Tarihi 31 Temmuz 2011

Vaaz!..

Bugün (Hicrî) 30 Şaban 1432...
Yeni Hilâl, bizim saatle 10.10'da,
Doğu Avustralya'dan görülecek!
Ramazan, bizi yarın teşrif edecek,
hayırlara vesile olur İnşallah...
Zamanıdır,
şimdi bilirim, siz yine sorarsınız!
...
Bu kez ben erken davranıp, klasikleşen ve
hâlâ sizleri derin tereddütlere düşüren bazı
mühim konuları önceden cevaplayayım da,
günah benden gitsin bari!
...
Efendim...
İlk mevzuumuz, takdir buyuracağınız üzere;
"sakız"...
...
Ağız içinde çiğnenmesi hâlinde orucu bozup
bozmayacağı uzun yıllardır münakaşaya tabi
olan bu mübareğin, malûmunuz nevileri var!
...
Her Ramazan, matbuattan takip ettiğim
kadarıyla şeker ihtiva edenlerin mekruh
sayılabileceği şer'an mer'idir denilebilir!
...
Deri-Damla sakızı için ise, aynı kanaatin
ifadesi teamüllere uygun düşmemektedir!
...
Sakız çiğnenmek zorunda kalınırsa(!) fazla
somurmadan, balon yapıp patlamak cihetine
pek gitmeden, hafifçe, 'sakal titreten' tarzın
tatbiki, tercih-i şayan usuller dairesindendir!
...
Sevgili Okurlar, yerim dar olduğundan;
Denize girsem su kaçıp bozulur mu?
İki yaşındaki kızım çok istiyor, tutsa
mı amcası?"
gibi konulara, ileriki
yazılarımızda temas eyleriz inşallah!
Bir tek, şunu ekleyelim...
...
Oruca, "Recep"i görünce
başlamak pek makbuldür!
...
Ama,
dikkat gerektiren-yorucu bir işteyseniz,
(otobüs şoförü, sünnetçi, mahyacı,
Genelkurmay Başkanı, tel cambazı,
Kuvvet Komutanı, ebe, köşe yazarı...)
bu sıcak-uzun günlerde niyet etmeden,
bir kez daha ve iyi düşünün!
Arkanızdan,
"Ramazan'ı göremeden
Şaban'da gitti!"
dedirtmeyin!
...
Ve artık lütfen, orda-burda
abuk-sabuk sorular yöneltip,
adamın asabını da bozmayın!