IRAK'TA YAPILACAK TOPLANTI
Irak'ın başkenti Bağdat'ta yarın Türkiye-Irak Güvenlik Zirvesi toplantısında güvenlik ve askeri işbirliği konularının öncelikli gündem maddesi olacağını aktaran Keçeli, terörle mücadelede "ortak bir anlayış geliştirilmesi" ve bu doğrultuda atılabilecek somut adımların masada olacağına dikkati çekti.
Keçeli, son zirvede yapılan ve "PKK'nın her iki ülke için de ortak tehdit" olarak tanımlandığı açıklamayı hatırlatarak, terör örgütü PKK'nın Irak makamları tarafından bir ortak güvenlik tehdidi olarak tanımlanmasını "Irak tarafında PKK ile mücadele azminin gelişmeye başladığının bir işareti" gördüklerini ifade etti.
Keçeli, enerji konusunda da Irak'taki doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesi ve bunların uluslararası pazarlara sevki için görüşmeler olacağını bildirdi. Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı'nın bir süredir kapalı olduğunu hatırlatan Keçeli, "Biz bu boru hattından sevkiyata başlanabileceğini, bizim açımızdan bir sorun olmadığını geçtiğimiz ekim ayında söylemiştik. Ancak Irak tarafının henüz sevkiyata başlanması konusunda hazır olmadığını anlıyoruz." şeklinde konuştu.
Keçeli, Irak'taki tüm tarafların karşılıklı diyalog ve anlayış çerçevesinde bir mutabakata ulaşmasını ve boru hattına sevkiyatın en kısa sürede başlamasını ümit ettiklerini bildirdi.
Dışileri Bakanı Fidan'ın Bakü'yü ziyaret edeceğini aktaran Keçeli, burada Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın düzenleneceğini, ana gündem maddesinin "bağlantısallık" konuları olacağını kaydetti.
GAZZE'YE YARDIMLAR
Türkiye'nin Gazze'ye yaptığı insani yardımlara ve tahliyelere ilişkin bilgi paylaşan Keçeli, "(Gazze'de) İnsani felaket giderek daha kötü bir hale dönüşüyor. Ramazan ayında da Gazzeli kardeşlerimize destek vermeye devam edeceğiz." dedi.
Keçeli, 10 Mart'ta yaklaşık 3 bin ton insani yardım taşıyan geminin Mısır'ın El-Ariş limanına ulaştığını belirterek, "Krizin başından bu yana Gazze'ye yaptığımız yardım 40 bin tonu aştı." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) Mersin'de 26 bin ton un teslim ettiğini hatırlatan Keçeli, unun UNRWA tarafından İsrail'in Aşdod limanına götürülerek bir kısmının karayoluyla Gazze'ye sevk edildiğini aktardı.
Keçeli, İsrail makamlarının kalan unu Gazze'ye ulaştırmasında engel olduğunu ve yaklaşık 3-4 hafta boyunca BM ve İsrail ile görüşmelerin ardından sonuca ulaştırıldığını anlattı.
GAZZE'YE HAVADAN İNSANİ YARDIM
Keçeli, Türkiye'nin UNRWA'ya sağladığı 26 bin ton unun kalanının Dünya Gıda Programı aracılığıyla peyderpey Gazze'ye sevkinin başladığını aktardı.
Keçeli, Gazze'ye havadan insani yardım operasyonun da başladığını anımsatarak, "Biz, buraya da destek sağlamak üzere yaklaşık 9 bin ton tıbbi malzeme ve bebek malzemesi ilettik. Bunu Ürdün makamları hava yoluyla Gazze'ye ulaştırıyorlar." diye konuştu.
Gazze'den tahliye edilen vatandaşlarla ilgili konuşan Keçeli, şunları kaydetti:
"Bu sabah itibariyle 1489 vatandaşımızı, KKTC vatandaşı ve onların yakınlarını Gazze'den tahliye etmiş durumdayız. Hala tahliye etmeye çalıştığımız bir grup vatandaşımız var. Onların da en kısa sürede güvenli bir şekilde Gazze'den Türkiye'ye veya gitmek istedikleri başka ülke varsa oraya ulaşmaları için çaba harcamaya devam edeceğiz."
TERÖRLE MÜCADELEDE ORTAK MEKANİZMA
Keçeli, ABD ile yapılan görüşmelerde terörle mücadelede ortak bir mekanizma kurulması konusuna değinerek, düzenli ve teknik düzeyde yüz yüze toplantıların yapılmasının planlandığını aktardı.
"Farklı kurumların katılımlarıyla gerçekleştirilecek bir dizi toplantı olacak." diyen Keçeli, dışişleri bakanlıklarının koordinasyonunda, güvenlik birimlerinin de dahil olduğu bir istişare mekanizması bulunduğunu belirtti.
Keçeli, Türkiye'nin PKK'nın Irak'taki varlığıyla mücadele konusunda kimseden icazet almadığını ifade ederek, "Biz güvenliğimizi tehdit eden yurt dışı kaynaklı bir terör örgütüne yönelik operasyon yapacaksak icazet alacağımız tek entite BM'nin, BM şartının 51. maddesidir. Bunun dışında herhangi bir uluslararası yapım veya üçüncü tarafla o açıdan ele almıyoruz." dedi.
ABD askerlerinin Irak'ta bulunduğunu hatırlatan Keçeli, "Bizim PKK'ya dönük mücadelemizde bağlantılı olarak, tabii ki onlarla da görüşüyoruz. Ancak bu bir icazet alma, izin alma anlamında gerçekleşmiyor." diye konuştu.
Keçeli, Süleymaniye konusunda Türkiye'nin tutumunu Bakan Fidan'ın vurguladığını hatırlatarak, "Bizim Süleymaniye'den bazı beklentilerimiz var." dedi.
Keçeli, "Bizim Süleymaniye'deki ilişkimizi birkaç sene öncesindeki olduğu noktaya getirmemizi mümkün kılacak adımlar Süleymaniye tarafından henüz atılmadı." diye konuştu.
Keçeli, Fidan'ın ABD'deki temaslarında, Gazze'ye insani yardım konusunda farklı bir çözüm formülünün görüşülüp görüşülmediğine ilişkin, "Bir formül olarak bu konuşulmadı ancak bu konu en çok üzerinde tartıştığımız başlıklarından bir tanesiydi. Biz aslında Amerika'nın Gazze'deki insani felakete bir çözüm arayışı içine girmesini dünya kamuoyunun, ABD üzerinde kurduğu baskının sonucu olarak görüyoruz." dedi.
Gazze'deki sorunun esas kaynağının çözülmesi gerektiğini dile getiren Keçeli, en kısa sürede ateşkesin sağlanması, ve yardımların acilen ulaştırılması gerektiğini vurguladı.
Keçeli, karayoluyla ulaştırılacak yardımların önemli olduğunu, BM ve bu konuda uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşlarının da aynı gözlemi yaptığını aktararak şunları söyledi:
"Bizim ABD'ye verdiğimiz mesajların temelinde bu yatıyordu. Bir an önce ateşkes sağlayalım ve bu esnada da 'insani yardımların ulaştırılabilecek en etkin, hızlı ve sürdürülebilir şekilde Gazze'ye girmesi için İsrail üzerindeki bütün etkinizi kullanın' dedik. Mesele bunların ulaştırılmasında. Biz Mısır makamlarıyla da sürekli temas halindeyiz. Ne yazık ki İsrail tarafından kaynaklı nedenlerle tonlarca insani yardım malzemesi sınırın Mısır tarafında bekliyor."
ABD'NİN GAZZE'YE DENİZ YOLUYLA YARDIM ULAŞTIRMA PLANI
Keçeli, ABD'nin Gazze'ye seyyar liman inşa etme planları hakkındaki soruyu yanıtlarken, "Birincisi, bu eğer Amerika'nın Gazze'deki insani felaketi kabul etmesi anlamına geliyorsa iyi bir gelişme. Öte yandan, biz karayoluyla çok daha kolay, çok daha ucuza, çok daha etkin bir şekilde yardım ulaştırılması mümkünken birtakım daha az etkili denemelerde bulunulmasını doğru bulmuyoruz." ifadelerini kullandı.
Gazze'ye yardımın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden olmasıyla ilgili Keçeli, "GKRY'nin muhatabı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) makamlarıdır. Dolayısıyla onlar bu konuda gerekli yorumda bulunacaklardır. Bizim açımızdan söyleyeceğim tek şey, biz KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki haklarının bir şekilde zedelenmesine, ihlal edilmesine izin vermeyiz." dedi.
SURİYE İLE İLİŞKİLER
Keçeli, Suriye ile ilişkilere yönelik de Dışişleri Bakanlığının sorumluluğu çerçevesinde, Türkiye ile Suriye rejimi arasında bir görüşme gerçekleşmediğini belirtti.
Keçeli, "Bizim normalleşme konusundaki politikamız başından beri belli. Biz şeffaf bir şekilde, dürüst bir şekilde bunları ortaya koyduk. Herhangi bir ön şartımız yok. Ancak bu sürecin sonunda (Suriye rejiminin), siyasi süreçle ilgili, Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili, Suriye'nin geleceğiyle ilgili gelmesini istediğimiz bir nokta var. Öte yandan Suriye rejiminin bize koyduğu bazı ön şartlar var." diye konuştu.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI'NDA SON DURUM
Keçeli, Rusya'nın Fransa ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleriyle yaşadığı gerginliğin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin Avrupa'ya davet edildiği yönündeki haberlere ilişkin, böyle bir davetten haberdar olmadığını bildirdi.
Türkiye'nin Ukrayna-Rusya Savaşı'nda istikrarla aynı politikayı izlediğinin altını çizen Keçeli, iki taraf için de koşullar oluştuğunda tarafların barışın şartlarını konuşmak üzere bir araya gelmesi gerektiğini dile getirdi.
Keçeli, savaşın belli bir durma noktasına geldiğine, çok kişinin öldüğüne ve bölgeye ekonomik yansımaları olduğuna işaret ederek, "Biz bu konuya bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Eninde sonunda da bulunacaktır anlayışındayız. Ancak bir çözüm empoze edilmesi yönünde de herhangi bir çabaya girilmemesi gerekiyor. Ancak taraflar konuşmaya hazır olduğunda konuşabilecekler." dedi.
F-35 SÜRECİ
Türkiye'nin CAATSA yaptırımlarından çıkarılma talebi ile Türkiye-ABD Savunma Ticareti Diyaloğu ismiyle kurulacak yeni mekanizma arasındaki ilişkiyle ilgili soruyu cevaplayan Keçeli, ikisinin aynı konuda farklı süreçler olduğunu söyledi.
Keçeli, Fidan'ın ABD ziyaretinden olumlu izlenimlerle ayrıldıklarına ve Senato'da, Türkiye'ye uygulanan kısıtlamalar konusunda pozitif mesajlar aldıklarına dikkati çekerek, iki ülke içerisindeki fırsatların hayata geçmesinin tarafların çıkarına olacağını belirtti.
Ödeme yapmasına rağmen Türkiye'ye teslim edilmeyen F-35'lerle Türkiye'nin F-35 programı sırasındaki harcamalara ilişkin görüşmelerin devam ettiğini bildiren Keçeli, "F-35 projesine dönmemiz konusunda birtakım çalışmalar varsa bu Dışişleri Bakanlığının sorumluluk alanında değil." ifadesini kullandı.
DEAŞ'LI TUTUKLARININ AİLE YAKINLARI
Keçeli, yarın Irak'ta yapılacak görüşmelerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın planlanan Irak ziyareti hazırlıklarının görüşüleceğini aktararak, resmi ziyaret tarihini Cumhurbaşkanlığının açıklayacağını söyledi.
ABD'nin, DEAŞ'la mücadele gerekçesiyle Irak ve Suriye'de bulunduğunu ileri sürdüğünü belirten Keçeli, "DEAŞ'lı tutuklular ve onların aile yakınlarının vatandaşı oldukları ülkelere dönmesi konusunda hem bizim hem Amerika'nın uzun süredir izlediği bir politika var. Esasen o husus daha ziyade üçüncü ülkelere yönelik bir çağrı." dedi.
Keçeli, kendi vatandaşı olan DEAŞ'lıların aile yakınlarını kabul etmeyen çok sayıda Batı Avrupa ülkesinin kendi vatandaşlarını alması gerektiğini dile getirerek, bunun ülkelerin uluslararası yükümlülükleri ve bölgenin güvenliği bakımından sorun teşkil ettiğini kaydetti.