sonuçlarını hem de çok çok önceden,
sizlere aynen yazmıştım...
İsterseniz,
bir sonraki seçim sonuçlarını da şimdiden
burada söyleyeyim de, şüphe eden olursa
kesip saklasın, günü geldiğinde karşılaştırır!
...
Gerçi bunu tahmin etmek için, tecrübeye,
müneccim olmaya hiç mi hiç gerek yok!
Hadi detaya girmeyelim ama neticenin
şimdikinden pek farklı çıkmayacağı belli!
Yani, iktidar aynen yine gelir...
Muhalefet de yine aynen kalır...
...
Bu aşamada, şöyle sorabilirsiniz;
-Eeeeee?
...
Eeeeee'si şu;
...
Nasıl ki başımızda "güçlü bir iktidar"
istiyorsak, "güçlü muhalefet" arzu etmek
de hakkımız...
...
Burada bir parantez açayım...
Amacım, muhalefet partilerini eleştirmek
değil inanın!
İşlerinin pek zor olduğunun bilincindeyim!
Zorluğun ana sebebi de,
"Recep Tayyip Erdoğan"ın karizması!
...
Ben de biliyorum...
Sen de biliyorsun...
O da biliyor...
Biz de biliyoruz...
Siz de biliyorsunuz...
Onlar da biliyorlar ki,
böyle Başbakan, bir ülkeye kırk yılda bir
bile gelse, o ülkenin insanı çok şanslı sayılır!
Her vasf'ı camî, kimse kolunu bükemez...
Peki ne olur?
...
Bugünkü gibi küsurat oylar alıp çene
yarıştırır, bir miktar da kafa karıştırır
muhalefet, hepsi bu kadar!
...
İşte, Türkiye'yi daha da yüceltecek,
Muhalefeti de acziyetten kurtaracak
formül de tam burada gizlidir!
...
Madem seçmenin belli partilere daima, ülke
yönetmek için değil denetleme yapmak için
görev verdiği ve vereceği aşikârdır...
O zaman bunların, bari denetimi lâyıkıyla
yapmalarının yolu da "Tam Başkanlık"
sistemini desteklemekten geçmektedir...
...
Malum, bu sistemde seçimle gelen Meclis,
yine seçimle gelen ve yürütme erk'i olan
Devlet Başkanı'nın ve dışarıdan atadığı
Bakanların faaliyetlerini lâyıkıyla denetler!
...
Tayyip Erdoğan "Devlet Başkanı" olur,
İktidar-Muhalefet kavramları ortadan kalkar,
AK Parti ve diğerleri de "Parlamento"nun
gruplarını oluşturur...
...
"Ebedi Muhalefet" nitelemesinden de,
Erdoğan'ın karizmasından sıyrılmanın da
tek yolu işte budur!
Hadi bakalım, "yeni anayasa" yolda...
Kolay gelsin!
