Konuşulmaz gereği yapılır

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda net konuştu: Güvenlik güçlerimizle, tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Bu tür şeyler konuşulmaz, gereken neyse anında yapılır...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 07 Şubat 2016 Güncelleme 07 Şubat 2016, 02:00
Konuşulmaz gereği yapılır

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Şili, Peru, Ekvator, Senegal programı dönüş yolunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı:

Göç ihtimali artıyor. Ruslar Türkiye'nin büyük bir askeri operasyon hazırlığında olduğu iddiasında. Neler söylersiniz?
70 bin ifadesi şu anda olası bir durumdur. Buna yok demek mümkün değildir. Türkiye tehdit altındadır. Kapımıza dayanmışsa, kardeşlerimizi yine almak zorundayız, alacağız. Rusya'nın 'TSK hazırlık içerisindedir' iddiasına gelince. Aslında Rusya'ya sormak lazım: Senin ne işin var Suriye'de? Şu anda işgalcisin, sen devlet terörü estiren bir kişiyle beraber hareket ediyorsun, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun, sivilleri öldürmeye devam ediyorsun. Ey Rusya, senin burada sınırın mı var, soydaşların mı var? Neymiş, Esed çağırmış. BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı konunun bir an evvel işletmesini bekliyoruz, silahların susması lazım.

Güvenli bölge konusunda da bir gelişme var mı?
Benim bu düşüncemi G-20 ülkelerinin tamamına yakını biliyor. Biz Koalisyon güçleri olarak bir adımı attıysak arkasını getirelim. Terör estiren Esed rejimi ile Rusya ve İran adımlar atabiliyorlar. Bunları görmemiz lazım.

ABD, İncirlik'in açılması ile ilgili mutabakat çerçevesinde, ABD kendi üzerine düşeni yerine getiriyor mu?
Yerine getirdikleri var, getirmedikleri var. Güvenli bölge konusunda ABD baştan itibaren pek inanmamıştı, sonra inanmaya başladı. Uçuşa yasak bölgeye karşı çıktılar ama onda da şu anda bir yumuşama var. Temenni ederim ki bu konularda mutabık kalırız.

Şam rejimi, sivil ya da silahlı ayırmıyor bomba yağıyor. Diğer ülke liderleri ikili görüşmelerde bunlara ne cevap veriyor?
Kimse 'Doğru değil' demiyor; tam tersine, hepsi 'Haklısın' diyor. Ama önemli olan hak vermek değil, hakkı teslim etmek, gereğini yerine getirmektir.
Avrupa dertli değil, işi ucundan tutuyorlar. Bizdeki PKK terör örgütünün hücrelerinden çıkan silahlarda, Rus var mı var, ABD silahları, Batı'nın var mı, var. Nereden geliyor bu silahlar? Biz stratejik müttefikiz, biz bu silahların bazılarını almaktan zorlanıyoruz. Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor.

Suriye'de bir fiili durum oluşturulur mu? Olursa Türkiye ne yapar?
Döner dönmez, dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapılmalı. Hassas konularımızı orada değerlendireceğiz. Irak'ta düşülen hataya Suriye'de düşmek istemiyordum. 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu araştırır bulursunuz. 1 Mart tezkeresinde Türkiye Irak'ta olsaydı Irak'ın durum böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresinde çıkacak netice Türkiye'yi masaya getirecekti. O zaman Bush, benle yaptığı görüşmelerde bir ricada bulundu. Ama maalesef biz kendi arkadaşlarımızın yanlışıyla baş başa kaldık. Sonra göreve geldim, başbakan oldum, tekrar ricada bulundu ve tezkere geçti ama o zaman da, oradaki Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimiz bizim oraya girmemizi istemediler. Şimdi Suriye'de de, bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Bir yerden sonra böyle gitmez.
Hassasiyetlerimizi Türkiye olarak korumak zorundayız. Bu hava sahası, sadece Türkiye'nin hava sahası değildir, NATO'nun da hava sahasıdır. Gerekli adımları atmak durumundadır. Bunlar herkes için bir test niteliği taşıyor.

Türkiye ani bir hareketle karşı karşıya kalabilir mi; böyle bir fiili duruma karşı neler yapılabilir?
Bu tür şeyler konuşulmaz, gerektiğinde gereken neyse yapılır. Şu anda biz bütün güvenlik güçlerimizle, her şeyimizle tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Kimsenin endişesi olmasın.

ABD veya AB'nin PYD'ye bakışı değişebilir mi?
PYD, YPG terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa, geç kalırız. Ve bakın, Biden yanında bir yardımcısı ile geldi. Daha önce Sayın Obama'nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi.
Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor, Kobani'ye gidiyor. Kobani'de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani'deki teröristler mi? Bu meselelerin mücadelesini hep birlikte vermek durumundayız.

Başbakan 10 maddelik bir plan açıkladı. Görüşünüz nedir?
Ayrıntılı inceleme fırsatım olmadı. O nedenle yorum yapmam doğru olmaz.

Başbakan, "Masa İmralı'da değil Ankara'da, süreç nasıl gelişir?
Ben 'Çözüm süreci buzdolabındadır' dedim. İmralı hiçbir zaman hükümetin bir muhatabı olamaz, kesinlikle olmamalıdır da. İmralı ile devletin çeşitli kurumları, başta MİT olmak üzere görüşebilir; sadece onla değil başkaları ile de görüşülebilir. İstihbaratçının görevi budur. Vekillerine müsaade ediyorduk, gidiyorlardı. Ama daha sonra dedim ki arkadaşlara, gitmemeleri lazım. Gidip şov yapıyorlardı. Şimdi, Leyla Hanım. Önce git yemin et! Milletvekili olmanın tescili yemindir. Sonra, bir pazarlık kaydı olmaksızın randevu istersen, başbakanlığımda nasıl yaptıysam burada da kabul ederdim. Gazetelerdeki haberlere yansıdığı kadarıyla bazı şartlardan söz edeceksin. Bu olmaz.Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir tavır değil bu.

Bakanlar kuruluna başkanlık edeceğiniz bir tarih var mı?
Bu ayın son pazartesinde Bakanlar kuruluna başkanlık edeceğim.

GÖRÜŞMELER ARTTI
Merkel için de bir panik havasıyla geliyor görüntüsü var.
Şansöyle Merkel ile son zamanlarda görüşmeler sıklaştı. Bu bir bakıma güzel. Gerek sayın Davutoğlu'nun Almanya seyahati, Merkel'in İstanbul'a gelmesi, Davutoğlu ve şahsımla yaptığı görüşmeler, ardından Londra görüşmesi ve şurada bir hafta oldu olmadı hemen buraya geliyor olması. Pazartesi kendisiyle Ankara'da görüşeceğim. Sayın Başbakan da görüşecek. Ana başlık büyük ihtimalle mülteciler sorunu. Yapılan donörler toplantısında verilmiş 10 milyar Euro'luk bir sözden bahsediyorlar. Daha önce Türkiye'deki Suriyeliler için kullanılmak üzere 3 milyar Euro sözü var. Daha bunlardan en ufak bir şey Türkiye'ye yansımış değil. Bütün bunları görüşme şansımız olacak diye düşünüyorum.

EN İYİSİYLE TAÇLANIR
Şili, Peru, Ekvator'un ortak özelliklerinden biri başkanlık sistemi ile yönetilmesi Türkiye'de süreç nasıl ilerleyecek?
Bu konu ile ilgili olarak parlamentoda yapılacak olan çalışma aslında Türkiye'de bu konuyu düşünen bütün kesimler için aydınından, medya organlarına, STK'lara varıncaya kadar hepsine adeta bir işaret fişeği olacaktır. Medya sayesinde kamuyla paylaşılacak. Zira kimse benim düşüncem dört dörtlük doğrudur diyemez. Şahsım da dahil olmak üzere. Nitekim hep birlikte yürütülecek çalışmalar neticesinde sürecin en iyi biçimde taçlandırılacağına inanıyorum.

Erdoğan, "Şili, Peru, Ekvator ve Senegal ziyaretlerimizi tamamladık. Şili'ye Başbakanlık dönemimde yaptığım ziyareti tamamlayamamıştım; Mavi Marmara olayı sebebiyle. Senegal'e 2013'te başbakan olarak gittim ve bazı adımlar atmıştık. Şili, serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke. Peru'yla da serbest ticaret anlaşması için dördüncü etap çalışmalarını bitirdik, 5. etap çalışmaları da mayıs gibi yapılacak. Ekvatorla da benzer bir çalışma içerisindeyiz" dedi.