Bulut: Bunlar saf haberler değil, başka bir planları var

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki iftar yemeğiyle ilgili iftiralara değinen Yiğit Bulut, söz konusu haberlerin saf haberler olmadığını, bu haberlerle başka bir planın ön çalışmasının yapıldığını söyledi.

Giriş Tarihi 24 Haziran 2015, 00:00 Güncelleme 24 Haziran 2015, 17:10
Bulut: Bunlar saf haberler değil, başka bir planları var

İÇİNDEKİLER

Meclis'teki yemin töreni, törende HDP'lilerin İstiklal Marşı'na iştirak etmemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yapılan saygısızlık gibi konuları yorumlayan Bulut, dün bazı gazetelerde çıkan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'yle ilgili iftiralara da sert tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanlığı'nda 600 bin liralık iftar yemeği verildiği iddiasının tamamen maksatlı bir yıpratma ve halkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kışkırtma niyetiyle yapıldığını ifade eden Yiğit Bulut, "Kim ki, parlamentoyu itibarsızlaştırıyorsa, hangi partiyi, hangi milletvekilini olursa olsun, kim ki milletvekillerini, Cumhurbaşkanlığı'nı itibarsızlaştırmak için haber yapıyorsa, bilin ki onlar başka bir plan içindedir. Bunlar saf haberler değil" dedi.

Yiğit Bulut şöyle konuştu:
Bugün malum medyanın bazı gazetelerinde, dün akşam Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan iftarla ilgili bazı haberler çıktı. "Masa 200 bin lira, iftar 300 bin lira, yenilen yemek 500 bin lira..." gibi.

O MASA ANKARA'DA YAPTIRILDI, MALZEMESİ SUNTA
O masa Ankara'da yaptırılmış. Suntadan yapılmış. Üstündeki örtü şatafatlı olabilir, güzel olabilir. Ama örtüyü kaldırıp iskeletine baktığınızda o masanın maliyeti ayaklarıyla birlikte 6 bin lirayı geçmiyor. Böyle bir durumda bu masanın neresi 240 bin lira, neresi 600 bin lira? Yenilen yemeğin neresi 100 bin lira, neresi 200 bin lira?


ORADAKİ MALZEMELERİN YÜZDE 90'I ÖNCEKİ CUMHURBAŞKANLARI ZAMANINDA ALINDI
Şunu da söyleyeyim, kullanılan malzemenin yüzde 90'ı Sayın Abdullah Gül ve Sayın Süleyman Demirel'den kalma bize. Alım tarihleri böyle. Bu malzemeler yeni alınmış değil. Bunların hepsi 10 yıldır, 20 yıldır başka cumhurbaşkanlarının da yapmış olduğu tasarruflar sonucu bugüne gelmiş malzemeler. İyi ki de almışlar. Dayanıklı malzemeleri almışlar, bugünlere gelmiş.

Tabi ki taşınırken yeni malzemeler alınmıştır. Ama "bin liralık bardak, 5 bin liralık çanak..." Bunlar doğru değil. "Lale getirilmiş dün akşamki yemek için Hollanda'dan"... Bir gazetenin internet sitesinde bu yazıyor. Türkiye'de en büyük olduğunu iddia eden bir gazetenin internet sitesine haber olarak konuyor bu.

AMAÇLARI HALKI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A KARŞI KIŞKIRTMAK, ONU İTİBARSIZLAŞTIRMAK
Bunun amacı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni itibarsızlaştırmak, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı itibarsızlaştırmak, halkı ona karşı kışkırtmak ve sistemi bozacak, kaos çıkaracak her türlü dinamiği körüklemek.

O YAZARIN YILLIK GELİRİ 3 MİLYON DOLARDAN FAZLA AMA ÇIKMIŞ MİLLETVEKİLİ MAAŞINI YAZIYOR
Eskiden parlamento düşmanlığı yapılırdı ki hala yapılıyor, şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi düşmanlığı yapılıyor. Bakın, milletvekillerinin emekli maaşını yazan bir adam, bir tanesi takmış, Hürriyet Gazetesi yazarı... Her gün yazıyor. "Milletvekili emekli maaşı, milletvekili emekli maaşı, milletvekili emekli maaşı..." Milletvekili emekli maaşının tam 10 katı aylık maaş alıyor bu gazeteci. Her sene Beykoz konaklarından bir tane ev alıyor(prim olarak). Ama her gün milletvekili maaşı yazıyor. Yıllık geliri 3 milyon doların üzerinde. Ama her gün milletvekili maaşı yazıyor.

BUNLAR SAF HABERLER DEĞİL, BİLİN Kİ BAŞKA BİR PLAN İÇİNDELER
Onun evinde sadece bahçe malzemeleri için milletvekili maaşı kadar para harcanıyor. Amaç, parlamentoyu itibarsızlaştırmak. Parlamentoyu itibarsızlaştırdığınız zaman ne yapıyorsunuz? Parlamentoya müdahalenin yolunu açıyorsunuz. Geçmişte parlamentoları itibarsızlaştırarak askeri darbelerin yolunu açtılar. Milletvekillerini, bakanları itibarsızlaştırarak, parlamentoyu, başbakanları, cumhurbaşkanlarını itibarsızlaştırarak sisteme dokunmanın yolunu açtılar. Yurtdışından ve yurtiçinden.

Kim ki, parlamentoyu itibarsızlaştırıyorsa, hangi partiyi, hangi milletvekilini olursa olsun, kim ki milletvekillerini, Cumhurbaşkanlığı'nı itibarsızlaştırmak için haber yapıyorsa, bilin ki onlar başka bir plan içindedir. Bunlar saf haberler değil.

AYNISINI OSMANLI'YA YAPTILAR, "LALE DEVRİ" DEDİLER
Bakın, geçmişte aynısını Osmanlı'ya yaptılar. Biz bugün hala "Lale Devri" diyoruz. Lale Devri'nin ismini Alman tarihçiler koydu. Neden? Lale Devri yaşandı Osmanlı'da. İtibarsızlaştırma. Osmanlı'yı itibarsızlaştırma.

Hangi Osmanlı padişahı yabancılara karşı kendi milletini, ümmetini, coğrafyasını, devletini korumuşsa, onu hep itibarsızlaştırmışlar, onu yok etmişler sonunda. Bakın bu Nizamülmülk'ten beri böyle. Onu da Haşhaşinler yok etti. Bugün aynı Haşhaşin örgütünün devamı var Türkiye'de: Paralel örgüt. Nizamülmülk'ü katlettiler.

Aynı Haşhaşin örgütünü Abdülhamid'in karşısında gördük. Aynı örgütü Menderes asılırken gördük. Aynı Haşhaşin örgütünü 1971'de, 1980'de, 28 Şubat'ta, Gezi olaylarında, 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta gördük.

Kim ki, bu ülkenin, bu devletin menfaatlerini savunur, onu itibarsızlaştırırlar.

6 ALMAN GAZETESİ AYNI BAŞLIKLARLA SAYIN CUMHURBAŞKANI'NA SALDIRDI
Bakın 6 Alman gazetesi birden, aynı başlıkla Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldırıyor. Böyle bir şey olabilir mi?

Neden? Ne yaptık sana biz? Biz ancak senin menfaatinin önünü kesmiş olabiliriz. Bunu bu ülkenin insanlarının anlaması lazım.

"Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan 600 bin liralık akşam yemeği..." Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 600 bin liralık akşam yemeği hiçbir zaman olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. 60 bin liralık da olmayacak. 6 bin liralık da olmayacak.

O YEMEKLER CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI'NIN MUTFAĞINDA PİŞİRİLDİ
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki akşam yemeği Cumhurbaşkanlığı'nın mutfağında pişiyor. Malzemesi de pazardan alınıyor. Daha açık nasıl konuşayım?

Ama bu manşetleri atanların evlerinde 6 bin liralık sabah kahvaltısı var. 60 bin liralık öğle yemeği de var. 9 bin liralık havyar kutusu açıp Gezi olaylarını seyredenler de var. Bakın bunları söylemek istemiyorum. Bunlar çirkin şeyler ama, eğer Cumhurbaşkanlığı'na 600 bin liralık akşam yemeği diye iftira atılıyorsa biz de bunları söylemek zorundayız.