Bilmeyenler için Michael'ı şöyle açayım: Yazı ortamında, eşelemeğe ve dekoreye müsait ne kadar cazip konu varsa alayına el atmış, üstelik bunu yaparken de edilebilecek bütün cazip argo lafları etmiş, bilumum komik ve hırt cümleleri kullanıp bitirmiş bir blog yazarı!
Bu arada gözü aydın olabilir, artık arkasından nal toplamaktayız.
Hemen belirteyim, insan böyle birinden söz etmeye soyununca, gördüğünüz gibi o hergele üslubun da etkisinde kalabiliyor. Ölümcül nefretlere gark olan diğer blog yazarları da aynı şekilde.
Adam eleştirecek, bakıyorsunuz Michael'ın anne karnındaki dumur yumurta ikizi. Aynı şekil karalamalar, aynı biçimde b.k atmalar vs. Bu tam da, 'kıskandığı artiste artislik yapmaya kalkışan mahalle kızı' veya 'Dündar Kılıç'ı görünce bitirimliğe soyunan kabadayı' psikolojisi. Ezilip kalmayayım, bir iki laf da ben edeyim görsün...
Bana da şöyle diyecektir büyük ihtimal, "Kısıtlı psikoloji bilgisini, editoryal kişiliğiyle hayli satıhta harmanlamış, ukalalık etmemeye çalışarak eleştirmen ayağına yatmış canım abim!" Michael Sikkofield, biz tonton nesil için (ortama uyup prostatlı mı diyeyim şimdi) çok farklı bir kişilik elbette. Önce jargonu, o bildiğimiz 29 harften oluşmuyor, fazlası var.
Ama kullandığı Arapça ve Farsça kelimeler hayli tanıdık. Bu yüzden mekan ve insan tasvirlerinde harikalar yaratabiliyor. Sonuçta 'himmet buyurdunuz' dan, pespaye denilebilecek bir alt kültüre kolayca geçişler yapıyorsunuz birlikte. Galiba milyonlarca okura da böyle ulaşılıyor.
Michael Sikkofield'in gerçek adı Cemre Demirel. Babası rahmetli Ali, çok genç yaşta aramızdan ayrılanlardan. Hayat boyu ağzından tek küfür duymadığımız bir efendilik timsali. Burada önemli olan, amca Ahmet Demirel. Cem Yılmaz'ı da, Ali Taran'ı da ileri derecede komplekse sokacak kadar komik biri çünkü. Ve de kültür deryası. Zaten Cemre'yi bu yola sürükleyen de Uncle Ahmet.
Mesela yeğen henüz 3 yaşında, amca tedris getiriyor eve. Cemre kapıyor aleti ve başlıyor skorlar yapmaya. O günden sonra ellemiyorlar oğlanı, neme lazım diyerek.
Derken 8 yaşında okullar arası matematik turnuvasında birinci oluyor velet. Bu arada fazla zekanın sebep olduğu vukuatları es geçiyorum.
Ve fakat o vukuatları bir üst perdeden yazılarına aktardığını görebiliyorum. Bu bakımdan bana 21 yaşındaki Engin Ardıç'ı hatırlatıyor. Dili iki çatal. Ama Cemre ikisini de kendine batıranlardan. Bunu da, 'insanlardan gelecek eleştirilerin önünü kesmek için' kaleme aldığı, kendini aşağılayan yazısından anlıyorum. Ama yemezler. Çünkü ne mal bir dahi olduğunu yakinen bilenlerdenim.
Cemre'nin seçtiği konular, çoğu sıkı belge ve araştırma gerektiren Tesla, Haarp, İlluminati, Masonluk, Lady Gaga veya Atatürk neden öldürüldü gibi yarı manyak mevzular. Çoğunu da zaten, "Bu oğlan kafayı yemiş" diyerek okuyorsunuz. Ama sonuçları öyle yerlere bağlıyor ki, "Keops Piramidi gibi bu da uzaylılardan" yorumuyla ayrılıyorsunuz blogun başından.
Okurlarına çoğunlukla 'Kaynatasızlar merhaba' diye hitap eden müstesna yazarımız, sanal alemde en çok 'dinci olup olmadığı' konusuyla tartışılıyor. O ise şöyle özetliyor durumunu;
"Benim gibi bir salağın yaşaması bile Allah'ın varlığına delalettir."
Bir diğer eleştiri konusu da, okur profilini tamamen Tophane yönüne kaydıracağından korktuğum 'bol küfürlü tarzı!' Veya güzelim metinleri es geçip sadece sinkaf bölümüne takılan, ruh tembeli bir gençler ordusu yaratabileceği tehlikesi.
Son olarak hayranlarına müjdeyi verelim.
Michael Sikkofield'ın ilk romanı çıkıyor nihayet.
Artık ne kadarını Michael Sikkofield yazdı, ne kadarını Cemre bilemem. Okuyunca anlayacağız. Ama müthiş bir yapıt geliyor biliyorum. Bu arada roman yazmasa da konuğum olacaktı zaten.
Hele de bu kadar beceriksizin kalem oynattığı alemimizde.
Özel not; Kızlar, Cemre'niz Yay burcu (yükseleni Koç) ve bir sevgilisi var.
