Tarihi 10 Nisan 2011

'Gururla' bakmak!..

Milletvekilliğinin tüm süreçleri;
Öncesi de...
Kendisi de...
Sonrası da...
Dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir!

...
Çevrenizde aday adayı varsa dikkatle bakın!
Halinden-Tavrından hemen anlarsınız...
Erkekse, stresle tespih çeker...
Kadınsa, tırnaklarını kemirir...
...
Her duyduğu politik fısıltıya inanır!
Herkesten, Gazeteciden, Kapıcıdan,
Garsondan medet umar;
"Gözünün yağını yiyim...
Yazının bir yerinde bahsetsen...
Genel Başkan kapıdan girerken,
Ya da tabağı önüne bırakırken,
Hani, şöyle bir çıtlatsan???"...
...
Velhasıl zor iştir "aday adayı" olmak!
...
Neyse ki...
Uykusuz geceler artık sona erecek,
Aday Listeleri yarın açıklanacak...
...
Yine böyle bir Pazar günüydü...
Yine ertesi gün, listeler belli olacaktı...
"Aday Adayı" idim ve...
Elimde tespih, evin salonunda voltadaydım!
...
Gerçi,
Rahmetli Özal beni çağırmış, sıramı da
söylemişti. Ama işte, Politika da Politikaydı!
...
Bunaldığım o anlarda, birden bir şey oldu!..
Dişim ağrımaya başladı! Kıvranıyordum!..
...
Tanıdık Dişçiyi haberdar edip,
Muayenehanesine koşuşturdum...
İnler halde yoldayken de,
O yarım saatte, hep şunu düşündüm;
...
Allah
'tan o an bir nida gelse;
İyi bir sıra mı istersin?..
Yoksa ağrının hemen geçmesini mi?
...
Elbette elbette...
"Dişimin ağrısı geçsin n'olur" derdim!
Sonra "dank" etti, anlayıverdim...
...
Sonra dişim çekildi, ağrım kesildi...
Sonra ağladım gizlice, hamdettim...
Sonra içim ferahladı, stresim de uçtu-gitti!
...
Salı günü, birçok kişi için
"Adaylık Macerası" başlayacak...
12 Haziran'a kadar,
Dere-Tepe düz gidecekler...
Uyku görmeyecek gözleri...
...
Ve sonra "Sandık Günü" gelecek...
Saat 17'yi biraz geçince...
Sonuçlar birer birer! yürekler hop hop!
Ve sonra da; "Ak-Kara"...
...
Sandıktan Ak çıkan, tuvalete gittiğinde,
etrafta kimse yoksa, şöyle aynaya bakacak!
İşte, "Yeni bir Milletvekili" diyecek...
Gururlanacak!..
...
O an, aklına bile gelmeyecektir...
Ama aynadaki o kendi görüntüsüyle,
Dört Yıl sonra bir kez daha karşılaşacaktır;
Milletvekilliği sona erdiği vakit!..
...
Vicdanı-Gözleri soracaktır Vekile;
Millet sana güvendi...
Peki sen ne Yaptın?..
Kalkınmayı eksiden alıp, 9'a mı çıkardın?
Enflasyonu 80'den alıp, 4'e mi indirdin?
Yol-Okul-Hastane mi yaptın sıra sıra?
Hazineyi Dövizle mi doldurdun?
İnsan Hakları'na değer mi verdin?
Canını dişine takıp,
Demokrasiyi rayına oturtmaya mı çalıştın?
Yoksa...
Yan gelip yattın...
Sadece eleştiri mi yaptın?
...
İşte asıl önemlisi, dört yıl sonra,
Memlekete tüm gücüyle hizmet vermiş,
Şerefle bu kutsal görevi yerine getirmiş,
Demokrasiye, beyazlamış saçını-kırışmış
yüzünü-kalbinin yıprantısını hediye etmiş;
"Eski bir Milletvekili" olarak...
Ve etrafta yine kimseler yokken...
Aynaya yine aynı duyguyla bakabilmektir;
Gururla!..