TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 28 Temmuz 2015

Küresel taraftarlık

Barcelona, R.Madrid, M.United, Chelsea, Roma, Inter, PSG gibi Avrupa'nın dev takımları ABD'de düzenlenen futbol turnuvasında oynuyor. Peki, ama neden ve neden ABD? Futbol bizim coğrafyada en popüler oyun ama dünyanın en zengin ülkesi ABD'de ve çok kalabalık nüfusa sahip Uzak Doğu'da, Avrupa'daki gibi yaygın bir spor dalı değil. Dolayısıyla bazı ülkeler ve bölgeler için devasa bir ekonomik potansiyele sahip.
Turnuvanın ABD'de yapılmasıyla son yıllarda Türkiye'de çok sayıda kahveci açılmasının mantığı aynı. Avrupa'da kahve içimi bir doygunluğa ulaştığı için en fazla diyelim ki günde iki bardak kahve içen bazı insanlara üç bardak kahve içirebilirsiniz. Bunun için de sektördeki pek çok markayla rekabete girmek ve büyük harcamalar yapmak zorundasınız. Oysa esas olarak çay içilen bizim gibi bir ülke bu açıdan adeta bakir bir toprak.

R.MADRID ZİRVEDE
Futbolun son 20-25 yılında devasa bir sektöre dönüşmesinde televizyon yayınları, sponsorluğun yaygınlaşması ve başta forma olmak üzere kulüplere dair markalı ürünlerin satılması çok önemli bir rol oynadı.
Pasta çok büyüdü ve her kulüp kendisine düşen dilimi büyütmeye çalışıyor. Bunun temeli de futbolun yaygın olmadığı coğrafyalarda yeni taraftar bulmaktan geçiyor.
Dünyanın en çok forma satan futbol takımı R.Madrid, en çok forması satılan oyuncu da Ronaldo. ABD'de, Çin'de, Japonya'da ve Hindistan'da Real Madrid'in taraftar bulmasını düşünsenize...
Taraftarlık olgusu artık, bir semte, bir okula hatta bir şehre ve ülkeye aidiyetin ötesine geçiyor ve küreselleşiyor.
Pek çok ülkede artık başka ülke, hatta başka kıta takımlarının taraftarları oluyor. Türkiye'de Liverpool, Barcelona ve R.Madrid taraftarları olduğunu sosyal medya ağlarından görebiliyoruz.

EN BAŞALI ÖRNEK FIFA
Küresel taraftarlık sadece markalı ürün satışında kulüplere gelir getirmiyor.
Futbol maçlarının televizyon yayınlarında çok daha büyük bir nüfus maçları seyrediyor, dolayısıyla yayın gelirleri artıyor. Kulüplere sponsor olan büyük firmaların isimleri dünyanın her yerinde görünüyor.
Böylece sponsorluk gelirleri de artıyor. Bunun en başarılı modelini ilk olarak FIFA yaptı. Bugün FIFA'daki kavganın ardında da bu var aslında.
Bir önceki FIFA Başkanı Havalange ve sonra da Blatter, Dünya Kupası'nda önce takım sayılarını arttırdı. Bunu yaparken turnuvayı Avrupa ağırlıklı olmaktan çıkarıp, Asya ve Afrika'yı sembolik katılımcılar olmaktan çıkardı. Dolayısıyla Avrupa dışındaki ülkelerin desteğiyle iki başkan da yıllarca koltuğunu korudu. Bu radikal değişimi yaparken de kupanın sponsorları olan Adidas ve Coca-Cola'yla çok tartışılan ilişkiler kurdu.

KULÜPLER MARKA OLDU
Çok daha fazla ülke takımı, üstelik de farklı kıtalardan gelip Dünya Kupası'nda oynamaya başlayınca turnuva Avrupa ve Latin Amerika arasındaki mücadeleden çıkıp gerçek anlamda küreselleşti. Bunun artı olarak muazzam bir kazanç sağladığı görülünce de kulüp takımları da uygulamaya başladı. İlk olarak da Japon, Çinli gibi oyuncu transferleri yaparak o ülkelerde taraftar bulmaya başladı. Bugün kulüpler artık bizzat kendileri bir marka oldu.
Bu markayı özellikle tüketimin az olduğu ülkelere tanıtmak, yaymak istiyorlar ki taraftar adı altında yeni müşteriler, yeni alıcılar gelsin. Endüstriyel Futbol denen kavramın ardında ekonomik olarak bu kürselleşme vardır. Seyirciye yansıyan kısmı ise üç puanlı galibiyetin, golün önem kazandığı, kapitalizmin hızlanmasına paralel hızlanan futbol ve başta temaşa zevkini arttıran futbolculara (Ronaldo, Messi Neymar vs.) olmak üzere, genel olarak da futbolculara ödenen paraları çok yükseğe çıkartmasıdır.