TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 30 Mayıs 2016

Kalecinin ayakları

Biz Beşiktaşlılar sevindik, eğlendik. Hayat devam ediyor ve futbolda dün yoktur. Artık bir hedefimiz de Avrupa Şampiyonlar Ligi, dolayısıyla vitesi büyütmek de gerekiyor. Şampiyonluk, yaşanan olumsuzlukları, aksaklıkları unutturmasın. Bu takım orta saha ve forvetiyle, hem de savunmasına rağmen şampiyon oldu. Dendiği gibi bir futbolcu hem çok iyi kaleci hem de ayakları zayıf olabilir mi? Bu mümkün müdür? Bir kaleciye ilk baktığımızda dikkat çeken doğrudan top çıkarma, kurtarma dışında fazla görünmeyen bir kaç hususa değinelim.

BOYKO İÇİN UYARMIŞTIM
Mesela kimse, kimseye yani bir kaleciye ne zaman çıkacağını ne zaman çıkmayacağını, yere yatma zamanlamasını öğretemez. Bu meleke (yeti) varsa vardır, yoksa da yapacak bir şey yoktur. Çok maç oynarak ya da idmanla bir miktar bu meleke gelişebilir ama temelde bu tarz şeyler doğuştan gelen zihinbeden uyumudur. Artık kalecilere asıl uzvu olan el de yetmemektedir. Geri pas yasağından sonra kalecilerin ayaklarının önemi çok arttı. Cordoba, Beşiktaş kalesindeyken defanstaki bütün oyunculardan daha iyi top tekniğine sahipti. Rüştü kural değişimine geç yakalandığı için zar zor durumu idare etti. Kalecilerin oyun başlatmada defans bölgesindeki arkadaşlarına verdiği başarılı top kullanma oranı % 98'dir. Bu oran, top orta sahaya atıldığında % 48'e, forvet bölgesine verildiğinde ise % 25'e düşüyor. Kalecinin önemi sadece kurtarmada değil, ayaklarını iyi kullanmada da çok belirleyici. Tolga'nın ayak, çıkma zamanlaması dışında bir başka zaafı da çok kolay sakatlanması. Seyirci sert yere düştüğünde bile tedirgin oluyor çünkü başta Tolga bu hissi veriyor. Tolga'nın en kötü döneminde kaleci aranırken ismi geçen kalecileri analiz etmiş, öncelikle Boyko yerine başka isimleri tavsiye ederek ille de Boyko alınacaksa kiralık alınsın demiştim. Bunun nedenlerini de yazmıştım. Kısaca hatırlatırsam Boyko'nun üst düzey kaleci olmadığını nedenleriyle anlatmış ve sonuç olarak istikrarsız ve sadece son sezonuna bakmamak gerekir demiştim. Teorik olarak bir takıma her futbolcu 11'de 1 katkı verir. Pratikte ise öyle değildir, öyle olsa zaten her futbolcu aynı parayı alırdı. Farklı katkılar sadece oyuncu kalitesi nedeniyle ortaya çıkmaz. Öncelikle mevki farkından dolayı oyuncuların önemi de başka başkadır. Sahaya uzunlamasına tam ortadan bir çizgi çizin yani merkez hattı belirleyin. Bu hatta oynayanların performansı, yanlara göre çok daha fazla belirleyici oluyor. Çünkü atılan ve dolayısıyla yenen gollerin büyük çoğunluğu merkez hattından yani ortadan doğuyor.

KALECİ FUTBOLCU DEĞİLDİR
Merkez hattını önce tutacak, sonra da oradan gol atacaksın. Temel prensip bu. Bu tutmanın ilk ve en önemli ismi de kaleci. Kaleci, her ne kadar genellemede adına futbolcu dense de aslında futbolcu değildir. Ve yine klişe olarak söylenen takım savunmasının önemi dışında, takımla alakası olmadan da oyuna damgasını vurabilir. Sonuç olarak, Beşiktaş'a kaleci lazım.