Nasılsa kullanabilecekleri gönüllü FİGÜRANLAR kapılarda sıradaydı.
İşte onlardan biri de Barzani'ydi... Tüm bölge ülkelerinin ültimatomlarına rağmen referanduma gitme cüretini gösterdi. Bu cüretin nelere mal olacağını anlayabilmek için hadi gelin önce bölgedeki ve dünyadaki son fotoğrafa bakalım. ABD'de bazı tv'ler bayram yapıyor, haritalar yayınlıyor. Bu haritalarda Suriye, Türkiye, İran'dan alınmış topraklarla Kuzey Irak'ın birleşmesi ile kurulacak "Büyük Kürdistan"a ilk adımın atıldığı ilan ediliyor. Hatta bazı televizyonlar, Azerbaycan'dan bile bir miktar toprağın bu haritaya dahil edileceğini ilan ediyor.
CIA özel ekip kurup, 5 ayrı askeri üssünün olduğu K. Irak'a gönderdi, Barzani'yi yakın korumaya aldı. Hatta ABD'den, başkanların zırhlı aracı olarak bilinen bir Cadillac da Barzani'ye gönderildi. İsrail, "Referandumda lazım olabilir" diyerek Barzani'ye milyonlarca dolar gönderdi. Çok sayıda Kürt, "Kürdistan'ın kurulması bizim çıkarlarımızla örtüşüyor" diye resmi açıklama yapan İsrail bayrakları ile oy sandıklarına gitti. Referandumdan birkaç gün önce 2000 km menzilli füze denemesi gerçekleştiren ve gözdağı veren İran hava sahasını Kuzey Irak'a kapattı. Sınırda da tatbikata başladı.
Türkiye sınırdaki tatbikatı büyüttü, bir dizi önlemler almaya hazırlanıyor. Amerikan ve İngiliz basınında "Erdoğan; Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklinde manşetler yer alıyor. Bağdat yönetimi sert tedbirler almaya hazırlanıyor. Bölge barut fıçısı, sinirler gergin. Barzani referandumu "Kürtlerin yer aldığı Kuzey Irak ve ele geçirilen yeni topraklar" şeklinde genişleterek adeta kaosa yeşil ışık yaktı.
Irak'ta 2 milyonun üzerinde Türk yaşıyor ve sadece Kerkük'te 400 bin Türkmen var. Ayrıca "Referanduma hayır...
Türkiye ile ortak hareket etmeye ve evlatlarımızı savaşçı olarak vermeye hazırız" diyen Arap aileler de bulunuyor. Bazı Türkler Kerkük'ü terk ederken, geride kalanlar bir evde birden fazla aile kalarak çatışma ihtimaline karşı önlem alıyor. Kerkük'e giren gazeteciler merkezde 21 metre uzunluğunda devasa bir Peşmerge heykeli ile karşılaştıklarını söylüyor. Her yere Barzani'nin parti bayrağı asılmış durumda. Caddeler Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Süryanice afişlerle dolu. Kerkük kalesi yakınlarındaki caddede ise 1959 olaylarında öldürülen Türkmen lider Ata Hayrullah'ın heykeli var. Hemen yanı başında ise Hem Barzani hem Türkmenlerin hem de Şiilerin bayrağı dalgalanıyor. Barzani önceki gece şehre Peşmerge yığınağı yaparken, kentin güneyindeki girişte İran yanlısı Haşdi Şabi üyeleri mevzilendi. Silahlar yağlanıyor.
Haşdi Şabi içindeki 16. Türkmen Tugayı da pusuda bekliyor. Yaklaşık 2 bin PKK'lının bulunduğu kent sokaklarında bazı silahlı teröristler APO posterleriyle geziyor.
Tüm bu fotoğraf ufacık bir kıvılcımın dahi bölgeyi yangın yerine çevireceğine dair ipuçlarını göstere göstere veriyor. Nitekim dün bir Peşmerge öldürüldü ve kurşunun Haşdi Şabi tarafından atıldığı iddia edildi.
Barzani, ABD'nin örtülü ve İsrail'in açıktan gönderdiği gazla ateşle oynadı, sonuçlarını göremeyecek kadar zavallı çıktı. Devlet maaşlarını bile Türkiye'nin elindeki vanadan akan petrolle ödeyebilen Barzani, sınırlar kapatıldığı an dünyadan izole olup, açlıkla ve iç savaşla boğuşacak. Elektriğin dahi yüzde 80'inin Türkiye'den alan K.Irak, şalter indirilirse karanlığa gömülecek.
Ve dahası Kerkük'te yaşanacak çatışma Türkiye'ye uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan müdahale etme hakkı için yol açacak. Oradaki Arap ailelerin kriz anında bir çağrısı bile bize bu konuda anlaşmalar gereği uluslararası müdahale hakkı verecek.
"Bir gece ansızın gelebiliriz"in nasıl bir anlam taşıdığını Barzani öğrendiğinde çok geç olacak. Zaten orada onbir ayrı noktada askerimizle varız. Daha daha gelebiliriz. Şalteri indirdiğimizde, elektrikler söndüğünde... Geceler karanlık olunca!..
Her senaryoda figüranlar en kolay harcanandır!
