bağırdılar, "Sattırmayız!"...
Dediler!
...
Çünkü daha iktidara bile gelmeden,
komünizm özentisi abur-cubur sistemi
değiştireceğinin sinyalini vermiş;
"Köprüyü satıp, gelecek parayla
ikincisini yapacağım"...
Demişti!
...
Ama onların kafaları basmamıştı!
Sandılar ki,
köprüyü alanlar paketleyip yurt
dışına kaçıracak...
...
İkinci köprü yapıldı, üçüncüsü yolda!
...
"İhracat Seferberliği başlatıyoruz,
kalkınmanın yolu ihracattan geçer"
Demişti...
...
"Her şeyi ihraç edersek biz ne yiyip
içeriz, hem hangi malımızı alırlar ki?"
Dediler!
...
Yıllık ihracat 3.2 milyar dolardı!
Şimdi;
Haftalık 3.2 milyar dolar!
...
"Sahilleri Turizme açacağım, en çok
döviz ihracattan sonra buradan gelir!"
Demişti...
...
"Ahali nereden denize girecek?"
Dediler!
...
Şehrin uzağında, in-cin top oynar,
çalı-çırpı bürümüş arazilerdi konu
edilenler aslında...
...
Yıllık Turizm Geliri 650 milyon
dolardı!
Şimdi;
Haftalık 650 milyon dolar!
...
"Telefonun yaygınlaşması hedefimiz,
kalkınmanın önceliği iletişimdir!"
Demişti...
...
"Telefon Yenir mi?"
Dediler!
...
Zekâları yetmediği için,
akılları sıra dalga geçtiler!
Daha neler neler;
...
"ABD'de çiftliği var" dediler...
"Müthiş zengin-yiyici" dediler...
"Çankaya'nın Şişmanı" dediler...
"Yurt dışına kaçacak" dediler...
...
Uyduruk kitaplar yazdılar, makaleler
döşenip demediklerini bırakmadılar!
...
Özal'ı acımasızca eleştirenler bu kez
de, ülkeyi o'nun bıraktığı yerden alıp
çok daha ilerilere taşıyanı, barış için
gecesini gündüzüne katanı hedefleyip
yine hücuma devam etmekteler...
Fark etmiyor, hep aynılar!
...
Oysa bilmiyorlar ki saldırdıkları bu
kişilerin var olmaları hiç de rastgele
değildir!
...
Yüce kat'tan, ülkenin başına tebelleş
olan belaları defetmek için özel olarak
indirilmiş, gelişme yolunda mucizeler
gerçekleştiren keramet sahipleridir!
...
Onlara dokunan yanar!
Onlara dokunan çarpılır!
...
O'nun için Özal'ın katilini de, şu an
ya diyelim hapse düşmüş, yanmış...
Ya da öyle bir musibete gark olmuş ki
çarpılmışlar arasında aramak lâzımdır!
