıfırdır. Kafa üretim yapmaz.
Buna beyin de zorlamazlar. Batı ne diyorsa odur kafalarındaki boşlukları dolduran. Yapacak bir şey yok.
Bu kafalara rağmen ekonomik olarak havada-karada-denizde uçacağız.
Dünyada oluşan tüm şartlar, stratejik konumumuz ve ülkeyi yönetenler bizi buna zorluyor. İHA'dan Şehir Hastanelerine kadar önüne gelene karşı çıkan bu zihniyet, inanın yakın gelecekte "Neden uçuyoruz. Bütçemizi aşar bu uçuş. Ülkeye zarar" bile diyecektir.
Yazın bir kenara!