Tarihi 26 Mayıs 2016

Uyku bitti

"Amerika kendine bağlı ve dediğini yapan hükümet ister Türkiye'de." Aynen böyle diyordu.
"Kıbrıs'ta Maraş'ı Ecevit açtı. Şimdi ABD beni istemiyor ya, Ecevit'i de istemez. Döviz sorununun altında Kıbrıs var. Ben nasıl çözeyim Kıbrıs sorununu. Yunanistan'ın arkasında ABD var ve benim gırtlağımı sıkıyor. Her şey ABD'nin elinde ve fena yakaladılar bu kez. Karşısına koyacağım bir şey yok" diye devam ediyordu.
Evet fena yakalanmıştı.
Gerçi yıllardır hep böyleydi.
Bir yakaladılar mı asla bırakmıyorlardı. Karşısına koyacağın bir şey yoksa gırtlağa sarılıyorlardı. Bizim gırtlağı sıkılan fena yakalanmış adam devam ediyordu; "ABD, İMF heyetine bunlara para vermeyin yoksa gitmezler diyor. Elimizdeki tütünü, buğdayı satamıyoruz. Her yerde karşımıza engel çıkıyor. Amerika, belki de CIA, her yerde kolu, mekanizma işliyor." Bu sözler Türkiye'de Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış Demirel'e aitti. 12 Eylül öncesi Amerika ile yaptığı pazarlıkları böyle anlatıyordu. Gırtlağı sıkıldığı için indiriverdiler kolayca. Darbe olduğunda "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldanıyordu ABD başkanının kulağına.
Türkiye böylesine kolay bir ülkeydi. "Hüp" diye istedikleri zaman yutuyorlardı. Nereden nerelere geldik. Şimdi şöyle bir dönün bakın geriye. Tütününü, buğdayını satamadığı için beş parasız kalmış, IMF kapılarında beklerken gırtlağı sıkılan ve istediklerini alanlara teslim olan bir Ankara vardı. Son 10 yılda her türlü argümanla geldiler. IMF ile geldiler, kovduk.
Oslo ile, Gezi'yle, 17 Aralık'la geldiler. Şimdi, terörle kucaklaştılar, onunla geliyorlar. İçeride ne kadar yerli işbirlikçi varsa kullanıyorlar.
Genelkurmay başkanı, Cumhurbaşkanının kızının nikahına gitti diye saldırıyorlar.
Geçmişte alıştıkları manzarayı istiyor, Devletin yan yana gelmesiyle mide krampları geçiriyorlar. Bir emekli General aradı dün.
1980'de başlatılan İsrail'in güvenliğini sağlamak için bölgeyi küçük parçalara ayırma, Kürtleri birleştirme operasyonunu anlattı.
"Maalesef o dönem de Türkiye de dahildi bu operasyonun yürütülmesine. Kullanılıyorduk" dedi. Sözü önceki akşama getirdi. Bir CHP milletvekilinin PKK'nın kanalında yayına çıkıp Devlete ve Erdoğan'a saldırdığını anlattı. "Erdoğan'ı seversin veya sevmezsin ama Atatürk'ün kurduğu partinin milletvekili olarak PKK 'nın yayın organında işin ne? Ne hale getirdiler Atatürk'ün partisini" dedi.
Evet ne hale gelmişti CHP? Bir buçuk yıl önce bunların olacağını söylemiştik bu sütunlardan.
"CHP dönüştürülecek, HDP'leşecek" diye. O proje tıkır tıkır yürüyor. MHP'yi de dönüştürmek için yoğun çaba harcıyor birileri.
"Ben Geziciyim" diyenleri partinin başına getirmek için. Hani CNN International'ın günlerce canlı yayın yaptığı Gezi var ya o işte.
"Geziciyim" diyerek MHP liderliğine talip olana, diğer aday Koray Aydın "Maalesef Paralel" diyor. Dönüşümün ayak sesleri oradan da geliyor. Ne diyordu Demirel?
"Amerika kendisine bağlı ve dediğini yapan hükümet ister..." Aksi halde operasyona başvurup, gırtlak sıkıyor. Geçmişte bunu çok rahat yapıyor, istediklerini çok kolay elde ediyorlardı. Ancak artık eski Türkiye yok. Komünistlerle, sermayenin ağababalarını ve MHP'ye talip olanları buluşturan Gezi ile başaramadılar. 17 Aralık'ta çuvalladılar.
Çünkü "Tütünümü nereye satacağım" diye Washington'dan icazet bekleyen bir Ankara yoktu artık. O Gezi'yi organize eden Taksim Platformu, Erdoğan'ın karşısına çıkıp "Köprüleri, havalanlarını durdur, biz de eylemi durduralım" demişti. Bakın o havalanları ve köprüler için Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung ne diyor dün? "Türkiye dünyadaki en büyük projeleri yapıyor. Tahmin edilemeyen büyüklükteki köprüler, nefes kesici bir şekilde yapılan tüneller ve dünyanın en büyük havalimanlarından biri. Gelecekte dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girecek ülkenin mega projeleri. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar heyecan verici büyük proje yok. Yeni havalimanına yılda 160 milyon yolcu inecek. Frankfurt'a bile 60 milyon yolcu iniyor." Uzayıp gidiyor övgüler. Demirel çaresizdi "ABD'nin karşısına koyacağım bir şey yok" diye dert yanıyor, tütün çekiyordu.
Şimdi karşılarına yıkamadıkları liderle ve Büyüyen Türkiye ile çıkıyoruz. Onun için karşımıza terörü koyuyorlar. Kimi de içeride milletvekilleri ile PKK kanallarında onlara alet oluyor. Ne yaparlarsa yapsınlar önemli değil.
Çünkü karşılarında uyanan bir HALK var.