Bomba iddia: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'deki 8 saatlik sırrından FETÖ çıktı! Bay Kemal'e "aday olma" mı dendi?

Son dakika haberi! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ABD'de gazeteci ve kurmaylarını atlattı. Boston'dan Washington'a kara yoluyla ulaştı. 8 saat kendisiyle iletişim kurulamadı. Yanındaki isim ise Bernie Sanders ile görüşme ayarlamaya çalışan Selçuk Sarıyar'dı. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür kendisine gelen istihbaratı köşesinden paylaştı. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün karanlık kurul üyesiyle görüştüğünü belirten Övür, "Aynı saatlerde ABD'den gelen bir Whatsapp mesajında şöyle deniyordu: 'Kılıçdaroğlu, FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan'la görüştü. Görüşmede aday olmaması istenmiş ama kabul etmemiş. Bunun üzerine milletvekilliği pazarlığı yapılmış...' Gel de merak etme" ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 13 Ekim 2022, 06:58 Güncelleme 13 Ekim 2022, 13:17
Bomba iddia: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’deki 8 saatlik sırrından FETÖ çıktı! Bay Kemal’e aday olma mı dendi?

İÇİNDEKİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Boston'da görüşmelerini tamamladı. Ardından Washington'a uçacaktı, ama biletini yaktı. Ne uçak kiraladı ne de tren kullandı, gazetecileri atlattı. Siyah Tahoe tarzı SUV tipi özel araçla yola çıktı.

KILIÇDAROĞLU 8 SAATTE KİMLERLE GÖRÜŞTÜ?
Tam 8 saat boyunca otobanda yolculuk yaptı. Yanında danışmanı Ömer Topsakal, bir kameraman ve ABD gezisini organize eden Selçuk Sarıyar vardı! Herkes aynı soruya cevap aradı: Kılıçdaroğlu 8 saatte kimlerle görüştü?

FETÖ'CÜ TEKALAN İLE GÖRÜŞTÜ
Takvim.com.tr'nin gündeme getirdiği olayı köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür kendisine gelen istihbaratı köşesinden paylaştı. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün karanlık kurul üyesiyle görüştüğünü belirten Övür, "Aynı saatlerde ABD'den gelen bir Whatsapp mesajında şöyle deniyordu: "Kılıçdaroğlu, FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan'la görüştü. Görüşmede aday olmaması istenmiş ama kabul etmemiş. Bunun üzerine milletvekilliği pazarlığı yapılmış..." Gel de merak etme, " ifadelerini kullandı.

İşte Övür'ün bugünkü yazısı;

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisini pür dikkat bekleyenlerin başında FETÖ'cülerin geldiğini daha önce yazmıştım. Hatta Mustafa Özcan, Mustafa Yeşil gibi isimlerin İngiltere'den ABD'ye geçtiklerini de... Ama görüşüp görüşmeyecekleri bilinmiyordu. Doğrusu bunca açığa çıkan ilişkilerden sonra görüşmeme ihtimali daha yüksekti.


Ancak Habertürk yazarı Oray Eğin'in şu satırları ciddi şüphe yarattı:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun Salı sabahı Boston'da yaptığı bir görüşmeden sonra tarifeli uçakla başkente gelmesi bekleniyordu. Ama biletini yaktı ve otomobille yola çıkmaya karar verdi.
Boston ve D.C. arası trafiksiz, hiç durmadan en az sekiz saat demek. Amerikan otobanı da olsa yorucu.
Tren ve epey kısa sayılabilecek uçak seferleri var. 15 bin dolar gibi cüzi bir ücrete 10-15 kişilik özel uçak bile kiralamak mümkün.


Ama Kılıçdaroğlu otomobille gelmeyi tercih ediyor, yanındakiler de şaşırıyor." Aynı saatlerde ABD'den gelen bir Whatsapp mesajında şöyle deniyordu: "Kılıçdaroğlu, FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan'la görüştü.
Görüşmede aday olmaması istenmiş ama kabul etmemiş. Bunun üzerine milletvekilliği pazarlığı yapılmış..." Gel de merak etme, Kılıçdaroğlu o kayıp 8 saatte ne yaptı? Neden böyle bir yolu tercih etti? Yoksa Whatsapp mesajında dile getirilen o iddia doğru mu? Bilim adamlarıyla görüşmek için ABD'ye giden bir siyasi aktör, 8 saat neden ortadan kaybolur?

ABD'ye icazet gezisi düzenleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 8 saatlik sır gezisinin yankıları sürüyor. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, A Haber canlı yayınında Kılıçdaroğlu'nun bu gezisiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Övür'ün açıklamalarından öne çıkanlar
Ana muhalef partisi CHP Genel Başkanı Kemal Bey'in Amerika gezisi hakikaten çok enteresan bir zaman diliminde gerçekleşti. Bu zamanda olması hem tartışmalıydı hem de içeriği açısından da çok tartışmalıydı. Bir defa giderken vahşi kapitalizmden bahsetti, neoliberal uygulamalardan bahsetti. Sanki ona karşı çıkacakmış gibi bir hava oluşturdu. Sonra bir baktık ki daha vizyoner bir yaklaşımda bilim dünyasıyla ilişkiler kuracakmış. Bu da çok eleştirildi. Hem kendi parti çevresinden hem de muhalefet cephesinden. Aslında baştan sona sorunluydu. Gitmeden 3-4 gün önce sanırım ben de bir yazı yazmıştım, acaba oraya gittiğinde Türkiye'nin yaşadığı derin sıkıntıları seslendirecek mi? Orada FETÖ'cülerle baştan beri yakın ilişkisi vardı; bir görüşme sağlanacak mı diye.

8 SAATTE NE YAPTIĞI KONUSU ÇOK ENTERESAN
Bu soru işaretleriyle bu süreci beklerken çok sürpriz hakikaten şaşırtıcı bir şekilde Boston'dan Washington'a dönerken arabayla dönüş yapıyor. Bütün gazeteciler uçağa bindikten sonra fark ediyor ki Kemal Bey yok, başka bir yolla arabayla düşünün Boston'dan New York'a 8 saatlik yol bu böyle bir araba yolculuğu yapıyor. Şimdi ister istemez soru işareti oluşuyor. Herhangi bir bilginin gelmesine gitmesine de gerek yok. Bu kendi başına bir soru işareti oluşturan yolculuk. O gazeteciler işin doğrusu bunu sorgulamamış da başka türlü gerekçeler buluyor. Ama o 8 saat içerisinde ne yaptığı konusu hakikaten çok enteresan. Tam da o saatlerde bana gelen bir bilgi var. Daha önce de benzer bilgiler gelmişti. FETÖ'cü Mustafa Özcan'la Mustafa Yeşil'in hatta Ekrem Dumanlı'nın İngiltere'den New York'a gittikleri ve Kılıçdaroğlu'yla görüşecekleri şeklinde.

FETÖ'CÜLERLE Mİ GÖRÜŞTÜ?
Fakat orada başka bir sürpriz isim o görüşmenin ya da o yolculuğun yapıldığı saatlerde benim WhatsApp'ıma ABD'den bir tanıdığım bir bilgi gönderdi. O da şuydu; yine FETÖ'nün önemli isimlerinden birisi üniversiteler açısından önemli isimlerden birisi Şerif Ali Tekalan'la onunla bir görüşme yaptığına ilişkin bilgi geldi.

Şimdi bu 8 saatlik kayıp ya da atlatma durumu ortaya çıkınca bu görüşmenin olduğuyla ilgili bilgi geldi. Ben de bunu köşemde paylaştım. Hakikaten de o yüzden de buradan da soruyorum; o 8 saatte Şerif Ali Tekalan'la mı görüştü Kemal Bey? Başka isimler de var mıydı? Çünkü bu arada bir üniversiteye gidiyor orada öğrencilerle görüşüyor. Kendisi yalnız ama başka odalarda başka isimlerle de görüşmeler yaptığı söyleniyor. Böyle bir durum. Hakikaten bu durum kendi içerisinde çok tartışmalı sorunlu, CHP çevresinde inanılmaz bir tepkiye yol açtı 8 saatlik kayıp meselesi.

Hele bunun FETÖ'cülerle görüşme gibi bir boyutu da olursa çok derin tartışmalar önümüzdeki günlerce CHP'yi bekliyor diyebilirim.

SEÇİMLER ÖNCESİ BU ZİYARET NEDEN YAPILDI?
Bu konuda da hakikaten soru işaretleri var. Çünkü 6'lı masada bir liderlik, kimin aday olacağı yarışı var. Akşener'in "Biz noter değiliz." Diyerek kazanacak aday arayışı var. Bu olurken de Kemal Bey'in ABD'ye gidişi hakikaten soru işaretleri yarattı. Ne oluyor? İcazet almaya mı gitti? Oradan adaylığına okey almaya mı gitti? Ben bu görüşü paylaşanlardan biriyim. Kemal Bey burada hem 6'lı masaya fark atmaya çalıştı ABD'nin bilim adamlarıyla görüşecek, sivil toplumlarıyla görüşecek. Böyle Amerikan eksenli bir süreç başlatarak fark atmaya çalışıyor. Sanırım bu adaylığını pekiştirmek açısında bir geziydi diye düşünüyorum. Bu geziye Almanya ve İngiltere'yi de katması bunu biraz daha bu algıdan kurtarmaya çalışan bir yaklaşım diye düşünüyorum.

ŞERİF ALİ TEKALAN KİMDİR?
Darbe girişiminin ardından çözülmeye başlayan Fetullahçı Terör Örgütü'nde (FETÖ) güç mücadelesi baş gösterirken elebaşı Fetullah Gülen'den sonra yerine kimin geçeceği tartışması, gözleri örgüt yöneticilerinden oluşan "karanlık kurul" üyelerine çevirdi.

"Başyüceler" ya da "istişare heyeti" de denilen bu kurul üyeleri arasında dikkati çeken isimlerden biri de Şerif Ali Tekalan.

AA muhabirinin dava dosyalarından derlediği bilgilere göre, 1970'lerden itibaren örgüt faaliyetlerine aktif olarak katılan Tekalan, 1976'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Sonraki yıllarda Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalışan Tekalan, bu dönemde örgütün sözde "Kayseri imamlığı"nı yaptı.

Örgüt mensuplarının kurduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Genel Sekreterliği görevini yürüten Tekalan, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra kapatılan Fatih Üniversitesinin rektörlüğünü de yaptı.

YURT İÇİNDE VE DIŞINDA ÖRGÜT ELEBAŞINI TEMSİL EDİYOR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, terör örgütünün darbe girişiminden bir gün önce açtığı "FETÖ Çatı Davası" nın iddianamesinde Tekalan'ın, "FETÖ Tayin Heyeti içerisinde yer aldığı" ve "FETÖ'nün akademik yapılanmasından sorumlu imam olduğu" belirtiliyordu.

İddianameye göre Tekalan, resmiyette Fatih Üniversitesi rektörü olsa da örgütün bütün üniversitelerini ve akademik kadrosunu yönetiyordu. Tekalan, akademik unvanların örgüt mensuplarına dağıtılmasından ve örgütün yükseköğretimde kadrolaşmasından sorumluydu.

Üst düzey askeri ve siyasi yetkililerle FETÖ arasındaki irtibatı sağlayan Tekalan, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den talimat almak veya ona bilgi vermek için zaman zaman ABD'ye gidiyordu. Bir dönem örgütün "emniyet imamlığı"nı yapan Kemalettin Özdemir, "FETÖ Çatı Davası" dosyasında yer alan tanık beyanında Tekalan'ın, elebaşı Gülen'e gidecek akademisyenler, siyasetçiler ve askeri personelin belirlenmesi ve götürülmesinde yetkili olduğunu, yurt içi ve yurt dışında yapılan görüşmelerde Gülen'i temsil ettiğini bildirdi.

FETÖ'NÜN BİRÇOK DAVASINDA SANIK
Tekalan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı "FETÖ Çatı Davası"nın dışında, 10 Temmuz 2010'daki KPSS sorularının FETÖ tarafından sınav öncesinde ele geçirilerek, örgüt mensuplarına dağıtılması ile Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesine ilişkin davaların da sanıkları arasında yer aldı.

KIRMIZI KATEGORİDE ARANIYOR
Halen firari durumda olan Tekalan, İçişleri Bakanlığının terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alıyor.

BAY KEMAL'İN ABD HÜSRANI
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tartışmaların gölgesinde ABD'ye başlattığı 'icazet' seferi deyim yerindeyse hüsranla sonuçlandı.

Sanders, eski ABD Başkanı Barack Obama ve diğer senatörlerle değil görüşme randevu bile alamayan CHP heyeti, fiyaskoyu perdelemek için 'bilim ve teknoloji' maskesine sığındı.

FİYASKOYU PERDELEMEK İÇİN "ABD'YE İHTİYACIMIZ YOK" MESAJI
İmaj yükseltmek isteyen CHP, "Bay Kemal adaylık icazetini ya altılı masadan alır ya milletten alır. Amerika'ya bizim ihtiyacımız yok" açıklamasını yaptı.

Tüm bu gelişmelerin ışığında bomba bir detay ortaya çıktı.

GÖTÜRDÜĞÜ GAZETECİLERİ ATLATIP 8 SAAT ORTADAN KAYBOLDU
Kılıçdaroğlu'nun ziyarette yanında götürdüğü Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Halk TV programcısı İsmail Saymaz, KRT Muhabiri Tülin Daloğlu, ANKA Editörü Duygu Güvenç ve Hacer Foggo gibi isimleri atlatıp 8 saat ortadan kaybolduğu ortaya çıktı.

CHP liderinin Salı sabahı Boston'da yaptığı bir görüşmeden sonra tarifeli uçakla Washington'a gelmesi beklenirken götürdüğü gazetecileri atlatıp uçak biletini yakarak otomobille yola çıkmaya karar verdiği öğrenildi.



Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'de görev yapan Türk gazetecileri programına almadı.



KİMLERLE GÖRÜŞTÜ?
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan seçildikten sonra 2013 yılında ABD'ye gitmiş ve FETÖ terör örgütü yöneticileriyle bir araya gelmişti.

Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretinin ardından FETÖ'nün 17/25 Aralık operasyonu gerçekleşmişti.

8 SAATLİK YOLCULUĞUN UCU FETÖ'YE Mİ ÇIKIYOR?
Bu gerçekler ortadayken; Kılıçdaroğlu'nun 8 saatlik süre zarfında Fetullahçı Terör Örgütü'nden bir isimle görüşüp görüşmediği merak konusu olurken; gizlilikle atılan karanlık adımlar şüpheleri de beraberinde getirdi.



Kılıçdaroğlu'nun uçağa binmeyerek kara yolunu seçmesi ve takip ettiği güzergah detaylıca mercek altına alındığında karşımıza çok çarpıcı sonuçlar çıkıyor.

CHP lideri, Washington ile New York arasındaki 351 km'lik yolu 3 saat saat 48 dakikada alması gerekirken 8 saatte tamamlıyor.

Aradaki kayıp olan 4 küsür saatlik zaman diliminde ne yaptığı ise tam bir muamma.

Bu noktada Washington ile New York arasındaki mesafeyi gösteren haritayı detaylıca incelediğimiz vakit, güzergahın Fetullahçı Terör Örgütü'nün ininin bulunduğu Pensilvanya'nın yakınlarından geçtiği anlaşılıyor.

ORTAK GÜZERGAHTA PENSİLVANYA'DAN GELEN FETÖ'CÜ HEYET İLE Mİ GÖRÜŞTÜ?
Güzergahın Pensilvanya'ya yakın bir noktadan geçmesi ve Kılıçdaroğlu'nun beraberindeki heyeti atlatarak 8 saat ortadan kaybolması 'FETÖ' iddialarını da güçlendirdi.

Pensilvanya'dan gelen FETÖ'cü bir heyetin güzergah üzerinde bir noktada Kılıçdaroğlu ile görüştüğü yorumları yapıldı.




Öte yandan bu durum A Haber ekranlarında yayımlanan Sebep Sonuç programında da masaya yatırıldı. Konuya ilişkin Aydınlık Gazetesi Yazarı Gaffar Yakınca, çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.

Karayolu ile 3 saat sürecek bir yolculuk olduğunu vurgulayan Yakınca, "Şüpheyi artıran şeylerden birisi de şu; gezi öncesi hazırlık ve kurulan heyetler de şaibeli. CHP'liler söylüyor bunu. Parti yöneticileri yok, kim olduğunu bilmediğimiz insanlar var." dedi.

"KILIÇDAROĞLU'NUN YANINDAKİ İSİMLER ABD İLTİSAKLI"
ABD'ye giden Kılıçdaroğlu'nun heyetinde yer alanlardan Hacer Foggo ismine dikkat çeken Yakınca, "CHP kadrolarından yetişen birisi değil. Sezgin Tanrıkulu gibi dışarıdan monte edilmiş bir tip. Yoksullukla mücadele diye bir iş yapıyorlar. Kritik olan nokta şu, ABD hükümetinin fonlarıyla destek verdiği bütün işlerini ABD parasıyla yapan sözde sivil toplum aktivisti bir insan. Anlıyoruz ki Kılıçdaroğlu'nun ABD ile ilişkilerde araya koymak istediği böyle isimler." diye konuştu.



"PENSİLVANYA'DAN GEÇİYOR, ORADA DA TUHAF TUHAF TİPLER CİRİT ATIYOR"
Kılıçdaroğlu'nun Pensilvanya'dan geçtiğini vurgulayan Yakınca, "Pensilvanya'dan geçiyor. Terörist elebaşıyla görüşmek muhalefet liderine yakışmaz. Aklımıza gelen de o değil ama tuhaf tuhaf tipler cirit atıyor orada acaba bir toplantı yapıldı mı? CHP'li belediye başkanları, Meral Akşener de dahil olmak üzere ABD ve İngilizlerle görüşmeler yaptılar. İnsan ister istemez bunu soruyor. Kendi siyasi arkadaşları da bunları ifşa etti." ifadelerini kullandı.

8 saatlik kaybın büyük şaibelere yol açtığını ifade eden Yakınca, "CHP içerisinde bu tuhaf görüntüye itiraz edecek insanlar olduğunu düşünüyorum. CHP acaba böyle konuşulmasını mı istiyor? Şüphe oluşturmak mı istiyorlar? KHK'lıların oyunu almak istiyor olabilir." dedi.

'DERİNLER' ANLAM VEREMEDİ!
Takvim.com.tr'nin günler öncesinden 'Derinlerden Gelme Sesi' manşetiyle detaylarını duyurduğu ve 'icazet turu' olarak okuyucularına aktardığı ABD seferine, Okyanus Ötesi'ndeki 'derin' isimlerin tarafından bir hayli şaşkınlıkla karşılanmıştı.

ABD'deki derin yapılarla yakınlığı bilinen Türkiye ve Ortadoğu uzmanı, Dış İlişkiler Konseyi üyesi Steven A.Cook, "Kılıçdaroğlu'nun Washington'u ziyaret etmesinin hiçbir nedeni yok" diye bir paylaşım yapmış, Cook'a yanıt veren ise 'Gezi ve 15 Temmuz' davalarından da yargılanan firari Henri Barkey ise "Son dakika kararı ve amatörce" yorumunda bulunmuştu.

"NEDEN BURADA KİMSE BİLMİYOR"
ABD seferini "Tipik CHP beceriksizliği" olarak yorumlayan Cook'dan yine manidar bir paylaşım geldi.

Steven A.Cook, Twitter hesabından Kemal Kılıçdaroğlu'nun neden ABD'de olduğunu kimsenin bilmediğini söyledi.




KILIÇDAROĞLU'NUN VİZYONU İŞTE BU KADAR: SAVAŞTA TARAF OLALIM
Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşta 8 aya yakın bir süredir geride kaldı. Türkiye krizin başından bu yana yürüttüğü vizyoner denge politikası ile tarafları İstanbul'da masaya oturtmayı başardı.


Savaştan kaynaklı sekteye uğrayan gıda ve enerji arzından kilit rol oynadı.

ABD'de bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Türkiye'nin barış diplomasisini sekteye uğratacak tepki çeken bir açıklama geldi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tarafsızlığı bir kenara bırakara savaşın tarafı olması gerektiğini vurgulayarak, "Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna'nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

DERİN YUVASINDA TÜRKİYE'YE KARA ÇALDI!
Öte yandan CHP lideri, bugün 'derin' yuvasına da uğramayı ihmal etmedi...

Johns Hopkins Üniversitesi'nde açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Vergi kaçakçılığının ulusal spor olarak algılandığı bir ülkede demokrasi gelişemiyor maalesef" şeklinde mesnetsiz iddialarla Türkiye'yi karaladı.



Kılıçdaroğlu'nun 'derin yuvası'nın adını bilmemesi ise baya manidar bir detay olarak göze çarptı. CHP lideri adı "Johns Hopkins Üniversitesi" olan kurumun adını yanlış yazdı.

TAKVİM.COM.TR'NİN DİKKAT ÇEKTİĞİ ÇARPICI DETAY
Takvim.com.tr, Kemal Kılıçdaroğlu ve Amerikan derin devletinin kontrolü altında olan Johns Hopkins Üniversitesi arasındaki bağa ışık tutmuş, çarpıcı bir detaya dikkat çekmişti.

Bu üniversiteyle ilgili göze çarpan en önemli detay, 2008 yılında deyim yerindeyse CHP'nin kaderini tayin eden bir rapor yayımlaması.

Söz konusu raporda Deniz Baykal'ın tasfiyesinden, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilişine kadar çarpıcı detaylar yer alıyor.



KILIÇDAROĞLU'NUN 'DERİN' YUVASI!
Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yuvası" olsa da, o üniversitenin "derin" bir yönü daha var.

Kemal Kılıçdaroğlu daha CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı.

Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki "kehanet" gibi Türkiye senaryoları dikkat çekiciydi.


Raporun içinde Türkiye'yi sarsacak öngörülerden biri raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi:

"CHP'den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal'la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak."

Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010'da FETÖ'nün kaset kumpasıyla Deniz Baykal devrilip o koltuğa oturuyordu.