Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hırvatistan'da Türk gazetecilerle sohbet etti. Erdoğan, gündeme dair önemli mesajlar verdi:
Medeniyetler İttifakı, Dünya 5'ten büyük tezinize bir katkıda bulunur mu?
Evet, olayı bu noktaya çalışmamız lazım. Bizim arzumuz, 20 daimi üyenin olacağı bir BM teşkilatı. Geçici üyesi olmayacak.
Yılda 1 ya da 2 yılda bir, daimi üyeler yenilenecek. Hem farklı kıtaların hem de farklı dinlerin temsilcileri yer alacak bu yapının içerisinde. Ama birileri ellerine geçirdikleri saltanatı kimseyle paylaşmak istemiyor.
Ermenistan Cumhurbaşkanı, Azerbaycan'la savaşa hazır olduklarından söz ediyor, Türkiye'yi suçlayıcı ifadeler kullanıyor. Sizce nedeni ne?
Ermenistan ateşle oynuyor. Türkiye'nin her vesileyle iyi niyet gösterdiği biliniyor. Mesela ülkemizde, toplamda 100 bin civarında Ermeni var. Bunların 50 bin kadarı, Türkiye vatandaşı değil. İçlerinde oturma izni olmayanlara karşı hoşgörülü davranıyoruz.
PYD hususunda ABD ile ilişkilerde gelişmeler var mı?
Temaslarımız sürüyor. DAEŞ'le mücadelede, örneğin son dörtbeş gün içinde verdiğimiz koordinatları vurma konusunda daha gayretliler. PYD ve YPG artık telaffuz edilmiyor. Bu hususta eski tavırları yok. Tabii biz yine de temkinliyiz.
Obama, 'Benim dönemimde bitmez' diyor.
Bu tür ifadelerin kullanılmasını, şahsen doğru bulmuyorum. Çünkü devlet politikalarında devamlılık esastır.
Yazarımız Ekrem Kızıltaş da, Azerbaycan ve Hırvatistan ziyaretinde yer aldı.
Kilis'e düşen bombalara karşı bir kara harekatı düşünülüyor mu?
Güvenliğimizle ilgili her türlü tedbir alınıyor.
Almanya'nın İncirlik'te kalıcı üs kurmak istediği yönünde iddialar doğru mu?
Biz ne kadar müsaade edersek o kadar kalırlar.
İsrail ile son durum ne?
Önemli olan, İsrail'in Türkiye ile girdiği bu süreçteki hatasını anlamış olması. Biz 3 şarttan söz etmiştik. İlerlemeler oldu. Mayıs ortasında ekiplerimiz yeniden bir araya gelip görüşecekler.
Laiklik tartışması için ne düşünüyorsunuz?
TBMM Başkanı'nın ağzına herhalde kimse kalkıp kilit vuracak değil. Görüşünü söylemiş. Beğenirsin beğenmezsin, o ayrı mesele. Benim düşüncem AK Parti'yi kurduğum dönemden itibaren belli. Mısır'da da söyledim. Laikliğin, devletin tüm farklı inanç grupları için bir güvence olduğunu, bütün farklı inanç gruplarına eşit mesafede durması olduğunu anlattım. Müslüman Kardeşler yetkilisi Muhammed Bedii, 'Bu dediğiniz nasıl bir şey' demişti. Ben de kendisini kahvaltıya çağırıp anlattım. O da 'Böyle olduktan sonra ben de bunu tasvip ediyorum" demişti.
AYM'nin kuruluş yıldönümünde Kılıçdaroğlu ile tokalaşmadınız...
Birileri hem Cumhurbaşkanına kalkıp kalpazan diyecek, her türlü hakareti edecek, hem de gelip elinin sıkılmasını bekleyecek... Böyle bir şey olabilir mi? Tayyip Erdoğan böyle biri değil.
Ergenekon veya Balyoz gibi örgütler yoktur denebilir mi?
Ortada hiç bir şey yoktu fikrine de katılmıyorum.
AB, Schengen konusunda samimi mi?
Bu konu benim Başbakanlığım dönemimde Ankara Palas'ta açıklandı. 2016 Ekim'de uygulanacağı. Koşul moşul diye de bir şey yok. Şimdi bunu 4 ay önceye çekmenin adeta bir kazanımmış gibi sunulmasını anlayamıyorum.
Mehmet Özhaseki, "Paralel Yapı fabrika ayarlarına dönerse, mücadele sona erer' dedi. Ne diyorsunuz?
'Fabrika ayarları' ile neyi kastettiğini bilmiyorum. Ama Mehmet Bey'in de paralel yapı ile mücadelede kararlı biri olduğunu biliyorum. Kayseri'de paralelle bağlantılı olduğu ortaya çıkan bir yapı da var: Boydaklar. Şu anda ikisi içeride. Aileden bize mektup yazanlar, randevu talep edenler de var. Ama ben yargı makamı değilim ki. Bazı şeyler zamanında düşünülmeli.
HEPSiNi DEĞERLENDiRiYORUZ
Başbakan, 'Tam Başkanlığı benimsiyorum dersem, kendimi inkar etmiş olurum' anlamında bir cümle kullandı. Siz de daha önceki konuşmalarınızda, eğer tam başkanlık sistemi benimsenmiyorsa, partili cumhurbaşkanlığı da olabilir demiştiniz.
Onu bana değil, Ahmet Bey'e sormanız lazım. (Gülüşmeler) Benim kendi meşveret meclisimdeki danışmanlarımla bu konuda çalışmalar yapıyorum. Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar. Araştırıyorlar. Bizim amacımız alternatifleri de değerlendirebilmek.
