CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mandacı danışmanı Ünal Çeviköz'den bir Yunan'ı aratmayacak Kıbrıs sözleri

Bulduğu her fırsatta Türkiye’yi yabancı ülkelere şikayetiyle nam salan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mandacı danışmanı Ünal Çeviköz’ün bu seferki adresi Yunan basını oldu. Yunan Etnos’a konuşan Çeviköz, Batı arabasına geri dönmek istediklerini açıkça söyleyerek "ABD, Türkiye ve Yunanistan her konuda anlaşamasak da, fikir ayrılıklarımız olsa da bu ittifak ve dayanışma bağının bizi ortak bir platformda birleştirdiği üç ülkedir. Bu gücü küçümsememek gerekiyor. Seçimlerden sonra ittifak ilişkilerimizin daha da güçleneceğine inanıyorum” dedi. Kıbrıs Rum kesiminin tutumunu görmezden gelen Çeviköz, tam bir Yunan gibi “Türkiye’nin Kıbrıs’ın iç işlerine karışmaması gerektiği”ni söyledi.

Giriş Tarihi 13 Mayıs 2023, 11:45 Güncelleme 13 Mayıs 2023, 11:55
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mandacı danışmanı Ünal Çeviköz’den bir Yunan’ı aratmayacak Kıbrıs sözleri

İÇİNDEKİLER

ABD ve Batı medyası tarafsızlığı rafa kaldırıp açık açık Erdoğan düşmanlığını kapaklarına taşırken Batı'ya biat etme sözü veren 7'li koalisyonun bu yöndeki çalışmaları da sürüyor. Geçtiğimiz günlerde The Economist'e yazan Kılıçdaroğlu açık açık Batı'ya "Siz ne derseniz o" sözünü vermişti. Kılıçdaroğlu'nun baş danışmanı Ünal Çeviköz de Batı basınına benzer açıklamalarda bulunmuştu. Yunan Etnos'a konuşan Çeviköz'ün gündeminde bu kez Yunanistan ve Kıbrıs meseleleri vardı.

İsviçre'de yayın yapan bir gazeteye konuşan Çeviköz, Türkiye'nin dış politikasına yönelik yaptığı açıklamalarında 'Suriye askeri operasyonların duracağını' söylemiş, , 'Batı toplumunun benzer düşünen bir üyesi olmak istiyoruz' mesajımı vermişti.

Kendi çıkarlarını ne olursa olsun koruyan Türkiye'nin yerine Batı'ya itaat eden bir dış politika izleyeceğini açık açık dile getiren Çeviköz, Yunan basınına da benzer açıklamalarda bulundu.

Etnos, 7'li koalisyonun bilinmeyen bir denklen olduğunu yazsa da muhalefetin Batı ile ilişkileri düzeltme sözü vermesinin kendi çıkarlarına uygun olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun en büyük vaadi 'Yunanistan ile yakınlaşma' olduğunu yazan gazeteye konuşan Çeviköz, 'Çözemediğimiz sorunlar varsa da ortak irade ile nasıl çözeceğimize karar verebiliriz' dedi.

Çeviköz'ün Yunanistan'ın Ege Denizi'nde karasuları sınırlarını 12 mile çıkarmak suretiyle hapsetme girişimini, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kazanımlarını dikkate alıp almayacağı konusunda kesin bir yargıdan kaçındığı görüldü.

'Batı arabasına geri dönmek istediklerini açıkça söyleyen Çeviköz'ün, "ABD, Türkiye ve Yunanistan her konuda anlaşamasak da, fikir ayrılıklarımız olsa da bu ittifak ve dayanışma bağının bizi ortak bir platformda birleştirdiği üç ülkedir. Bu gücü küçümsememek gerekiyor. Seçimlerden sonra ittifak ilişkilerimizin daha da güçleneceğine inanıyorum." İfadelerini kullandığı görüldü. Çeviköz'ün Türkiye ve ABD ilişkilerinin yeni bir vizyona ihtiyacı olduğunu söylediğine dikkat çekildi.

Çeviköz'ün Türkiye'nin Kıbrıs dahil diğer ülkeler ile ilişkilerini eleştirdiği ifade edildi. Kıbrıs meselesinde için Türkiye'nin Kıbrıs'ın iç işlerine karışmaması gerektiğini söyleyen Çeviköz, 'Adada iki toplum çözüm bulmalıdır' ifadelerini kullandı. ÇEviköz, Yunanlıların da aynı şekilde davranması gerektiğini söyledi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN SKANDALLARLA DOLU YAZI
Erdoğan'ın gitmesi üzerine yaratılan bir kampanya dilini yöneten Batı medyası, Türkiye'yi kaos, kriz ve anti-demokratik bir ortam bekliyor algısını bu kez de Kılıçdaroğlu'nun katkısıyla pekiştirdi. "Erdoğan gitmeli" ve "Demokrasiyi kurtarın" gibi skandal ifadelerle gündeme gelen The Economist, son olarak kalemi, Kılıçdaroğlu'na verdi. Makalesinde Türkiye'de "demokrasi olmadığı" sözlerine yer veren Kılıçdaroğlu, iktidara gelmesi halinde koşulsuz şartsız Batı'nın izinden gideceğini yineledi.

"SEÇİMLER DEMOKRATİK DEĞİL" VURGUSU
Seçimlere katılımda dünyanın en yüksek seviyelerinden birine sahip olan Türkiye için "anti-demokratik" vurgusunda bulunan Kılıçdaroğlu yazısında, "Anti-demokratik ve otoriter bir hükümete karşı Türkiye'deki demokratları bir araya getirmek için elimden gelenin en iyisini yaptım ve geniş bir demokrasi koalisyonu kurmayı başardık." ifadelerini kullandı.

TÜM DÜNYAYA KONUŞAN KOALİSYONUN "SUSTURULUYORUZ" İDDİASI
Sık sık yabancı medyaya demeç veren Kılıçdaroğlu, 7'li koalisyonun "susturulduğunu" iddia ederek "İktidar partisinin muhalefeti susturmak için sürekli baskı uyguladığı, mevcut adaletsiz ve otoriter koşullarda dahi seçimlerle barışçıl bir yönetim değişikliğinin mümkünatını göstereceğiz." Sözlerine yer verdi.

"BATI'NIN SÖZÜNDEN ÇIKMAYACAĞIZ"
Sömürgecilik karşıtı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye her daim Batı'nın gururlu bir üyesi olacaktır. Tüm uluslararası kurumlarda Türkiye, Batı saflarının bir parçasıdır ve bu şekilde hareket etmeye devam edecektir. Kuracağımız hükümet bizi siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak Batılı müttefiklerimize yaklaştıracaktır." diyerek Batı'ya bir kez daha koşulsuz şartsız itaat edeceğini söyledi.

"İDEAL OLAN NE VARSA BATI'DADIR" ANLAYIŞI
"14 Mayıs'ta [kazanacağımız] zafer, Türkiye'nin Batı'ya yönelimini de eski haline kavuşturacak. Bu yönelim bir idealin yansımadır. Türkiye açısından Batı, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve eşitlik anlamına geliyor" diyerek Batı'yı idealize eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dış politikada bağımsız bir anlayışı rafa kaldıracağının da sinyallerini verdi.

Batı'ya bağlılık sözüne Akdeniz'i de dahil eden Kılıçdaroğlu, bölgedeki siyasi konular için "uluslararası koalisyon" çağrısında bulundu. Terör suçlarından tutuklu bulunan, 6-7 Ekim olaylarının sorumlusu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a özgürlük vadeden ve sık sık AİHM'i işaret eden Kılıçdaroğlu, "Hükümet olarak, AB katılım sürecini yeniden başlatmak ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma taahhüdünde bulunmasını sağlamak için yapıcı şekilde çalışacağız" sözleriyle gelecek planlarına da yer verdi.