'Kavun değil ki dibini koklayıp
anlayasın!' deyiminde olduğu gibi,
bir şeyin nitelikli olup olmadığını
anlamanın türlü yöntemleri vardır!
...
Hadi, bu konuda bir atasözü daha;
Kocasından geç kalkan karı'dan...
'Deh' demeden gitmeyen at'tan...
Söylemeden yapmayan evlat'tan
hayır gelmez!
...
İktidarlar hakkında kanaat ileri
sürerken de bin bir türlü beklenti
maddesi içerisinde en önemlisi
'ekonomi'dir...
Ekonomiyi nasıl yönettikleridir!
...
Para varsa her şey yapılabilir...
Para yoksa herhangi bir atılımdan
söz etmek zaten mümkün değildir!
...
'Eski Türkiye'ye takılı kalmış
bazı fosil partilere sormak gerekir;
'İktidar olduğunuz her dönemde
niçin hep yokluk-kıtlık yaşandı?'
Ne kadar kıvırmaya çalışılırsa
çalışılsın, hiçbir gerekçe yanıtı
haklı çıkarmaya yetmeyecektir!
...
Zaten bilinir ki;
'Hiçbir mazeret,
başarının yerini tutamaz!'...
Ve toplum açısından da;
'Çeken bilir karlı dağın ardını'...
...
Aynı şekilde;
'Sizin dönemlerinizde niçin
malî krizler üst üste geldi?'
Ya da...
'Türkiye, siz iktidarda iken
niçin 70 cent'e muhtaç kaldı?'
Veyahut...
'IMF borcunu sizler niçin
sıfırlayamamıştınız?' sorularına,
boş bahaneler dinleyip durmak
dışında tatminkâr-akılcı bir yanıt
alabilmek de mümkün olmayacaktır!
...
Hani, uzun yıllardır evli ama
çocuksuz adama arkadaşı sormuş;
'Senin niçin çocuğun yok?'...
...
'Bunun birçok sebebi var!'
demiş ve saymaya başlamış adam;
-Bir: Ben hadımım!
-İki… demeye kalmamış, sözünü
kesmiş arkadaşı, 'Tamam' demiş,
'Diğerlerini saymana gerek yok!'
...
Geçmişte toplumun inim inim
inlemesinin altında yatan gerçek
sebep de, söz konusu iktidarların
bilgi-maharet-cesaret yoksunluğu
olarak özetlenebilir!
Ve şu anda halktan oy isteyip, geçmiş
dönemlerin martavallarını tekrarlayan
partilerin tamamına yakını da, o eski
dönemlerin -geride hiçbir iyi izlenim
bırakmamış olan- bilindik figürleridir!
Geçmişi ağızlarına dahi almamaları da
işte bu yüzdendir…
...
Örneğin...
Açık oturumlarda-mitinglerde geçmişi
referans gösterip diyebilmelilerdi ki;
'Yaptıklarımız yapacaklarımızın
teminatıdır! Sizlere zamanında
nasıl bir Türkiye yaşattıysak, yine
aynını vaat ediyoruz!'…
Veya;
'İktidar dönemimizde
ekonominin durumu ne ise,
hükümete gelirsek aynı şartları
tekrarlayacağız!'...
...
Bunları söylemeye kalksalar, tümü de
barajın serin suları altında kalmaz mı?
…
Bu yüzden değil midir ki, geçmişte
her seçimde yaptıkları gibi bugün de
cafcaflı bir takım vaatlerde bulunup
toplumu kandırmaya çalışmaktadırlar!
Bunlar, bizleri acaba bu denli
'saf-unutkan' mı sanmaktadırlar?
...
Derler ya;
'Bir kere kandırılırsan, suç
seni kandırandadır...
İkinci kez yine kandırılırsan,
bu kez suç sendedir!'...
…
İlk cümlemizdeki kavun örneğinde
olduğu gibi, doğruyu anlamak için
artık 'dip koklamaya' da gerek
kalmamıştır…
Çünkü yılların birikimiyle, o kavun
adeta dilimlenmiş hâlde, gözümüzün
önünde apaçık durmaktadır!