Milli Güvenlik Kurulu'nda artık
"PKK Terör Örgütü"ne değil,
"Paralel Yapı Örgütü"ne karşı
alınacak önlemler görüşülüyor!
…
Devletin kilit noktalarına sızan ve
âmirinin değil imamının direktifine
uyduğu kanıtlanan komitacılar,
"uluslararası casusluk" ve
"vatana ihanet" suçlarından
yargılanacak…
…
İşte son olarak, "TÜBİTAK"ın
"Bilgem" dairesine sızan ve çoğu
Ankara'daki aynı üniversiteden
mezun, köse görüntülü-uzun saçlı,
akça-pakça, temiz-oval simalı bazı
müritlerin, 'kriptolu telefon' kodlarını
sessiz ve derinden sızdırdıkları ortaya
çıktı…
…
Bu sinik karakterli casus oğlanlara
verilen görev talimatı demek ki bu;
"Sızmak ve Sızdırmak"…
…
Kuvvet Komutanları, bereket hiç
kullanmadıkları kriptolu telefonları
geri iade ettiler…
TÜBİTAK ile 28 ayrı konuda ortak
yazılım projesi geliştirmekte olan
MİT, projeleri şu an için askıya aldı,
telefon muhaberesinde de şimdilik
'manuel'e dönüldü…
…
NATO'nun, Türkiye karasularındaki
ortak deniz tatbikatlarında, kurallar
gereği, haberleşme bizim muhabere
sistemimiz üzerinden yapılıyor…
Bu tatbikatlardaki tüm görüşmelerin
kodlar sızdırılarak, bazı dost olmayan
dış merkezlerden aynen dinlendiği de
ortaya çıktı!
…
Sisteme "Kara Delikler" açmışlar!
Deliğin açıldığı "tünel"in diğer
ucu, tahmin edeceğiniz başkentlere
uzanıyor!
"Tam Casusluk"…
…
İşin içinde çok sayıda teknisyen de
var, alttan üste çok rütbede bürokrat
da!
…
Ya, gözbebeğimiz; "Ordumuz?"…
…
Yüksek Askeri Şura'nın dahi, Ağustos
beklenmeden erkene çekilme olasılığı
Ankara'da dillendirilmeye başlandı
bile…
Cemaat faaliyeti başlangıcı dikkate
alınarak, az sayıda da olsa, iki yıldızlı
general ve altından itibaren tarama
yapılacağı konuşuluyor!
…
Hangi kuruluşta olursa olsun,
ülkenin mahvını hazırlamaya çalışan
"komitacılar"ın tek tek cımbızla
ayıklanması gündeme iyice oturdu!
Başbakan'ın, "İstiklâl Savaşı"
nitelemesi boşa değil…
…
CHP ise, oy artırma telaşında,
"memleket umurunda değil"
görüntüsü içerisinde!
Başlarına geleceği fark etmekten aciz
bir bölüm saf vatandaş "dedikodu
hazzının" sersemliği içerisinde!
Dışta, dinleme tünelinin ucundaki
bazı ülkeler, 'paralel yapı'nın açtığı
kara deliklere kulağı dayamış, ellerini
ovuşturuyor "sabırsızlık" içerisinde!
…
Mustafa Kemal Atatürk'ün,
"Dâhili ve Hârici Bedhahlar!"
diye andığı, bunlar olsa gerek…