Ne var ki makinenin iki çarkı aksıyordu.
Cenk forvette ayağına gelen her topu rakibe veriyor, Gökhan da defansta koridor durumunda her topu kaçırıyordu. Kötü bir hakem olduğunu defalarca gördüğüm Yaşar Kemal Uğurlu ise başta Edomwonyi olmak üzere Rizesporlu oyuncuların kartlık faullerinde gülümsüyor, Beşiktaş'ın her faulünde "yakaladım" havasıyla tahrik eden, garip jest ve mimiklerle sürekli sarı kart gösteriyordu.
Top oynamaya çalışana, futbolun güzelliğine değil, oynamayıp üstüne de sertlikle durdurana karşı açık destek veren hakemler sadece bizde var.
Maçı çığırından çıkardıkları yetmiyor bir sonraki maça da müdahale ediyorlar.
Ligin en iyi takımı ile en zayıf takımın maçında ilk 20 dakikada bitecek maç, hakem eliyle sinir harbine dönüşmüştü ki Quaresma ve Adriano'nun ustalık kokan ortaklığı Gökhan'a gol attırdı.
Beşiktaş gol atınca her açıdan rahatladı çünkü hakem de benim yapabileceğim bu kadardı havasına girip normal maç yönetmeye başladı.
Rizespor, hücum planını Gökhan Gönül'ün üstüne oynayıp, takımın yarısından fazlası olan Kweuke'ye top geçirmek üzerine yapmış. Başka da bir silahı yok zaten. Beşiktaş'ı basmadan yenebilen tek takım Karabükspor oldu. Rizespor, Karabük gücünde bir takım değil.
Sahanın en iyisi olduğunuzu herkes gibi siz de görüyorsunuz ama ilk çıkan yine siz oluyorsunuz. Üstelik kart da görmüşsünüz yani olan olmuş.
Quaresma yerine siz olsanız ne hissedersiniz?
Başta Adriano, Kweuke'yi durduran Atınç, çok hareketli olan Talisca ve Atiba takımın iyileriydi.
Gökhan da golden sonra toparladı.
Cenk'in sorunu gol atmaması değil, hiçbir katkı yapmaması. Aboubakar'ın suçu ne?
MAÇIN EN iYiSi QUARESMA
Portekizli, takımı ateşledi, çok istekliydi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ CENK TOSUN
Olumlu tek bir hareketi yoktu.
