Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 16 Nisan 2015

Erkekte ayrılığın avantajları

Ah be dostum, sevgilinden mi ayrıldın? İş bitti mi? Geri dönüşüm kutun da hayli boş! Ne yapsan geri döndüremeyeceksin.
Üzülme bak, abini oku biraz Polyannacılık oynayalım.
Sevgiliden ayrılmak istatistiki anlamda illa kayıplar içerisinde olduğunuz bir dönem değildir.
Getirileri vardır; gelin beraber inceleyelim.
Her şeyden önce dostum paran cebinde kalır. Eskiden bakkala çakkala kadar taksiyle giden bütçe, haftasonu sinemasından abidik gubidik yıldönümlerinin hediyelerine kadar kalbur gibi olmuş, borç almış başını yürümüştür.
Sevgili denen şahıs, sizin sevdiğiniz spordan hazetmiyor olabilir. Genellikle de bu spor futbol oluyor. Bu konu birçok erkeğin hayatındaki problemlerden birini teşkil etmiştir. Nasıl olduysa şampiyonlar ligi finaline denk gelir arkadaşları ile akşam yemeği organizasyonu. Ya da özel günler.
"Akşam halı saha maçına gelir misin?" diyen arkadaşları, pazar günü balığa çağıran berberi sürekli ektiğinizden, ortamlarda adınız lavuğa çıkmıştır. Bir kız için satar olmuşsun onları. Artık onlarla takılıp bunları unutturmanın tam zamanı.
Cep telefonu faturanız yaklaşık 1/2-1/4 arasında değişen oranlara kadar iner...
Belli bir süre sonra şair bile olabilirsiniz. Misal mi: 'Senin kurduğun cumhuriyetin anarşistiyim. Sırf özgür kalmak için bir insanın duygularıyla oynadıysan, senin özgürlüğünün de, cumhuriyetinin de, senin de...' deyip geçersiniz.

Çek bir milyar
Cimri bir adam ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır.
Üç oğluna da vasiyette bulunur.
- "Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum" diye tembihler.
Adam öldükten sonra sırasıyla birinci ve ikinci oğlu mezara gider.
İkisi de birer milyarı babalarının mezarına koyar.
Daha sonra babası gibi parayı seven üçüncü oğlu da mezara gider ve mezardaki paraları alır. Yerine babası adına 3 milyarlık çek bırakır...

Vatandaş haklı
Bir papaz, kilisenin kapısına kocaman bir levha asmıştı:
- Ben, hepiniz için bütün gün dua ediyorum...
Birkaç gün sonra, levhaya yeni bir cümle eklendi:
- Ben, hepinizin haklarını savunuyorum. Avukatınız.
Daha sonra, doktor da bir cümle ekledi:
- Ben de hepinizin sağlınızı koruyorum. Doktorunuz.
Sonunda vatandaşın biri bütün bunlara şu cümleyi ilave etti:
- İyi hoş ama hepinizin parasını da ben ödüyorum! Ne böbürleniyorsunuz?

AlkışlıYorum
Arakadaşlar ile bir lokantadayız, aksi ihtiyar bir garson amca ilgileniyor bizimle. Arkadaşlardan birisi az çorba söylemiş ama gelen çorba tam çorba. Garson amcaya "Ben az çorba istemiştim" diye itirazda bulunuyor, ihtiyarın verdiğin cevap ile gülmekten yıkılıyoruz: "Az yeeee!"