Tarihi 17 Mart 2013

İsveç'te "Kral" Var!



Vikinglerin ülkesi ile ilişkilerin üç
yüzüncü yıldönümünde, (yani dört
yıl önce) İsveç Parlamentosu resmen
'Ermeni Soykırımı'nı tanımıştı!
Üzülmüştük...
...
Cumhurbaşkanı Gül
de
muhakkak bu ülkeye, aynı
üzüntüyü kalbinin bir
köşesinde taşıyarak gitmiştir...
Belki, Kral'ın yemeğinde
giymek zorunda olduğu
"frak"ı terzi Levon Kordonciyan'a
diktirmesinin altında da, İsveç'in bu
tavrına 'mânidar bir gönderme' vardır!
Bilemeyiz...
...
Protokol gereği, üstünde frakı ile Gül,
saraya süslü at arabası ile gitti, İsveç
Kralı'na "Devlet Nişanı" taktı...
Kral da Gül'e, İsveç'in "Serafim
Nişanı"
nı verdi...
...
Şimdi, yazıyı hafifçe aralayıp birkaç
not iletelim;
Bir: Geziye Ankara'dan katılacak
gazeteciler Başkentte "bu giysi"yi
bulamadıkları için, İstanbul'a "frak
kiralama"
turu düzenlediler!
İki: Terzi Levon'un aynı addaki
dedesi de Atatürk'e frak dikmişti...
...
Tekrar yazımıza dönecek olursak,
Gül, İsveç Parlamentosu'nda yaptığı
konuşmada, iki ülkenin geçmişteki
sıcak ilişkilerine değindi...
Elbette, nezaket gereği fazlaca detaya
girmeden!
...
Bir not da burada iletelim;
1709'da Ruslara yenilip beraberindeki
zevatla Osmanlı'ya sığınan İsveç
Kralı 12'nci Carl (bizde 'Demirbaş
Şarl'
olarak bilinir) dört yıl kalıp
ülkesine dönmüş ve tekrar taht'a
oturmuştu...
İsveç tarihinin en ünlü kralıdır ve
ülkenin birçok büyük meydanında,
kahramanlığının simgesi olarak 'elde
kılıç-at üstünde' heykelleri dikilidir!
...
Şarl
'a takılan "Demirbaş" lâkabı,
kafası kalın ya da sert olduğu için
değil, Osmanlı maliyesine
"demirbaş" olarak kayıtlı olduğu
içindir!
Kendisi ve ekibine hazineden verilen
iki milyon akçe 'harçlık', kayıtlara
"demirbaş'ın masrafı" olarak
geçirilmiştir!
...
Tekrar yazıya dönelim...
Cumhurbaşkanı Gül, temasları
sonunda, Stokholm'de ortak bir
basın toplantısı düzenledi...
Yan kürsüde, İsveç Devletinin başı
olan Kral değil, 'Başbakanı' yer
almıştı!
Çünkü protokol böyleydi...
...
Biri "TC Cumhurbaşkanı"...
Diğeri "İsveç Başbakanı"...
...
Burada bir not daha ekleyelim;
Kanuni zamanında imzalanan
"İstanbul Anlaşması"nın (1533)
bir maddesi de, protokol bakımından
İspanya Kralı Şarlken ile
Alman Kralı Arşidük Ferdinand'ın
"Osmanlı Sadrazamına" denk
görüleceği idi!
...
"Hey gidi günler!"
diyip, yazının
sonunda şunu da ilâve edelim...
Gezinin görüntülerini izleyip;
"Uzak geçmişi" gıptayla anmadım,
"İsveç Monarşisinin" cakasına,
"Görkemli Devlet" fiyakasına
özenmedim-kıskanmadım diyemem...
...
"Bizde olmaz!"
diyorsanız,
hiç olmazsa şu "Devlet Başkanlığı"
meselesini bir düşünseniz etraflıca!
...
Hem bu sistemde 'frak' da şart değil!