Şaka mı?
Yoksa komedi filminden alıntı mı?
…
'Yavaş yavaş, Mansur Yavaş'…
…
'Başın girerse dara,
Ekmeleddin Abi'ni ara'…
…
'Ekmek için Ekmeleddin'…
…
'Ufuk darlığı' mı desem?
'Aday ölü doğmuş zaten' mi?
Ya, üstüne sos olarak serpilen
kokmuş sloganlara ne demeli?
Mantık yanlış, seviye 'hak getire'
şiirsellik desen 'ayvayı yemiş!'…
…
Bakınız, bir belediye başkanından
öncelikle cevvâl-atak olması beklenir!
Mansur'u övelim derken, kırık bacağı
ile yeni ayağa kalkmış hastaya komut
verilir gibi;
'Yavaş yavaş…' sloganını kullanmak,
'abesle iştigal' değil miydi?
…
'Kafiye' telâşıyla 'Kakafoni' yapmak,
nasıl bir zekânın, hangi ince ruhun
ürünüydü acaba!
…
Hem 'siyasetle ilgisi yok' deyip…
Hem yol-su gibi insana dönük birçok
hizmetin Çankaya'nın görev tanımı
içerisinde olmadığını belirtip…
Sonra da kalkıp;
'Başın girerse dara…' gibi çözüm
gücü vurgulayan imaları slogana dâhil
etmek…
En iyimser tabirle 'bu ne perhiz, bu ne
lâhana turşusu' kapsamında bir çarpık
ifade olmaz mı?
…
Gelelim 'ekmek' meselesine…
İllâ da 'fırıncı reklâmı' gibi olsun
deniyorsa, Ramazan münasebetiyle
'pide' denmesi gerekmez miydi hiç
olmazsa?
Ya…
Gemi, uçak, top, füze, helikopter
yapan, feza'da beş uydusu dönen,
Marmarayla denizin dibini yaran,
hızlı tren tesis eden dev atılımlar
içindeki bir ülkede seçime girerken,
bu tip sloganların artık son kullanma
tarihini doldurduğunu hatta 'kel alâka'
kaçtığını fark etmek gerekmiyor mu?
…
Yoksa tek amaç, kafiye tutturmak mı?
…
Demek ki, 'Emine Ülker Tarhan' aday
yapılsaydı, slogan, bunlara göre şöyle
olurdu;
Evinde yoksa Tarhana…
Oylar Emine Ülker Tarhan'a!
…
Bari ben de destekçileri için bir
slogan üreteyim de eksik kalmasın;
Böyle başa böyle tıraş…
Anca gidersin Haydar Baş!