Hastalık mı moda, moda mı hastalık

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 07 Ocak 2011 Güncelleme 07 Ocak 2011, 00:00
Hastalık mı moda, moda mı hastalık

İÇİNDEKİLER

Gördüğüne benzemeye çalışmak, bunu yapmaya çalışırken rahatsız olmak, hatta elimizdekini de kaybetmek. Evet insanın kendini unutarak istemesi başına neler getiriyor?
İlkokulda dere kenarındaki kurbağa'nın öküze benzemek için patladığını anlatmışlardı. Öküz olamadığı gibi kurbağalığıda kalmamıştı.

Midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Gördüklerimize kapılıp, kendimizi unutmayalım.
Moda, moda, moda...
Takip ederken dikkat edilmesi bir kavram moda. Elbiselere değil içindekilere dikkat eder, özenirseniz, kendinize de dikkat etmezseniz, sonra... Sonra başımıza ne mi gelir?
Şimdi yazdıklarımızı okuyunca anlarsınız.

BULİMİA NERVOSA
"Tıkanırcasına yemek yeme" anlamına gelir. Genç kadınlarda %1-3 oranında görülür. Aşırı ölçüde, adeta patlayıncaya dek, tıkınırcasına krizler halinde tekrarlayan yemek yeme nöbetlerinin olduğu bir rahatsızlıktır. Aşağıdaki iki belirti bu duruma eşlik etmektedir. Sadece psikolojik kökeni yoktur.
Serotonin, Norepinefrin döngüsü azalır. Endorfin düzeyi yükselir. Hastalar belirli bir zaman diliminde, aynı durumdaki kişilerin yiyebileceği besin miktarının çok daha fazlasının tüketir.
Kişi yemek yemeyi durdurma kontrolünü kaybettiğini düşünür.
Yemeği sonlandıramayacağı, miktarında aşırıya kaçıp, kontrol sağlayamayacağı hissi oluşabilir. Yemeğin ardından, kişi kilo almamak için isteyerek kusma, dışkılamayı arttırıcı ya da idrar söktürücü ,yan etki olarak zayıflama yapabilecek ilaçları kullanır.
Yemek yemeyi kendine yasaklayıcı tutumlar ya da normalden daha çok fiziksel aktivite ya da yoğun kültür fizik hareketleri gibi uygun olmayan telafi edici, kompanse edici davranışlar içine girer. "Bulimia nervosa" tanısı konması için kişinin tıkınırcasına yemek yeme ve uygun olmayan telafi davranışlarını en az 3 ay süre ile en az haftada 2 kez tekrarlamış olması gerekmektedir.
Bu bozukluğun bulunduğu kişinin kendini tanımlamasında ve değerlendirmesinde, vücut sekli ve kilosu önemli bir yer tutar. Rahatsızlığın 2 tipi vardır. Birincisinde düzenli olarak kusma, idrar sokturucu ve dışkılamayı arttırıcı ilaçlar kullanılmaktadır. İkinci şekilde ise kişide bunun yerine yemek yememe ya da anormal derecede fiziksel aktivite ya da vücut egzersizleri gibi alınan kalorileri telafi edici davranışlar görülmektedir.

ANOREKSiYA NERVOSA
Film, moda dünyasının özenilen figürleridir mankenler, aktrisler. Fotograflarda kaç santim oldukları yazılmasada kaç kilo olduklarını okuruz çoğu zaman. Filmlerde öldüklerine inandığımız insanların, incecik bedenlerine benzeme tutkusuyla dolarsak yandık. Hayattaki en önemli konunun bu olduğuna kendimizi kaptırıp akıntıya kapılabiliriz.
Bu kişiler oldukları kilodan memnun olmaz.
Beklediği kadar zayıflasa bile kilo almak ve şişmanlamaktan aşırı şekilde korkar.
Kendi bedenini doğru tanımlamakta zorlanır.
Kilosunun düşük olmasının kendisi için doğuracağı zararların farkına varamaz.
Ergenlik dönemindeki genç kızlarda %1 görülebilir.
Erkeklere göre 20 kat daha sık görülür.
Sanıldığı gibi sadece psikolojik kökenli değildir.
Kanda "MHPG(-metoksi-4-hidroksifeniletilen glikol)" denilen madde düzeyi düşüktür.
Kortizol düzeyi yükselir. Troid işlevleri baskılanmıştır. Dişilik hormonları düşer. Adet düzensizliği, adet görememe olur. Sıklıkla depresyon eşlik eder. Ölümle sonuçlanan vakalar vardır. "Can boğazdan gelir." İstek frenine basamazsak "Geldiği gibi gider."