Meta'dan Gazze sansürü: Instagram ve Facebook'ta Filistinlilerin sesi susturuluyor!

İşgalci İsrail yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'de 7 Ekim'den bu yana acımasız bir soykırım suçu işliyor. İşgalcilerin sanal dünyadaki destekçileri ise sistematik sansür uyguluyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) yayımladığı 51 sayfalık yeni bir raporda Meta'nın Instagram ve Facebook'ta Filistin ile ilgili içerikleri sistematik olarak sansürlediğini açıkladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunun yayınlanması üzerine HRW'den Deborah Brown, "Meta'nın sansürü Filistinlilerin acılarının silinmesine katkıda bulunuyor" dedi. Katar Üniversitesi'nde medya ve iletişim profesörü Noureddine Milani, HRW'nin Meta'nın sosyal medyadaki Filistin ile ilgili içeriğe sansür uyguladığını belgeleyen raporunun endişe verici olduğunu söylüyor.

Giriş Tarihi 21 Aralık 2023, 11:31 Güncelleme 21 Aralık 2023, 12:25
Meta’dan Gazze sansürü: Instagram ve Facebook’ta Filistinlilerin sesi susturuluyor!

İÇİNDEKİLER

İşgalci İsrail yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'de soykırım suçu işliyor. Katil İsrail'e en büyük destek ABD ve Batı'dan geliyor.

META'DAN SANSÜR

İnsan Hakları İzleme Örgütü yayımladığı 51 sayfalık yeni raporda Meta'nın Instagram ve Facebook'ta Filistin ile ilgili içerikleri sistematik olarak sansürlediğini açıkladı. HRW'den Deborah Brown, "Meta'nın sansürü Filistinlilerin acılarının silinmesine katkıda bulunuyor" dedi.

HRW, 60'tan fazla ülkeden 1.050 çevrimiçi sansür vakasını inceledi. Bunların çoğunda Filistin yanlısı barışçıl paylaşımlar yer alıyordu. Meta'nın sansürünü belgeleyen rapor altı geniş kategori bulunuyor.

İçerik kaldırma

Hesapların askıya alınması veya silinmesi

İçerikle etkileşimde bulunamama

Hesapları takip edememe veya etiketleyememe

Instagram/Facebook Live gibi özelliklerin kullanımına ilişkin kısıtlamalar

Gölge yasağı (hesap sahibine haber verilmeden görünürlüğün önemli ölçüde azalması)

51 SAYFALIK RAPOR: FİLİSTİN'İ DESTEKLEYEN İFADELER HAKSIZ YERE KALDIRILIYOR

51 sayfalık "Meta'nın Tutulmayan Sözleri: Instagram ve Facebook'taki Filistin İçeriğinin Sistematik Sansürü" başlıklı rapor, Filistin'i destekleyen barışçıl ifadelerin yer aldığı içeriklerin haksız yere kaldırıldığını ve bastırıldığını belgeliyor.

Örgüt, sorunun kusurlu Meta politikalarından ve bunların tutarsız ve hatalı uygulanmasından, içeriği denetlemek için otomatik araçlara aşırı güvenilmesinden ve içeriğin kaldırılması konusunda hükümetin aşırı nüfuzundan kaynaklandığını belirtiyor.

Brown, "Meta, özürler ve boş vaatler yerine, şeffaflık ve iyileştirme yönünde somut adımlar atarak, Filistin ile ilgili sansürü bir kez ve tamamen ele alma konusunda ciddi olduğunu göstermeli" dedi.

'BÜYÜK BİR ALARM'

Katar Üniversitesi'nde medya ve iletişim profesörü Noureddine Milani, HRW'nin Meta'nın sosyal medyadaki Filistin ile ilgili içeriğe sansür uyguladığını belgeleyen raporunun endişe verici olduğunu söylüyor.

Milani Al Jazeera'ye şunları söyledi: "Bu, dünyanın dört bir yanından, özellikle de sosyal medya platformlarındaki politika yapıcılardan gelen sistematik baskının doruk noktasıdır. Bu, İsrail hükümetinin baskısını azaltmanın başka bir yoludur."

Milani, içerik üzerindeki bu tür "benzeri görülmemiş" kontrolün, şirketin ve diğer sosyal medya platformlarının imajını da kötü etkileyeceğini belirterek, "Bu büyük bir alarm veriyor" dedi.

NİMBUS TEHLİKESİ

Öte yandan Meta ile birlikte BD'li Google ile katil İsrail arasında "Nimbus Projesi" de başka bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor.

NIMBUS PROJESİ 2021'DE İMZALANDI
Nimbus Projesi adı verilen 1,2 milyar dolarlık projenin sözleşmesi Nisan 2021'de katil İsrail ile Google ve Amazon şirketleri arasında imzalandı.

İsrail Maliye Bakanlığı, 21 Nisan 2021'de söz konusu anlaşmaya ilişkin açıklamasında, İsrail'in yaklaşık 1,2 milyar dolar bir yatırımla kendi yerel bulut depolama sunucu merkezlerini kurmasını sağlayacak devasa bir devlet ihalesi olan Nimbus Projesi'ni Google ve Amazon'un kazandığını duyurdu.

Nimbus Projesi'ni "İsrail'in uzun vadeli planlarının bir parçası, amiral gemisi niteliğinde ve türünün ilk örneği" olarak niteleyen Bakanlık, projenin hükümete ve savunma kuruluşlarına her şeyi kapsayan bir bulut çözümü sunmayı amaçladığını belirtti.

Nimbus Projesi'nin kamuoyuna açıklanmayan detayları ise Google ve Amazon çalışanları tarafından duyuruldu. İlk olarak Google'ın, İsrail'e proje kapsamında gelişmiş yapay zeka teknolojisi satmasına tepki gösteren Google çalışanları, anonim bildiriler yayımlayarak bu teknoloji ile Filistinlilerin daha fazla izleneceğini, Filistinliler hakkında daha fazla yasa dışı veri toplanacağını ve İsrail'in yasa dışı yerleşimlerinin genişlemesinin kolaylaşacağı uyarısında bulundu.

ASKERİ AMAÇLA KULLANMANIN ÖNÜNDE ENGEL YOK!
Projeye karşı çıkan çalışanlar, Google'ın "silahlarla ilgili ve uluslararası normları ihlal eden veya insan haklarına aykırı şekilde çalışan gözetleme uygulamalarında yapay zeka kullanmayacağına" dair taahhütte bulunmasına rağmen Nimbus Projesi ile sağlanan hizmetlerin İsrail tarafından geliştirilerek askeri amaçlarla kullanılmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını belirtiyor.

Nimbus hakkında varlığı dışında neredeyse hiçbir şeyin kamuya açıklanmaması nedeniyle sistemin özellikleri ve işlevselliği, onu tasarlayan şirketteki çalışanların çoğu için bile bir sır olarak kalsa da ABD'den yayın yapan bağımsız bir haber kuruluşu The Intercept, Temmuz 2022'de projeyle ilgili eğitim belgelerine dayandırdığı haberinde projeyle ilgili bilgiler paylaştı.

Belgelere göre, Google, Nimbus portalı üzerinden İsrail hükümetine Google Cloud Platformu aracılığıyla sunulan ve verilerden öğrenen bilgisayar sistemleri oluşturmaya odaklanan yapay zeka (makine öğrenimi sistemi) ve yapay zeka araçlarından oluşan eksiksiz bir paket sunuyor.

Nimbus'un nasıl kullanılacağına dair hiçbir ayrıntı verilmese de belgelerde, yeni bulut sisteminin İsrail'e yüz algılama, otomatik görüntü kategorizasyonu, nesne izleme ve hatta fotoğrafların, konuşmaların duygusal içeriğini değerlendirebilmeyi amaçlayan duygu analizi yetenekleri sağlayabileceğinin anlaşıldığı belirtiliyor.

NİMBUS PROJESİ VE GOOGLE CLOUD SİSTEMİ NELERDİR?
Nimbus projesi, veri depolaması, toplaması, analizi, veri üzerinden motif ve özellik tanımlaması ve bu toplanan bilgilerle olası veri ve motif tahmini yapılmasını sağlayan bir bulut (Cloud) ve makine öğrenimi sistemi.

Google Cloud sistemleri hakkında yapılan bir çevrim içi seminerde kullanılan sunum bilgilerine göre, Google'ın depolama ve veri işleme sisteminin İsrail ordusunun Gazze'ye ve Filistin'in diğer bölgelerine yaptığı saldırılarda orduya istihbarat ve planlama açılarından yardım sağlayabileceğinden endişe ediliyor.

Söz konusu sistem, İsrail ve ordusunun sağladığı tüm veri tabanları, kaynakları hatta sokak ve dron kameraları gibi canlı gözlem kaynaklarındaki tüm verileri kendinde toplayabilme özelliğine sahip.

Verileri depolayabilmenin yanı sıra söz konusu verileri analiz etme, elementlerine ayırma ve kategorize etme gibi işlemler de uygulayabiliyor.

Bu veri işleme faaliyetlerinin ardından sistem, makine öğrenimi özelliği sayesinde istenilen verileri istenilen kategorilerde sınıflayabiliyor.

Yani istenildiği zaman bir fotoğraf veya görüntüden insanları ayıklayıp daha önce elde ettiği verilerden aldığı bilgiye göre Filistinlileri saptayabilme özelliği var.

Sistem, yazılı ve görüntülü verileri işlemenin yanı sıra yazılı kaynakları da elementlerine ayırıp kategorize edebiliyor.

Kullanılan bir cümlenin elementlerinin olumlu veya olumsuz olup olmadığını saptayabilen sistem, kolaylıkla İsrail karşıtı yazıları toplayıp dosyalayabilme özelliğini de sahip. Bunu sadece fotoğraftan değil, canlı kayıt yapan güvenlik kameraları yoluyla da yapabiliyor.

Bu özelliklerinin yanı sıra istenilen elementlerin görüntü ve fotoğraf üzerinden koordinasyonlarını saptayıp kullanıcıya verebiliyor.

Yani Filistinli bir vatandaşın, bir aracın veya bir binanın Google servisleri ile o anda dünyanın neresinde olduğunu bulmak mümkün.

AutoML sistemi, var olan veriyi kullanıp gelecekte oluşabilecek motiflerin tahminini de yapabiliyor.

Makine öğrenim sistemi bu faaliyetleri var olan modelleri algoritma sistemine entegre etmesinin ardından motifler ve kategoriler ile yeni model oluşturarak elde ediyor.

Sunumda gösterilen verilerde yapay zeka sisteminin "Oyun Stratejisi" oluşturma özelliği olduğu belirtilse de sunumda söz konusu özellik hakkında bir açıklama bulunmuyor.

Nimbus'un makine öğrenim sisteminin İsrail ordusunun veri tabanını kullanması halinde, sistemdeki tutuklu verileri, saldırı planları, bölge keşif verileri gibi bilgileri kullanarak orduya tahminler, planlar ve istenilen kişi ve yerlerin konumlarını sunabilir.

İsrail güçleri, halihazırda yapay zekayı Filistin'e saldırmak için kullanırken, Nimbus'un sağlayacağı gelişmiş veri tabanı ve veri işleme servisleri ülkenin Filistin'de işlediği insan hakları ihlallerini körükleyebilir.

NIMBUS'UN İSRAİL'İN SAVAŞ SUÇLARIYLA İLGİLİ BELGE TOPLANMASINI ENGELLEYECEĞİ İDDİASI
Portalın adresini paylaşan bağımsız gazeteci Jack Poulson, Nimbus'un hedeflerinden birinin, geniş çaplı insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarıyla itham edilen İsrail ordusu ile ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından istenecek bilgilerin toplanmasının engellenmesi olduğunu söyledi.

Poulson, bu bilginin dönemin Google Enterprise platformunun güvenlik yöneticisi tarafından açıkça savunulduğunu aktardı ancak bunun nasıl olacağından söz etmedi.

NİMBUS PROJESİNE KARŞI PROTESTOLAR
Projeye karşı olan Google çalışanları, son 2 seneyi çeşitli protestolarla geçirdi. Bu eylemler, şirket içi anonim bildirilerin dağıtılması, basın açıklamaları ve sokak eylemleri şeklinde yapıldı.

Google ise etik ilkelerine bağlı kalmasını isteyen çalışanlarını dinlemek yerine, itirazları görmezden geliyor ve bazı noktalarda baskı uyguluyor.

Projeye karşı çıkan Google'ın Yahudi çalışanı pazarlama birimi yöneticilerinden Ariel Koren, Ağustos 2021'de Twitter hesabından paylaştığı mesajında Google'ın askeri anlaşmalar yaptığını ve buna karşı çıkan personelinin sesini kısmaya çalıştığını belirtti.

Projeye karşı ses yükseltmesi nedeniyle cezalandırıldığını anlatan Koren, bu cezalandırma yöntemleri kapsamında çalışma koşullarının kötüleştirildiği ve görev yeri değiştirildiği için istifa ettiğini söyledi.

Bunun ardından Ekim 2021'de bir araya gelen bir grup Amazon ve Google çalışanı, şirketlerinin İsrail'e verdiği askeri teknolojik desteğe karşı çıkarak bir bildiri yayımladı.

Bildiride, "Teknolojinin insanları bir araya getirdiği ve hayatı herkes için daha yaşanabilir kıldığı bir gelecek hayal ediyoruz. Bu parlak geleceği inşa etmek için, çalıştığımız şirketlerin ABD veya diğer tüm askeri kuruluşlarla sözleşme yapmayı bırakması gerekiyor." ifadeleri kullanıldı.

San Francisco'da ağustosta düzenlenen yıllık "Google Cloud Next" konferansının yapıldığı bina önünde, yerel gruplar ve Google çalışanları projenin iptal edilmesi için bir eylem yaptı.

Benzer bir eylem de 15 Aralık'ta şirketin San Francisco ofisi önünde yapıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı eylemde "Google saklanamazsın! Seni soykırımla suçluyoruz." sloganları atıldı.

Göstericiler, Google markasının yazı karakteriyle hazırlanmış "genocide" (soykırım) yazılı kefenleri üzerlerine örterek kaldırımda hareketsiz uzandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN