Deprem konuşturur

Türkiye ne depremle ne de depremsiz yaşamaya alıştı! 1999 felaketinden bu yana 'akıl verenler' 4.4'lük son sarsıntıyı da kaçırmadı. Yine her kafadan bir ses çıktı. Ruhumuz enkaz altında kaldı!

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Ekim 2010 Güncelleme 05 Ekim 2010, 12:49
Deprem konuşturur

İÇİNDEKİLER

Yıllardır beklediğimiz olası İstanbul depremi olmadı ama her sarsıntı her birimizi biraz daha yıktı! Kim, ne kadar depremle yaşamaya alıştı bilinmezken, en ufak bir sarsıntının ardından büyük büyük adamlar çıktı, halka bir şeyler anlattı!

'ÖNCÜ DEĞİL'
Vatandaşın ruhundaki enkaz, böyle böyle çoğalırken korku, eleştiri ve tabi ki mucize dolu sözler, son depremin ardından yine sıralandı. Marmara Denizi'nde önceki akşam yaşanan 4.4 büyüklüğündeki 'hafif şiddetteki deprem' tekrar tartışmanın fitilini ateşledi. Uzmanlar, görüşlerini peşi sıra ekledi:

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara: 4.4'lük depreme, öncü deprem demek doğru değil. Adalar'ın kuzeyinden geçerek Tekirdağ'a uzanan fay hattında 6.3 ya da 6.5 büyüklüğündeki büyük deprem olacak. Depreme hazırlıklı olmalıyız.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Bu deprem, büyük depremin habercisi değil. Aksine deprem olmayacağının habercisi. Deprem İstanbul'dan uzaklaşıyor.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr.Mustafa Erdik: Bu tip depremlerden belki 100 bin tane olmalı ki beklenen büyük depremin gerilimini boşaltabilsin. Büyük depremin zamanını bilemeyiz.

Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu: Deprem oluşan bu fay sabıkalı. Ne yapacağı belli olmaz. 7 büyüklüğünde deprem bekliyoruz. Ters köşeye yatabiliriz.

Prof. Dr. Doğan Kalafat: Kayda değer olmayan bir enerji boşalımıdır. İstanbul'un yapıları da depreme karşı dayanıksız. Vatandaşlar binalarına güvenmediği için kendilerini sokağa atıyor. Tedbirler yetersiz.