Sonuçta satın alma maliyeti önemlidir ama kullanım maliyeti birçok kişi için daha önemlidir.
Otomobil firmaları da, emisyon kısıtlamalarının da zorlamasıyla, daha az tüketen taşıt araçları geliştirmek için milyarlarca dolar ya da avro harcıyor. Bu noktada otomobil firmalarını zorlayan bazı etkenler var. Örneğin, sürekli zenginleşen donanımların getirdiği ekstra ağırlıklarla mücadele etmek, tüketicilerin sürekli artan, performans, konfor, daha geniş iç mekan beklentilerine karşılık vermek gibi. Yani hem otomobilleri daha büyük yapacaklar, daha fazla donanım sunacaklar, daha hızlı, kazalarda daha koruyucu ama daha az yakıt tüketen araçlar üretecekler.
Tamama, yapsınlar; sonuçta serbest rekabet ortamında kim daha iyisini yaparsa kazanır. Ancak bazen tüketicilerin abartılı beklentiler içinde olduğunu düşünüyorum.
1.5 tonluk bir otomobilin sıkışık şehir trafiğinde 5-6 litre yakıt tüketmesini beklemeleri gibi.
Tabii hibrit bir aracınız varsa bunu gerçekleştirebilirsiniz ama geleneksel benzinli ya da dizel motorlu araçla bunu başarmak pek mümkün değil. Ayrıca araç sahiplerinin tüketim konusunda tüm yükü üreticilere yüklemesi de doğru değil. Biraz da kendilerinin sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.
Kullandıkları aracın potansiyelini doğru şekilde kullanmadan 'abi bu çok yakıyor' demenin bir anlamı yok. Akan trafiğin hızına uymayıp sürekli fren yapıp tekrar hızlanan, kırmızı ışığın yandığını görüp hala gaza basan, hız limitlerinin üzerinde giden, aşırı yük taşıyan, kırmızı ışıta ya da duran trafikte sürekli hareket etmeye çalışan sürücüler yakıt tüketiminde şikayet etmemeli.
Sonuçta tüketimi artıran sizin kullanım alışkanlıklarınız ya da hatalarınız. Özellikle ticari araçların sürücüleri trafikte yaptıkları hataları sakin kafayla oturup düşünse tüketimi en az yüzde 10 düşürebilir. Tabii, diğer sürücüler için de aynı durum geçerli ama trafiği birbirine katan ticari araç sürücülerinin o kadim bahanesi var ya 'ekmek parası' diye; işte şoför arkadaşlar ekmek paranız sağ ayağınızın altında duruyor. Gaz pedalına bunu düşünerek basın!
HALİT BOLKAN
