Tarihi 15 Nisan 2015

Sen Hot-Ben Hot!

Siyasi zıtlaşmalardan beslenen

Türkiye Politikası'nda, hiç olmazsa

ülkenin hayatî çıkarları söz konusu

olduğunda tüm partilerin fikren aynı

doğrultuda birleşmelerini beklemek

maalesef 'hayal' gibi!

Beyninde proje üretemeyen, elinden

pek bir iş gelmediği de geçmişine ve

kadrosuna bakarak zaten belli olan

siyasi partiler, karşıdakini karalayarak

oy alabilmeyi 'tek yol' görmekteler!

Bu yüzden;

Ne, 'Parlamenter Sistemin'

aksayan yönleri üzerinde…

Ne, ülkeye büyük ivme kazandıracağı

belli olan 'Devlet Başkanlığı'

sistemi konusunda…

Ne, köhnemiş-çağın gerisinde kalmış

'Anayasa'nın değişmesi hususunda

samimi tartışmalara girişmeleri, ortak

mutabakata varmaları beklenemiyor!

Böyle bir 'istişare' ortamı bir türlü

gerçekleşmeyince, toplumda ayrışma

ortaya çıkması, tepedeki kavgaların

bütün şiddetiyle tabana sirayet etmesi

de kaçınılmaz oluyor…

'Sen hot-Ben hot,

kim verecek bu ineğe ot' deyimi

benzer durumlar için türemiştir…

Sürekli aksilik edilir hoşgörü ortamı

kaybolursa, ineğin açlıktan ölmesi de

kaçınılmaz hâle gelir!

Oysa, Türkiye'nin elini çabuk tutup,

ışık hızındaki global gelişmelere ayak

uydurması hatta geçmesi, 'Dünya

Zirvesi'ne bir an önce kurulması da

toplumun beklentisidir!

Vakit kaybetmemek, köklü sorunların

üzerine toplum ve tüm siyasi partiler

birlikte yürümelidir…

Hadi, bir de somut örnek;

Çözüm bekleyen önemli bir sorun

da ülkemizin uluslararası adıdır;

'Turkey!'…

İngilizce'de 'Hindi!' anlamına gelir

ve meselenin aslı da şudur;

Malûm, Amerika'nın yeni keşfedildiği

dönemlerde, Akdeniz'deki tüm ticaret

'Osmanlı Leventleri'nin elindeydi!

Bunların, Yeni Gine'den alıp

İngilizlere sattığı Gine Tavuğu'na da,

ticaretini leventlerin yapmasından olsa

gerek, 'Turkish Bird'-Türk Kuşu…

Ya da 'Turkish Cock'-Türk Horozu

ismi verilmişti…

Leventler, Amerika Kıtası'ndan

İngiltere'ye hindi getirmeye

başladıklarında da, İngilizler

daha önce bilmedikleri bu kümes

hayvanını Türklerle özdeşleştirip

'Turkey' diye…

Leventleri de 'Turkey Merchants'

(Hindi Tüccarları) olarak anmaya

başladılar!

Müteakiben yeni Cumhuriyetimiz

kurulunca, İngilizler ülkemize isim

koymakta zorluk çekmedi;

'Turkey!'… (Hindi!)

Böylelikle Türkiye, dünyada bir

'kümes hayvanı' adıyla anılan

biricik ülke haline geldi!

Diyelim, BM Genel Kurulunda,

kravatlı, siyah takım elbiseleriyle

ciddi, kerli ferli bir Türk heyeti…

Ve önlerindeki tabelada bir yazı;

'Republic of Turkey'…

(Hindi Cumhuriyeti!)

Bilmem içinize siniyor mu?

'Etyopya' gibi yapmak lâzımdır!

Adı eskiden 'Habeşistan' idi…

Adını değiştirdi, bir yıllık geçiş süreci

tanıdı ve sonrasında, ülkeye eski adla

gönderilmiş hiçbir koli ya da postayı

kabul etmedi, oldu-bitti!

Türkiye'nin adı, uluslararası alanda

da 'Türkiye' olmalıdır!

Palavra-kandırmaca ile iktidar olmayı

amaçlayanlara inananların hayli fazla

olması bile 'Turkey' ibaresini makûl

göstermeye yetmez!