Tarihi 18 Haziran 2016

Keser Döner- Sap Döner!

Nüfusları üç aşağı-beş yukarı aynı,
100 milyonun biraz üzerinde iki ülke!

Biri, doğal kaynak şanslısı, sırf petrol
geliri 50 milyar dolar…
Ama buna rağmen halkı yoksul!

Diğerinin altı da üstü de züğürt!
Ne tarım…
Ne petrol…
Ne de maden yatakları var…
Buna rağmen, dünyanın en gelişmiş,
en kalkınmış yedi ülkesi arasında!

Örneğin…
Biri Nijerya ise diğeri de Japonya!

Tarihlerindeki savaşları, sömürge
konumunda olup olmadıklarını
değerlendirme dışı bırakarak genel
bir değerlendirme yapacak olursak;
Birinde toprak zengin-halk fakir!
Diğerinde toprak fakir-halk zengin!

Gel de şaşırma!

Peki, 'fark nerden kaynaklanıyor'
diye soracak olursanız;
'Eğitimden…
Eğitilmiş İnsan Gücünden!'…


Türkiye de uzun yıllar, ülkelerin geri
kalmasına yol açan bu kısırdöngünün
içinde kaldı…
Eğitim zayıf, eğitim kurumları azdı ve
ayrıca, eğitim almış kişiler ülke içinde
uygulama alanı bulamayınca yurt dışına
kaçıyorlardı!
Ülkenin gelişmesi de kısır siyaset
yüzünden bir türlü gerçekleşmeyince,
uygulama alanları artmak bir yana
gitgide daha zayıflıyordu!

21'nci yüzyılın başında bu makûs talih
nihayet kırıldı…
Eğitimde, alt yapıda, sanayide, tarımda,
sosyal alanlar ve teknolojik yatırımlarda
büyük aşamalar kaydedildi!
Beyin göçü de böylece durdu…

Göç durup, eğitilmiş insan gücümüz
tam gaz devreye-sisteme dâhil olunca
ve yönetim de görülmemiş şekilde ardı
ardına başarılı kararlara imza atmaya
başlayınca;
Ekonomi rayına oturdu, borçlar ödendi,
kalkınma arttı, enflasyon düştü, hazine
doldu…

Bunca sığınmacı misafirimize yapılan
harcamalar, terörle en şiddetli mücadele
ve çevremizdeki ateş çemberine rağmen
Türkiye sürekli büyüyerek dünya
rekorlarının sahibi oldu!
AB ülkeleri ise bu süreçte krizlerin
ocağına düşmekten kendini alamadı…

Örneğin…
İngiltere'nin bu ay sonunda AB'den
çıkıp çıkmama konusunda referanduma
gidecek olmasına bakılırsa, bu krizleri
aşma yolunda ekonomisini ortak etmek
istemediği ve yakın gelecekte görünen
risklerden kaçınma telaşının barizleştiği
hemen fark edilir!

Sağlam ekonomiye sahip bazı ülkelerin
AB'den nasıl çıkarız-yakamızı nasıl
kurtarırız diye planlar yaptıkları bir
dönemde Türkiye'nin AB'ye girme
hedefini hala devam ettirme stratejisi
acil revizeye muhtaç görünmektedir!

Hele 'Başkanlık Sistemine' geçilir
istikrar aynen devam ettirilirse, göz açıp
kapayıncaya kadar geçecek yedi yılın
sonrasında takvimler '2023'ü
gösterirken, bu kez bugünün çoğu AB
ülkesi -büyük ihtimaldir- 'Bize' girmek
isteyebilir!

Boşa söylenmemiştir;
'Keser döner-sap döner,
gün gelir hesap döner!'…