Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 13 Ocak 2017

Bankacıların duymaktan bıktıkları

Yaşam döngüsü içinde, aile ve arkadaşlardan hemen birkaç madde sonra güler yüzünü gözümüze sokan bir bankacı kişisi mutlaka yerini almıştır. Mesleğiniz ne olursa olsun, yolunuz onunla kesişmek zorundadır.
Eh zaman zaman bankacıların da canına tak etmesin mi? İşte duydukları zaman kendilerini dağa taşa vurmak istedikleri, onları çileden batırıp batırıp çıkaran o cümleler.

"Ödeme geçmişim kötü ama sen bana bir kredi ayarlarsın, yaparsın sen aslansın!"
Benim de işime gelir sana kredi çıkarmak da KKB puanına bakınca başım dönüyor, yükseklik korkusu var bende. Yoksa seve seve.

"Sizin maaşlar epey yüksekmiş, öyle duydum."
Doğru duymuşsun, mesela bu ay maaş yerine bankanın CEO'su bizim şubeyi üzerime yaptı.
Tapudayız şimdi ben seni sonra ararım.

"Elalemin parasıyla uğraşmak da zordur be."
Şunu hatırlatmasanız iki de bir! Yediğim, içtiğim kursağımda kalıyor valla.

"Sen bana bir şey satacak gibi bakıyorsun?"
Kredi isterken iyiydi de, minik sevimli bir sigortayı ve ponçik bir kredi kartını mı bana çok gördün. Aşk olsun.

"Öğle arası da açsanız ya bankayı, yemek molasında rahat rahat işimizi halledelim?"
Bravo, gerçekten müthiş bir fikir. Yemek yemek oldukça saçmaydı zaten.

"Çok rahat işiniz var ya!"
Bu cümle söylendiği an aniden gelen, tam da şu şekilde koşarak ortamı terk etmek isteği!

"Beni diğer müşterilerinle bir tutma."
Ve bir yerlerden Tarkan'ın şarkısı kulağıma çalınır; Sen başkasın, bambaşkasın!

"Pazar günleri de açsalar şubeleri iyi olur aslında."
Robot olduğumu ben bile anlamamıştım helal olsun. Bu arada bazı hafta sonları eğitime filan gidiyoruz, belki için rahat eder diye söyleyeyim istedim.

"Masada boş boş oturuyorsunuz, millet sırada bekliyor ama."
Ekrandaki minnoş yazışma işleri ve bir takım müşteri işlem girişleri işten sayılmıyorsa evet haklısın güzel kardeşim.

"Ohh, sabah dokuz, akşam beş, ne kıyak iş."
Bir yerlerde bir bankacının daha kalbi kırılıyordu. Ah siz sanıyorsunuz ki banka kapısı kapandığı an yer altından raylı sistemle eve uğurlanıyoruz. Teftiş dönemleri üç gün üç gece arşivlerde sabahlamalarımız da fasulyeden sayılır.

"Bir işlem için milyon tane imza atmak neden yani, hiç anlamıyorum!"
Nasıl da yakaladınız beni ya. İmzanızı çok beğendik, çerçeveletip tüm şubecek evimizin duvarına asmaya planlıyorduk ama gözünüzden kaçıramadık. Şaka bir yana prosedür, prosedür, prosedür. Yoksa niye yorayım, deli miyim.

"Bu bankacılar da kendilerini bir şey sanıyorlar."
Haklısın, zaten biz neyiz ki?

"Oturduğun yerden para kazanıyorsun."
Kafamın içindeki yapılacak işlemler listesini görsen, atomu parçaladığımı düşünürsün.
Neyse seni parçalamadan usulca uzaklaş bence.
onedio.com

ZAYIFLAMA METODU
- Karım zayıflamaya karar verdi.
- Peki bunun için ne yapıyor?
- On gündür, her sabah üç saat ata biniyor.
- Şu anda durum nasıl?
Adam, hüzünle başını eğdi:
- At, beş kilo zayıfladı.

ÇUKUR
Köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş.Köyün ileri gelenlerinden üç kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki: "Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin."
İkincisi:"Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz."
Üçüncüsü: "Kafanız hiç çalışmıyor. Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım."

AlkışlıYorum
İki aydır kilo vermek için sıkı bir diyet uyguluyorum ve tatil dönüşü eşyaları yerleştirirken dolapta, 2 yıl önce bekarken giydiğim bir pantolonu bulup giyiyorum. Büyük bir sevinçle pantolona sığdığımı kocama göstermeye gidiyorum ve sevgili kocam harika yorumunu patlatıyor: "Demek ki iki yıl önce de şişmanmışsın!"