Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 2 Ağustos 2015

Babet ve yara bandının aşkı

Biz buna yaz aşkı diyebiliriz.
Ayrılmaz bir aşkları var.
Sonbahar bitene kadar kuvvetli ve şiddetli bir aşk yaşarlar.
Olmazssa olmazlar arasına girer hanım arkadaşlar arasında.
Kızılderili inanışlarına göre baharın müjdecisidir. Yok o değil de hemen babetleri yargılamayalım. Sorun giydiği ayakkabının türü değil, yaranın bir kez o ya da bu şekilde oluşmuş olmasıdır. Ondan sonra artık ne giysen sızım sızım sızlar ayaklar. Ayrıca yara bandı ne ki, bandaj saranı gördüm.
Israrla giydiği babetinden bantın bi tarafı sarkan kızdır.
Üzerinde muhtemelen tayt, onun da üstünde penye kumaştan tunik vardır.
Özellikle plaza hanımları arasında da meşhurdur. Eğer ayak bilekleri kalın ayakları büyük bir kadınsa zaten babet bütünüyle çirkin bir de onu koca ayaklarınızla giyiyor ya etraftan etler çıkıyor bir tuhaf çirkin görüntü oluşuyor benden söylemesi.
Bir tasarımcıda çıkıp özellikle bir moda tasarımcısının da çıkıp kendinden yara bantlı babet tasarlayarak parayı bulabiliceği bir şey olabilir.
Düşünsenize ayakkabı ayağını yara yaptığı halde yara bandı takıp giymeye devam eden bir canlıyı ben olsam üzmezdim.
Kim bilir size neler yapar ya çok tırstım.
Ve beraberinde düğünlerde topuklu ayakkabı+ yara bandı sezonunu da getirmiştir.

DELİRME
Fadime ile Temel oturmus sohpet ediyorlarmis. Fadime sormus; - Pen ölürsem napacaysun?
- Telirirum...
- Teçrar evlenir misun?
- Teliriruz dediysek o katar ta teyul...

İLK AŞK
Evleneli henüz bir ay olmuştur. Mutlu koca genç ve güzel karısına sarılır:
-İlk aşk ne kadar tatlı değil mi sevgilim? Genç karısı yanıtlar:
-Evet... Ama seni tanıdığım için de çok mutluyum...

MELEKL ER UÇAR MI?
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar: Anne melekler uçar mi?
- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır: Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar: Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

MARTI
Fadime ile Temel büyükada da dolaşıyorlarmış Bir martı Temel`in kafasına pislemiş Fadime: Temel git şu tuvaletten tuvalet kağıdı al Temel: Gerek yoktir kuş çoktan uçup gittu

UYANIK TEMEL
Bizim Temel uyuyormuş. Birden yataktan düşmüş, kalkmış yeniden yatmış. Biraz sonra bi daha düşmüş ve sevinerek mırıldanmış: İyi ki kalkmışım
yoksa üstüme düşücektim...

AlkışlıYorum
Elindeki bıçakları satabilmek adına "Bu bıçakla her şeyi yapabilirim bu mümkün!" diyen kapıdaki pazarlamacıya dayımın "Üstüne de oturabilir misin peki?" şeklindeki sorusu susmak bilmez pazarlamacıyı konuşamaz duruma getirdi.

HEYKEL
Yıllarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, bir gün bir melek cennetten gelene kadar... "Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim.
Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş.
Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklasmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kıkırdaşmalar, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmıslar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessum varmış.
"Onbes dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben sı.cam kafasına !..."