6'lı koalisyon iyi dağıldı! Akşener'in yeni hamlesi ne olacak? HDP masa üstüne çıkacak mı?

1 yıldır toplanıp yiyip içip dağılan 6'lı koalisyon son toplantının ardından dağıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP'li ABB Başkanı Mansur Yavaş'ı masaya öneren ve 5 liderden olumsuz yanıt alan Meral Akşener kendisine bir dayatma olduğunu iddia ederek yaptığı bombardıman sonrası masayı yıktı. İmamoğlu ve Yavaş'a aday olun dayatması yapan Akşener yarım ağız da olsa ret yedi. Akşener'in bundan sonra ne yapacağı merak edilirken "Koalisyonun masa altında ortağı HDP boşalan sandalyeye oturacak mı?" sorusu da başka bir konu... Usta yazarlar koalisyonun yaşadığı duruma ve geleceğine ilişkin çarpıcı tespitler yaptı. İşte detaylar...

Giriş Tarihi 04 Mart 2023, 09:27 Güncelleme 04 Mart 2023, 10:35
6’lı koalisyon iyi dağıldı! Akşener’in yeni hamlesi ne olacak? HDP masa üstüne çıkacak mı?

İÇİNDEKİLER

Muhalefetin yuvarlak bir masa etrafında toplanıp oluşturduğu 6'lı koalisyon 1 yılda dağıldı.

Koalisyonun büyük ortakları CHP ve İYİ Parti arasındaki soğuk savaş, 3 Mart 2023 itibariyele sıcak çatışmaya dönüştü.

SON TOPLANTI İPİ KOPARDI
Saadet Partisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının ilan edilmesinin akabinde Meral Akşener masadan çekildi.

Parti kurmayları tarafından hakarete varan ifadeler havada uçuştu.

AKŞENER "DAYATMA VAR" DEDİ MASAYI YIKTI
Her fırsatta Kılıçdaroğlu'nun adaylığını veto edip, CHP'li belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın önünü açan Akşener kamera karşısında geçerek bunu somut bir şekilde dile getirdi ve masayı devirdi.

Masadaki ortakları tarafından partisine bir dayatma olduğunu söyleyen Akşener, "Boyun eğmeyeceğiz" diyerek CHP'yi de karıştırmak için Yavaş ve İmamoğlu'na benzer bir dayatmada bulundu.

YAVAŞ VE İMAMOĞLU'NDAN YARIM AĞIZ RET
"Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'na sesleniyorum. Milletimiz sizi göreve çağırıyor"
ifadeleriyle 2 isme seslenen Akşener saatler sonra 2 isimden yarım ağızla da olsa ret yedi.

Böylece milletin geleceği için bir planı ve projesi olmayan kaos masası beklendiği gibi dağılmış oldu. Masayı adeta bombalayarak kalkan Akşener'in bundan sonra ne yapacağı merak edilirken "Koalisyonun masa altında ortağı HDP boşalan sandalyeye oturacak mı?" sorusu da başka bir konu...

Usta yazarlar koalisyonun yaşadığı duruma ve geleceğine ilişkin çarpıcı tespitler yaptı.

Sabah Yazarı Mahmut Övür, Ekrem İmamoğlu'nun sürpriz adaylığı düşündüğüne dikkat çekti. Okan Müderrisoğlu, "HDP, açıktan 5'li Masa'ya yanaşıp "Hakiki 6'lı Masa'yı kurdurabilir!" derken Melih Altınok ise "Aylardır analizleriyle bugünü, olacak olanı bire bir anlatanları yandaşlıkla, algı operasyonu yapmakla, halkı kandırmakla itham eden siyasileriniz, akıl hocalarınız, gazetecileriniz sizi kandırdılar. Ne yazık ki, muhalefeti gasp edip oyalayan bu yapı her alanda tasfiye edilmedikçe de hayal kırıklarınızın sonu gelmeyecek." ifadelerine yer verdi.

Övür'ün yazısı şu şekilde;

"Yazıya başlarken "Ya masa çökecek ya da İP dağılacak" diye düşünüyordum. Tam o anlarda ekranlara Meral Akşener çıktı ve öyle bir konuşma yaptı ki, "Masayı da kendisini de dağıttı" desek yanlış almaz.
Rahmetli Demirel, boşuna "Siyasette 24 saat uzun bir süre" dememişti. O kadar zaman geçmedi bile ortalık toz duman oldu. Masadan çekilmez denilen Akşener, bırakın çekilmeyi masayı dağıttığı gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, CHP'li iki belediye başkanını kullanarak tehdit eden bir çıkış yaptı.


"En sonda söyleyeceklerimi en başta söyleyeyim. İyi Parti kıskaca alınmıştır. Bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Dün gerçekleşen toplantıda adayın kim olacağını tartıştık. 5 siyasi parti, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını dile getirdi. 6'lı Masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür."
Akşener bu kadarla yetinmedi, başından beri sürdürdüğü CHP'nin içine el atma siyasetine devam etti ve açık açık iki CHP'li belediye başkanına, biraz da "kışkırtarak" çağrı yaptı:

"Sayın Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'na çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz milletin iradesiyle seçildiniz. Kritik kırılmanın eşiğinde millet sizi göreve çağırıyor. Bu vazife reddedilemez, görmezden gelinemez bir vazifedir."
Bir parti başkanı olarak başkalarından medet uman pozisyona düşen Akşener'in bir şeyler çevirdiği, önceki akşam yetki aldığı halde "Partimle görüşeceğim" demesinden belliydi. Gece yarısı toplantı yaptığı parti yönetiminden ayrılıp evine gitti ama toplantısı bitmedi. Sabaha karşı çok özel bir toplantı daha yaptı. Toplantıda Ümit Dikbayır, Kürşad Zorlu, İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım gibi birkaç yakın isim dışında kimseler yoktu.
O toplantının ayrıntılarını bilmiyorum ama sabahın erken saatlerinde görüşlerine önem verdiğim İyi Partiliden gelen şu mesaj günün seyrini açıklamaya yetti:

"Masa dağılıyor bilgin olsun..."
Aslında bu sonuç benim için şaşırtıcı olmadı, bekliyordum. Kılıçdaroğlu'nun adaylığına küresel güç merkezlerinin onay vermediğini, İmamoğlu'nun da hevesli olduğunu ve bu nedenle işlerin karışabileceğini defalarca yazdım. Bugün gelinen noktada onların katkısı oldu mu bilemem ama sonuç onların istediği doğrultuda gelişiyor. Bu sonuç, FETÖ'cülerin talebiyle de örtüşüyor.
Ancak masanın yerle bir olması da onların hesabının tutmadığını gösteriyor.

Yazı için tıklayınız

İMAMOĞLU ADAY OLABİLİR
İş öyle bir noktaya geldi ki bundan sonra İmamoğlu veya Yavaş, Akşener'in çağrısına cevap verseler de sonuç değişmeyecek. Ama bu İmamoğlu'nun sürpriz adaylığı düşünmediği anlamına gelmez. Hatta bugün yarın Ankara'ya gideceği de konuşuluyor.
Sonucu sadece bir isim değiştirebilir: Kılıçdaroğlu... Kimse ihtimal vermese de Kılıçdaroğlu'nun bu süreçte ne yapacağı çok daha dikkat çekici olacak.
Sahi Kılıçdaroğlu ne yapar?
Geri adım mı atar yoksa kendisini bağladığı için yola devam mı eder?
"Bu da nereden çıktı?" demeyin; karşımızda her yolu mübah gören, bir söylediği diğerini tutmayan ve siyaset üretmek yerine siyaset mühendisliğiyle iktidar hayali kuran bir aktör var. Son ana kadar da kendisini seçtirecek 5 sağcı partiyi masaya mahkûm eden bir isim.
Gelelim onun oyununu bozan Akşener'e... Akşener'in siyasi geçmişine bakınca, hem siyasi genetiğinin hem de partisini kurtarmanın gereğini yapmış görünüyor. Bundan sonra ne yapar orası meçhul... Yeni bir aday mı çıkarır yoksa kendisi mi aday olur göreceğiz.
Bir de kimin "tarih" olacağını..."

İP CAMBAZLIĞININ DRAMATİK SONU!
Okan Müderrisoğlu, 'İP cambazlığının dramatik sonu!" başlığıyla şunları kaleme aldı;

"Sonda söyleyeceğimi, başta söyleyeyim...
Bana göre...
Bu saatten sonra cumhurbaşkanlığı seçimi büyük ölçüde neticelenmiş, hatta CHP'ye yeni genel başkan bulma ve muhalefeti dizayn süreci başlamıştır!
Merhum Süleyman Demirel'in çetrefilli siyasi durumlar için özlü sözleri vardı. Mesela "Çatal kazık toprağa batmaz!" derdi. Atasözündeki "çatal kazık" benzetmesi çok başlılığı ifade etmekteydi. Zira yere sağlam batması açısından kazık tek uçlu olmalıdır. Ancak bu şekilde işlevini yerine getirebilir. Eğer bu çatallı bir kazıksa toprağa çakmak mümkün olmaz. Bu da çok başlılığın başarıyı engellemesini anlatır!
Bugün 6'lı Masa'nın geldiği, daha doğrusu taşıyıcı ayaklarından biri kırıldığı için düştüğü durum budur. Esasen baştan beri de farklı değildi. CHP'li her türden aktör ve medya faktörü Kemal Kılıçdaroğlu'na oynuyor, İP Genel Başkanı Meral Akşener ise "Bizim de sayemizde seçildiler" dediği İmamoğlu ve Yavaş ismine açıktan yatırım yaptığını gizlemiyordu. Beklendiği gibi testi çatladı ve içinde ne varsa, dışına da onu sızdırdı!

Kaderin garip cilvesi...
Şu anki şartlar Cumhur İttifakı'nı zorlarken, Millet İttifakı bileşenleri adeta 14 Mayıs'ın sonucunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan lehine tescil edercesine gelgitler yaşıyor. Masanın kritik aktörü İYİ Parti için, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "İP" demesi boşuna değilmiş. Şu anda karşılaştığımız manzara tam bir "İP cambazlığı!" Bu, öyle bir İP cambazı ki aynı zamanda bir "siyasi jonglör!" Siyaseti, "İP" üzerinde yapan, aynı anda birbirinden farklı çıkarları bir jonglörün lobutları düşürmeden çevirmesi misali sürdüren bu oluşuma ne denir?
"Aman ne kadar maharetli ve vatanseverler" diye mi bakılır?
Yoksa...
"Kırk tilkinin kuyruğunu birbirine değdirmemeye çalışırken siyaseten kısa devre yapan zoraki birliktelik" diye mi düşünülür?

Yazı için tıklayınız

Kabul, yine Demirel merhumun dediği şekli ile...
"Siyasette 24 saat uzun, 1 hafta kısadır!"
Ama yine de gelinen noktada...
Sn. Akşener'in açıklamaları yenilir yutulur gibi değildir. Ayların birikimi bir öfke patlamasına dönüşmüştür. Ve siyasette eşine ender rastlanır biçimde İP lideri, CHP liderine güven duymadığını söyler, onu şahsi ikbal peşinde koşmakla suçlarken, aynı partinin yani CHP'nin iki belediye başkanından birini cumhurbaşkanı adaylığı için göreve çağırmıştır.
Daha da ilginci...
İstediği adaylar Masa'dan onay almayınca, düne kadar sahiplendiği Masa'yı gayrimeşru çizgisine oturtacak kadar iddialı sözler serdetmiştir.
Öyle ki...
"6'lı Masa millet iradesini kaybetmiştir" diyerek Masa'yı fiilen dağıtmıştır.
Artık, yepyeni bir süreç başlamıştır.
Örneğin...
İki belediye başkanı, Akşener'in çağrısıyla değil de "Millet bizi göreve çağırıyor" diye sahne alabilir. Ya da CHP Genel Başkanlığı için pazarlığa oturabilir.

HDP MASAYA OTURABİLİR
Veya Akşener, "Şartlar değişti diyerek, kendi adaylığını ilan edebilir!" Ve nihayet...
HDP, açıktan 5'li Masa'ya yanaşıp "Hakiki 6'lı Masa'yı kurdurabilir!"
Bekleyip göreceğiz...
Bilinen tek şey...
"Kumar Masası'nın dağıldığıdır!"

Melih Altınok ise "Muhalif seçmeni yine kandırdılar" başlığını attığı yazıda şu satırlara yer verdi;

"Beklenildiği üzere 2 Mart'taki 6'lı Masa toplantısında mutabakat metnine imza atan Meral Akşener yine beklenildiği üzere birkaç saat sonra da ittifaktan ayrıldı.
Ne var ki kimse ittifakı terk ederken bir tekme atıp masayı da devirmesini beklemiyordu.
Zira Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin önünde takoz olduğuna dair bir manifestoyla kameraların karşısına geçen Akşener, giderayak Ekrem İmamoğlu'nun ve Mansur Yavaş'ın üzerine kendi ifadesiyle "ateşten gömleği" zorla geçiriverdi.
Başkanlara açıkça "Halkın size verdiği tarihi görevi üstlenin, genel başkanınıza bayrak açın, kopun gelin" diye boy verdi.
Tartışmalar sürerken sabah FOX TV'de Altılı Masa liderlerine basiret telkin eden İmamoğlu'nun böyle bir maceraya gireceğini sanmıyorum. Mansur Yavaş da hizbin adayı olmayı göze alacak bir profil değil. Toplumda karşılıklarının olduğuna inanan her iki isim de "yesinler birbirini" pozisyonunun keyfini çıkartacaklar.

Kemal Bey'in bu saatten sonra adaylıktan vazgeçmesi de siyasi intihar anlamına geleceği için ihtimal dışı görünüyor.
Oyların bölüneceğini gösteren bu tablo karşısında muhalif seçmende haliyle hayal kırıklığı hâkim.
Yalnızca siyasi refleksi taraftarlıktan farksız kemik tabandan bahsetmiyorum... Önündeki alternatifleri iyi niyet ve akılla değerlendiren, holigan siyasetinden uzak duran bir arkadaşım da dün gönderdiği tek cümlelik mesajla hislerini özetlemişti:
"Bir strateji yokmuş meğer."
Evet..
Aylardır analizleriyle bugünü, olacak olanı bire bir anlatanları yandaşlıkla, algı operasyonu yapmakla, halkı kandırmakla itham eden siyasileriniz, akıl hocalarınız, gazetecileriniz sizi kandırdılar.
Ne yazık ki, muhalefeti gasp edip oyalayan bu yapı her alanda tasfiye edilmedikçe de hayal kırıklarınızın sonu gelmeyecek.
Umarım bu şok ve yüzleşme, siyasetteki tortuların silinmesine, Türkiye'de iktidarın rasyonalleşemesine katkı sağlayacak bir muhalefetin oluşmasının önünü açar.
Uykudakileri uyandırır.

NASREDDİN HOCA FIKRASINDAN HALLİCE
Düne kadar Akşener ve İmamoğlu ile birlikte "Kılıçdaroğlu kazanamaz" algısını muhalif seçmene yedirmeye çalışıyorlardı...
Köşelerinden Kemal Bey'e "Aday olma, sokağa ve insan içine çıkamazsın" diye tehdit savuracak kadar ileri gidenler şimdi Akşener'i, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına isyan edip masayı terk ettiği için "ihanetle" suçluyorlar.
Akıl alır gibi değil...

Akşener'in durumu sizce de biraz köylünün gazıyla Timur'un huzuruna çıkan, ancak dönüp arkasına baktığında kimseyi göremeyen Nasreddin Hoca'nın durumu andırmıyor mu?
"Kılıçdaroğlu aday olmasın" diyenler bir anda ortadan kayboldular.
Fıkrayı biliyorsunuz, Hoca uğradığı satışın acısını çıkarmış, altta kalmamıştı.
Bakalım Meral Hanım bu goygoycu ekibi deşifre edecek mi?


AKŞENER NE YAPACAK?
Son tahlilde 6'lı Masa'da HDP'nin varlığına itirazı olabilecek tek aktör İyi Parti'ydi. Azıcık imtiyaz için kırk takla atan diğerleri, bir şekilde ikna olurlardı.
Akşener'in sandalyeyi boşaltmasının ardından artık Kemal Bey'in adaylığına itirazı olmayan HDP masaya biraz daha sokulacak.
Peki Meral Hanım nereye oturacak? Yoksa tek başına ayakta mı duracak?

Yazı için tıklayınız

Acaba, şakayla karışık "Kazanacak adaysa sana ne ihtiyacı var, zaten kendi kendine kazanır. Kazanacak aday Recep Tayyip Erdoğan, o zaman git ona çalış. Bu siyaseten yanlış bir laf. Sayın Akşener'e saygısızlık etmek istemem, Millet İttifakı'nın içişleri de benim işim değil ama siyaseten sorunlu bir yaklaşımdır. Gerçekten sakil duruyor" diyen Sırrı Süreyya Önder'in önerisinden daha ciddi bir plan var mı kafasında?"

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN