Futbolda takım olmanın gerekliliklerinden bazıları şunlardır.
Oyuncular birbiriyle hem uyumlu olacak hem de birbirlerine moral verecek.
Geriye düştüğünde kenetlenecek ve şahlanacak Kenardaki teknik heyet de deyim yerindeyse futbolcuyla gole koşarak aynı heyecanı yaşayacak.
Mesela yaptığı hatalardan sonra Zeki'nin yanına giderek moral verecek kimse olmadı.
Kimse futbolculara dönerek "ayağa kalkın" demedi, silkeleyemedi.
Sorunlardan biri Trabzonspor'un bu kadar yüksek maliyetle oluşturulan kadrosuna oyunu dinamo edecek, silkeleyecek bir orta saha ve o alanda top tutacak, pas trafiğini artıracak futbolcuları almamasıydı. Aslında bu da yeni sezondaki yeni oyun sisteminin habercisiydi. "Defans oynayıp, hızlı adamlarla hücuma çıkarak gol atacağım" planı tutmadı.
Karabük'te defansı öne çekip hücuma döndü sistem. Yine plan tutmadı. Bu kez rakibin ani ataklarıyla defans hattı büyük açıklar vererek goller yedi.
İki sistemde de en büyük sıkıntı orta sahaydı. (Selçuk-Colman gibi) Sorunlardan diğeri de ve bence en büyüğü teknik heyet.
Bir yazımda yine yazmıştım.
Futbolcularla aralarında 'sevgi' ve 'saygı' köprüsü yok. İçeride bu iki 'S'yi kuramazsan sahada başarılı olamazsın.
Sonuç olarak Yeni Trabzonspor'un 'çözüm süreci' sıkıntılı gidiyor.
Acilen toparlanmak şart...
MAÇIN EN iYiSi TRAORE
2 gol atıp maçın kaderini değiştirdi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ HALİLHODZİC
Alınan ağır yenilgide baş sorumluydu.
