Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 13 Şubat 2017

Yeni annelerin aşırı uykusuzluktan başına gelen komik şeyler

Ah o uykusuzluk ve lohusa dönemi.
Kadınları ne hale getiriyor. Kendi tecrübemden anlatayım. Eşim Ayşen, oğlum Rüzgar'ı uyuturken yoruldu ve nöbeti bana devretmişti.
Sonrasında salona gitti salonu topladı. Salonu topladıktan sonra banyoya girdi ve makyajını (gelen misafirlere güzel gözükmek) temizledi.
Ardından balkona gitti ve çamaşırları astı.
Sen ne işe yarıyorsun diyeceksiniz. Demeyin!
Lohusa dedim ya hiç bir şeyi beğenmiyor hatun. Benimde işime gelmiyor değil. Neyse sonra mutfağa girdi ve elinde patates soğan ile hiç durmadan kafasını sallayarak 'pışş pışş pışşş' diyordu. Ve bunu yarım saatte salonu toplarken, makyajını temizlerken ve çamaşırları aserken yaptı. Ben bu durumda ne yapıyordum. Kahkaha ile gülerken kafama patates soğan yiyordum. Bakalım başka annelerin anısına.
♦ "Bir dergi kapağında çöpten çıkan bir bebek gördüğümde çığlık attım, çünkü bebeğimi çöpe attılar sandım!"
♦ "Uykusuzluktan bitap halimle oğlumu kontrol etmeye gittim ve oyuncak kanguru gördüm. Ağlayarak kocamı uyandırdım ve 'Oğlumuz kanguruya dönüşmüş!!' diye bağırdım. Sonrasında bayıldım. Ayıldığımda kocam kahkaha atıyordu ve oğlum beşikten bana bakıyordu."
♦ "Çamaşırları yanlışlıkla bulaşık makinesine doldurdum."
♦ "Toz mama karışımlarından hazırlıyordum. Tozu koydum, suyu koydum, kapağını takmadan çalkalamaya başladım. Süt her yere bulaştı. Kim daha bezgindi, ben mi yoksa aç bebek mi bilemiyorum."
♦ "Yastığı sallayarak uyutmaya çalıştım.
Ne kadar 'şş'lesem de sırtını okşasam da sakinleşmiyordu (çünkü bebek beşiğinde hala ağlıyordu)."
♦ "Askılı bluz ve bluzun dışından göğüslerime sarılı buz torbalarıyla markete gittim. Bunu öderken fark ettim."
♦ "Uykusuz bir sürü geceden sonra kocamla ve 1 yaşındaki kızımızla markete gittik. Kısa süreliğine ayrıldık, tekrar bir araya geldiğimizde panikledim ve "Kızım nerede?!" diye bağırdım. Kucağımdaydı."
♦ "Günde iki saatten fazla uyku alamadığım için sinirden evdeki 'Roomba'yı parçaladım.
Çok pahalı bir kum torbasıydı."
♦ Bir saat kadar alışveriş yaptım ve araba anahtarlarımı bulamadım. Arabamın yakınında arayayım dedim ki arabam hala çalışıyordu."
♦ "Markete cüzdanım olmadan gittim.
Unuttuğumu fark edince cüzdanımı almak için eve geri gittim ve tekrar yanıma almayı unutarak çıktım."
♦ "Çamaşır yığınını merdivenlerden yukarı taşırken 'kafasını' tutup öptüm."
♦ "Yeni aldığım iPhone'u kirli çamaşırlarla beraber makineye attım."
♦ Son olarak bu mutlu son: "Pizza almaya gittim, sonra iki çocuğu da arabaya bindirip eve döndüm. Çocukları indirdikten sonra pizzamı hiçbir yerde bulamadım. Arabanın tepesindeydi. Çocukların kemerini bağlarken orada unutmuşum. Yere düşmediği için çok heyecanlandım. Yediğim en güzel araba çatısı pizzasıydı!"

SINAV
4 Üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir. Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır. Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastik patladı?"

ALKIŞLIYORUM
Oğlum Tuğçe'ye çiçek alacakmış, babasından para istedi, babası sevinçle "Gel beraber seçelim, arabaya atla!" dedi, oğlum itiraz etti: "Yok, sen sadece payasını ver. Hiç almıyorsun ki anlamazsın. Çiçek diye maydonoz falan aldırırsın..." Vallahi de billahi de tembihlemedim, ama ben bu çocuğun her yerini yerim!