Tarihi 25 Ocak 2015

‘Yeni Gençler'...

Kolalı yakalı, ütülü-siyah ilkokul

önlüklerimizle, üstü açık arabada

eliyle halkı selamlayan Başbakan

Menderes'e karanfiller atmıştık!

Sonra, o'nu astılar…

Ardından, askerin 'hart-hurt'lu,

politikacının 'cart-curt'lu yılları

geldi…

Gerçi pek farkında değildik ama,

memlekette 'Demokrasi' olduğu

rivayet edilirdi!

Doğrusu bu ya…

Özgürlüklerle tanışık olunmayan,

bir lokma bir hırka, yalın ayak-başı

kabak, fukaralık-çaresizlik günleriydi!

Bizim kuşağın ömrü, işte öylesine bir

savrulmuşluk içerisinde gelip geçti!

On sekiz yaşını doldurup, bu

Haziran seçiminde oy pusulasına

mühür basacak olanlara gelince…

Yaşadığımız o günlerin dizisi bile

çekilse, bugün 'Osmanlı' dönemini

TV'den izleyenler neyi ne kadar

anlıyorlarsa, onlar da bizim kuşağı

eh işte, ancak o kadar algılayacaklar!

Memleketin ne badireler atlattığını

bilmeleri büyük ihtimalle hiç mümkün

olmayacak…

Bu gençlerimiz altı yaşlarından beri

'AK Parti' dönemini yaşamaktalar!

Önlerinde bilgisayar, ellerinde son

model telefonlar, çamursuz sokaklar,

asfalt yollar, sinemalar, gökdelenler,

kışın sıcak-yazın serin AVM'ler, bir

anda dünyayı gözleri önüne seriveren

internetler, neredeyse sonsuz kanallı

TV'ler içerisindeler…

Bizim çocukken nadiren de olsa

gökyüzünde görüp ne olduğunu pek

anlayamamakla birlikte çığlıklar atıp

koşarak takip etmeye(!) çalıştığımız

'uçağa' bile şimdiden binmişlikleri

vardır çoğunun!

Altı yaşlarından beri ana-babalarının;

'Ekonomik Kriz'den…

'Batan Bankalar'dan…

'Enflasyon Canavarı'ndan…

'Devalüasyon Şamarı'ndan söz

ettiğine hiç mi hiç tanık olmadılar!

'Askerde Dayak'…

'İtibarsız Türkiye'…

'Karakolda İşkence'…

'70 cent'e Muhtaç Ülke'…

'Darbenin Ayak Sesleri'…

gibi tabirleri ise hiç duymadılar!

Ve bu yıl, bu gençlerimiz sandık

başında siyasi tercihlerini belirlerken,

genetik 'toplumsal hafıza zayıflığı'

ihtimaldir ki onları da etkileyecek!

Haziran seçiminde oy kullanırken,

bu gençlerimiz sanıyor olacaklar ki,

geçmişte de bugünkü gibiydi;

Sanki eskiden de pazar alışverişinden

eve diz boyu çamura batılmadan,

kirlenmemiş ayakkabılarla dönülürdü!

Yolda herkes elde telefon gezinirdi!

Ankara'dan İstanbul'a tren, geçmişten

bu yana sanki üç-buçuk saatte giderdi!

Babaları da herhalde ezelden beri

karşıya hep Marmaray'la geçerdi!

Bu seçime onlar da katılıp mühür

basacak…

Bizim ömrümüzün nasıl geçtiği belli,

bakalım onların tercihi nasıl olacak!