Tarihi 15 Şubat 2017

Bizim mahallenin çocukları

Siz teröristsiniz, sizin yüzünüzden herkes ölüyor!.. Pendik-Kadiköy minibüsünde sarf edildi bu sözler, CHP üyesi olduğunu ve sosyal medyadan İslam'a ve Müslümanlara defalarca nefret kustuğunu daha sonra öğrendiğimiz saldırgan tarafından.
Nefretini bu sözlerle kustuktan hemen sonra ön koltukta oturan başörtülü lise öğrencisine saldırdı.
Önce arkadan başörtüsünü tutup çıkarttı, sonra tekme attı.
Hukuki süreç başladı, neticeyi hep beraber bekleyip göreceğiz.
Keşke bu durum istisnai ve ferdi yani; aklından zoru olan, nefretle dolmuş bir ruh hastasının bireysel saldırısı olsaydı.
O vakit bin yılda bir yaşanan bir saldırıdır, mağdura geçmiş olsun der, yaşadığı travmayı atlatmasını diler, saldırganın ceza almasını bekler ve olayı gündemimizden çıkartırdık.
Lakin maalesef öyle değil!
Maalesef İslam düşmanlığı bu ülkede daha büyük bir sorun.
Medya, siyaset, iş dünyası, kültür-sanat alanlarında her daim bilinçli bir şekilde devam ettirilen bir İslam düşmanlığı ve buna bağlı ayrımcılık var.
Üstelik bunu, her fırsatta "hayat tarzımız baskı altında", "ülke İslamileşiyor", "tek adam yönetimi kuruluyor", "özgürlükler kısıtlanıyor" diye ortalığa dökülen kişiler yapıyor.
İslam düşmanlığı, Müslüman kimliği ön planda olan bireylere karşı ayrımcılık, kin ve nefret söylemiyle sistematik bir şekilde devam ettiriliyor.
İslam düşmanları şimdiye kadar yaptıkları, fırsat bulsalar daha fazlasını yapmakta bir kez bile tereddüt etmeyecekleri ne varsa, muhataplarını onları yapmakla suçluyorlar.
Geçmişte başörtüsünü yasaklayanlar, bugün de gücü ellerine geçerseler yasağı diriltecek olanlar "hayat tarzımız baskı altında" masalları okuyorlar.
Dini kamusal hayattan söküp çıkarmaya yeminli olanlar, "ülke İslamileşiyor" hikâyesi anlatıyor.
İnanç hürriyetini kısıtlamayı ideoloji edinmiş olanlar, "özgürlükler kısıtlanıyor" yaygarası koparıyor.
Tek parti döneminin baskıcı politikalarını özlemle yâd edenler, "tek adam yönetimi kurulduğunu" iddia ediyorlar.
Tüm çabaların, faaliyetlerin, niyetlerin en belirgin hedefi de başlarındaki başörtüsü ile Müslüman kimliğini 7/24 üzerlerinde taşıyan başörtülü hanımlar.
Kabul edilse de edilmese de durum budur, gayet açık seçik ortadadır.
Kabul edilse de edilmese de diyorum çünkü bu gerçeği İslami/muhafazakâr camiadan da anlamayan, anlamak istemeyen, kabul etmeyen, kabul etmek istemeyenler var. Çünkü bu yalın gerçek tüm siyasi ezberlerini bozuyor.
Bu yalın gerçek ortadayken;
♦ Üniversiteden atılan PKK destekçisi akademisyenlerin arkasından liberal pozlar kesip gözyaşı dökemiyorlar,
♦ "2002 ruhuna geri dönelim" diyerek anlattıkları uzlaşma masallarını kimse dinlemiyor,
İslami kimliğe baskı apaçık ortadayken "kimlik siyaseti yürütüyor" diye Erdoğan'ı eleştiremiyorlar,
♦ Ülkede milletin iktidarının kurumsallaşmadığı bu tip olaylar ortaya çıkınca "AK Parti zaten iktidar başkanlık sistemine ne gerek var" diye safa yatamıyorlar,
♦ Sivil toplum, kültür-sanat, eğitim, düşünce alanında faaliyet gösteren kurumların AK Parti'nin siyasi mücadelesine desteğini "kalitesiz" ve "naylon" olarak itibarsızlaştıramıyorlar,
♦ Ve hepsinden önemlisi kendileriyle ve özellikle aşağılık kompleksleri ile yüzleşmek zorunda kalıyorlar.
Şirin gözükmek için ne kadar çabalasalar da, her fırsatta "ben sizin bildiğiniz muhafazakârlardan farklıyım" mesajı verseler de, kabul görmek için her gün yatıp kalkıp kendi mahallelilerini eleştirseler de yaranmaya çalıştıkları muhataplarının gözünde eninde sonunda makbul olmayacakları gerçeği ile karşı karşıya kalıyorlar.
Tam da bu nedenle ayan beyan ortada olan gerçeği anlamıyorlar.
Varsın anlamasınlar, anlamak istemesinler! Gerçek değişmiyor; hepiniz bizim mahallenin çocuklarısınız.