Hâlihazırda iki uydusu cirit atmakta
olan
Türkiye, üçüncüsünü de göndermeyi ve
kendi 'uydu fırlatma sistemini'
yapmaya karar verdi...
Tabii yine öz kaynaklarıyla...
...
Uydu üretebilen ve aynı
zamanda fırlatma
sistemine de sahip bulunan,
sadece onbir ülke var dünyada!
...
Kolay iş değil...
...
Malûm, yükseliş sürecinde güç
sağlayan
ve bir süre sonra yakıtı tükenen
itme roketlerini, uydu sırayla bırakıyor...
Yeryüzüne düşen bu roketlerin insansız
bölgelere, tercihan denize inmesi lâzım!
...
Plan hazır...
...
Uydumuz, Datça'dan fırlatılırsa;
İlk kademe roket Akdeniz'e...
İkinci kademe roket de Atlas
Okyanusu'na düşecek...
...
Fırlatma Karadeniz'deki bir yöreden
gerçekleştirilirse;
İlk roketin yine Akdeniz'e...
İkincinin de Kuzey Buz Denizi'ne
düşeceği, bugünden santimine kadar
hesaplandı...
...
Türkiye'nin gelişmesine her
fırsatta kulp takmaya çalışanlar belki
üzülecek ama
"bu"...
Aynı zamanda, "şu" demektir;
...
Binlerce kilometre yüksekten uydu
roketlerinin nereye düşeceğini bile
koordinat olarak tam tespit edebilen
Türkiye, Apo ile görüşmeleri ve
müteakip muhtemel gelişmeleri de
önceden ve milimi milimine hesap
edebilecek noktaya ulaşmıştır...
O zaman...
Terörün bitirilmesi konusunda,
zamanın lehte işlediği aşikârdır!
...
Boş boş konuşanların takılı kaldığı gibi,
Türkiye artık "Eski Türkiye" değildir!
...
Ülkenin zirveye tırmanışından hala
tereddüdü olan var ise başını kaldırıp
her gün tepesinden geçen Göktürk-2'ye
doğru dönsün yüzünü...
Düşünsün!
...
Hıyar değilse anlayacaktır...
