Tarihi 19 Temmuz 2017

Hürriyet’ten Yine Kötü Kokular Geliyor

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz dün bir basın toplantısı düzenleyerek yeni kabul edilen müfredatın temel noktalarını kamuoyu ile paylaştı. Bakanlık uzun süredir müfredat üzerine çalışıyordu.
Kendi teklifini kamuoyu ile paylaştı, kamuoyundan gelen öneri ve eleştirileri derleyerek müfredat son şeklini verdi.
Dünkü basın toplantısı arkaplanda yatan böyle bir hazırlığın ve çalışmanın neticesinde gerçekleşti.
Kerameti kendinden menkul bir şekilde kendisini "Türk basının amiral gemisi" olarak tanımlayan Hürriyet'in bu konuyla ilgili haberine bakalım. Haberin gazetenin websitesinde yer alan başlığı "Cihat müfredatta…".
Haberin başlığı böyle ama hakikat başlığın anlattığı gibi değil. O nedenle Hürriyet de başlıkta verdiği hakikatle çelişen mesajı spottan başlayarak hızla değiştiriyor, yalanın yerine doğruyu koymaya çalışıyor. Başlığın hemen altındaki spotta "Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni müfredat ile ilgili düzenlenen basın toplantısında 'cihat' kavramının fıkıh temel dini bilgilerde yer alacağını söyledi." ifadesi yer alıyor.
"Cihat müfredatta…" diyerek müfredata cihadın sokulduğunu ima etmekle "cihat kavramının fıkıh temel dini bilgilerde yer alacağını" söylemek arasında dağlar kadar fark var. Bu fark o kadar büyük ki haberi yazan muhabirin de, sayfa sorumlusunun da, web editörünün de görmemesi, anlamaması mümkün değil. Hürriyet haberin başlığı ile yaptığı manipülasyonun iler tutar tarafı olmadığını o kadar iyi biliyor ki haberin içeriğinde manipülasyondan hakikate doğru hızlıca seyrediyor. Ancak içeriğe girmeden önce başlıklara biraz daha bakalım. Haberin ilk alt başlığı "cihatın gerçek anlamı ülkenizi sevmektir". Bakan'ın müfredat toplantısının ilgili bölümünde kurduğu cümleler arasından genel anlamı yansıtan bir tanesi alt başlık olarak seçilmiş. Habere gelecek eleştirilere karşı bir ön alma mahiyetinde yerli yerinde kullanılmış bir ara başlık. Ama Hürriyet bir ileri iki geri yalpalamaya devam ediyor. Bir yandan kabahatinin büyüklüğünü biliyor ama öbür yandan da huylu huyundan vazgeçmezcesine devam ediyor. Bir diğer alt başlık Hürriyet'in bu ikilemini çok güzel yansıtıyor; "cihat ile iki kazanım olacaktır".
Haberin içeriğini detaylıca okumazsanız – ki birçok okuyucunun günümüzde yaptığı budur- Bakan'ın müfredat basın toplantısında cihad çağrısı yaptığını ve bu çağrısını cihadın iki kazanımını açıklayarak gerekçelendirdiğini zannedersiniz.
Tabii ki hakikat Hürriyet'in başlık seçimleri ile vermek istediği izlenimden farklı. Haberin içeriğini detaylı okuduğunuzda da bu hakikatle karşılaşıyorsunuz zaten. Bakanlık cihad kavramının DEAŞ gibi terör örgütleri tarafından istismar edildiğini ve İslam dininin bir parçası olan cihadın öğrencilere DEAŞ'çıların anladığı gibi değil fakat hakikatte olduğu gibi öğretilmesi gerektiğini düşünmüş ve çok isabetli bir şekilde fıkıh dersinin içeriğinde bu kavrama yer vermiş. Peki ne diyor cihadın anlamı olarak müfredat;
- Cihad başkalarına saldırmak, vurup kırıp öldürmek değildir.
- Savaş zamanlarındaki cihad ülke savunması için geçerlidir.
- Topluma hizmet etmek, refahı artırmak, toplumda huzuru sağlamak, toplumun ihtiyaçlarını sağlamak cihadın bir parçasıdır.
Peki bu içerikle kullanılan başlıkların bir alakası var mı? Tabii ki yok zaten Hürriyet'in derdi de olması değil. Biraz 90'ların laikçi haberciliğini tekrarlayıp nostalji yapmak, biraz da yurtdışında devam eden Erdoğan'ı ve AK Parti'yi "radikal İslamcı" göstermek kampanyasına destek vermek için böyle bir haber yapıyorlar. Yapsınlar, olabilir. Ama buna gazetecilik değil başka bir şey derler.
Hem bunu yapıp hem de amiral gemisi olamazsın. Olsan olsan marjinal olursun.