Bir futbolsever olarak Başakşehir seyretmekten en keyif aldığım takım. Yani sadece puan olarak değil temaşa zevki olarak da birinci durumda. Kadrosu, hocanın pozitif futbol anlayışı ve seyirci baskısının olmaması başarının yanı sıra futbolcuların keyif almasına da oluyor.
Başarının bir nedeni de zaten bu keyif.
Başakşehir'in liderliğinde üç kritik oyuncu var: Takımın yıldızı Visca, defansın direği Yalçın ve değeri yeni anlaşılan Mehmet Batdal.
Batdal, o boya rağmen ayakları gayet iyi, top saklıyor, çalım atıyor ve forvette pas dağıtıcı durumda. Hava topu üstünlüğü ve gol atması kadar bu saydığım özellikleri de çok önemli. Sıkışan Batdal'a top çıkarıyor ve o da topu kaybetmeden, önce takımın ileriye çıkmasını sağlıyor sonra da isabetli pasla topu takımında bırakıyor.
VISCA ÇOK FARKLI
Visca tabir caizse yılan gibi sağdan kayıyor ve çaprazdan çok isabetli şut atıyor.
Öyle müthiş vuruşlar da yapmıyor ama ters köşeye öyle bir bırakıyor ki yetip artıyor.
Bir kaç hafta iyi oynamadı, Başakşehir o maçlarda puan kaybetti. Abdullah Avcı, bazı maçlarda Visca'yı sağ beke çekiyor veya sola koyuyor. Bu pozisyon değişimlerinde Başakşehir de gol şansını büyük ölçüde kaybediyor.
İki yıl önce Visca'ya dikkat çekip, Beşiktaş'ın almasını önermiştim. Fiziğinin zayıf görünümü, işini sessiz sedasız yapması, Portekizce veya İspanyolca konuşmaması değerinin anlaşılmasına engel oldu sanırım.
Çok beğendiğim Epureanu, sakatlık sonrası eski düzeyine bir türlü gelemedi. Bu yüzden istikrar abidesi Yalçın iki sezon öncesine göre daha iyi oynamak zorunda kalıyor.
Tek kızdığım tarafı çok gaddarca fauller yapması. Doğası gereği sert oynayacak ama fauller bu tecrübeye yakışmıyor.
Milli takımın defans ortasındaki kafa topu zaafını giderecek düzeyde ve formda.
DOKA YETENEKLİ
Mossoro çok becerikli bir oyuncu, kıvraklığı ve yumuşak bilekleriyle her an rakip geçen, araya pas ve şut atabilen gizli kahramanlardan.
İzlemesi de keyif veriyor.
Güney Amerika futbolundan pasajlar sunuyor adeta.
Genç yıldız Cengiz'i beğenmemek mümkün değil, daha da üstüne koyacaktır.
Şu andaki en büyük eksiği zaman zaman bencil oynaması ve gol atayım derken arkadaşlarını es geçmesi. Aksadığı an yerine giren Doka da çok yetenekli oyuncu. Güçlenirse ve daha fazla dikine gitmeyi öğrenirse daha da büyük takımlara gideceği kesin.
SOL BEKE TAKVİYE
Geçen sezon isteneni veremeyen Emre Belözoğlu, özellikle son haftalarda çok iyi oynadı. Şu anda ligin uzun ve isabetli en iyi top atabilen oyuncularından.
Kronik baldır sakatlığı ve öfke kontrolü sorunu olmazsa çok faydalı oluyor.
Volkan Babacan, hep belli bir seviyede oynayan, istikrarlı iyi bir profesyonel.
Yenmeyecek golü yemiyor, bir kaleci için bu çok önemli bir özelliktir. Alçaktan gelen yan top zaafı var, ayakları iyi değil.
Başakşehir'in geçmiş sezonlarda yaşadığı sağ ve sol bek sorunu bu sezonda devam ediyor. Uğur, geçmiş sezonlara göre daha iyi olduğu için yerine oynatılan Bekir'den formayı geri aldı ama o mevkide lider takım için takviye şart.
Eren Albayrak şaşırtıcı bir şekilde sezona kötü başladı. Güçsüz ve dağınık oyunu sonunda yerini eski sol bek Ferhat'a bırakmıştı ki Ferhat da aksayınca son haftalarda ilk 11'e geri döndü.
Eren, eski performansında olursa Başakşehir bir adım daha öne çıkar.
Başakşehir'in en büyük oyuncu sorunu Mehmet Batdal'ın ve Visca'nın alternatifinin olmaması. Yalçın bazı maçlarda oynamasa bile Bekir idare eder ama bu iki oyuncunun yeri dolmuyor.
SEYİRCİSİ YOK
Başakşehir'in gelelim asıl sorunu olan saha dışına.
Doğal, sosyolojik nedenlerden dolayı kurulmuş bir takım olmadığı için seyircisi yok.
Bu da piyasasının olmaması demek.
Meseleye sadece güzel futbol, temaşa zevki olarak bakılmadığı için bu durum medya için büyük handikap.
Futbol çarkı reyting ve tiraj üzerine kuruludur. Bu aşılabilir mi, bilmiyorum doğrusu...
Benim gönlümden geçen ise Beşiktaş şampiyon olmayacaksa Başakşehir'in şampiyon olması.
Hiç olmazsa gözümüzü, gönlümüzü açan bir takım oldu deriz...
