Tarihi 19 Kasım 2017

Ruhsal arınma...

Geçen hafta Metin Hara'nın seminerinden bazı görüntüler sosyal medyada çok döndü. O görüntülerin altında o kadar tuhaf şeyler okudum ki… Gülümsemenin, sarılmanın ve zıplamanın hayata katkısının farkında olmayan insanların yazdıklarıydı bunlar… Ben Metin Hara'nın 'İnsana Güven' oluşumunu deneyimledim.
'İnsana Güven', modern yaşamın getirdiği mücadele ile zorlukların üzerinden gelmemizi kolaylaştırmak üzere farklı seçenekte çözümler sunmaya çalışan bir oluşum olarak çıktı karşıma… İlk önce doğum tarihimin bu dünyaya hangi yetenekler ve zayıflıklarla gelmemi sağladığını ve yaşamda algımı doğru yönlendirdiğimde ne gibi potansiyelleri gerçekleştirmemin mümkün olduğunu astroloji üzerinden anlamamı sağlamak üzere bir seans deneyimledim.
Seansın algımı doğru şekillendirmemde, bugünümü ve geleceğimi daha doyumlu yaşamamda etkili olduğunu görünce Metin Hara'nın 'İllüzyonu Aşmak' programına başladım. Metin Hara, öncelikle artık yurt dışının pek çok saygın üniversitesinde stres üzerinde etkisi kanıtlanmış vagus sinirini yönetmek için 'Sufi Nefesi' denen bir tekniği anlattı. Her zaman her yerde kolaylıkla uygulayabileceğim bu basit nefes tekniği, stresimi yönetmeme yardımcı olurken daha ilk günden derin ve kaliteli bir uyku uyumamı da sağladı.
Sonrasında beni Uzakdoğu'da yaşam enerjisi olarak bilinen ve TaiChi ya da Aikido gibi savunma sanatlarından da bahsedilen Chi enerjisiyle tanıştırdı. 'Yol' kitabında okuduğum bilgileri bir de Metin Hara rehberliğinde deneyimlemek son derece keyifli geldi.
İnsana Güven'de tanıştığım kişilerin bir kısmı yaşamlarında sürekli tekrarlayan kısır döngülerden Alman Bert Hellinger tarafından geliştirilen aile dizimi yöntemiyle sıyrılmaya çalışırken; bir kısmı da bedenlerini adeta nadide bir müzik aletiymiş gibi Tibet çanakları ya da diapozonlorla akort ettirip titreşimlerini yeniliyor.
Şimdi ben bir de hem bedenimi hem zihnimi toksinlerden arındırmak ve rahatlatmak için 'kranyosakral' seans deneyeceğim. Bu kranyosakral çalışma, doğum travması ya da diğer travmaların ve duygusal hasarların bedende oluşturduğu blokajları çözerek bedenin kendini iyileştirme becerisini arttırmaya yardımcı oluyormuş. Dedim ya ben de bizzat deneyimleyeceğim...

ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN
Benim evladım yok. Ama etrafımda gerçekten evladım gibi sevdiğim çocuklar var. Onların gözlerinde bir damla yaşa bile dayanamam. Geçenlerde öyle bir video izledim ki o görüntüler içime oturdu. İzmit'te 16 yaşındaki lise öğrencisi bir kız 4'üncü kattaki evlerinin penceresine çıkıp intihar etmek istemiş.
İtfaiye önlem alırken kendini aşağı bırakan genç kız, hava yastığının üstüne düşüyor. Annesi ise kızına kendilerini rezil ettiğini söyleyerek tepki gösteriyor.
Haberi görünce detayları araştırdım.
Özel bir lisede eğitim gören genç kız, okula gitmek istemediği gerekçesiyle bunalıma giriyor. Evlerinin penceresine çıkıp intihar etmek istiyor. Kızı gören komşuları, polis ve 112 acili arıyor.
İtfaiye ekibi, genç kızın atlama olasılığına karşı hava yastığı açıyor. Bu sırada genç kız camdan "Annem gelsin" diye bağırıyor. Bir süre sonra annesi geliyor.
Genç kız, şaşkın bakışlar içerisinde kendini hava yastığının üzerine bırakıyor.
Anne kızına "Ne derdin var? Rezil, terbiyesiz! Ne derdin var? Hayvan!
En iyi okullarda okuyorsun. En iyi şeyleri yiyor içiyorsun, hayvan! 40 yıllık devlet memuruyum rezil ettin bizi" diye bağırarak tepki gösteriyor.
Ahh! Ben orada olacaktım… O annenin benden çekeceği vardı vallahi.
Yahu kadın, kızın ölüyor, öncelikle neden ölmek istediğini bir düşün. Kızın gidiyor, sen rezil olmanın derdindesin. En iyi okul, en iyi yemek içmek… Sevgi yoksa neye yarar neye? Dışarıdan izleyen biri olarak söyleyebilirim ki sevgi söz konusu olsaydı bunu yapabilir miydi?
Her şey para mı? Sen bir annesin, öfkene nasıl yenilirsin? Kızın atladığında ölmüş olabilirdi; yine aynı şeyleri söyleyebilecek miydin? Bu görüntüler günlerdir gözümün önünden gitmiyor.
Ne olur hayatınızda kim varsa sevdiğinizi söyleyin. Çünkü hayatta ölüm var, dönüşü olmayan ölüm...