Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 30 Temmuz 2016

Toplu taşımalarda çileden çıkaranlar

Trafiğin yoğun olduğu şehirlerde ulaşımda can damarıdır toplu taşıma araçları.
Lakin şehrin insanlarının pek çoğu bu konuda aynı düşüncedeyse; gelsin otobüs çilesi, başlasın metrobüs savaşları... Kimi sudan sebeplerden kimi de ciddi meselelerden! Pek çok kez teker teker dile getirdim. "Ya kardeşim beğenmiyorsan taksiyle git" diyenleri duyuyor gibiyim. "Ya bizim işimiz mizah beğenmiyorsan Cem Yılmaz'a git" diyemiyorum. Demeye de hakkım yok. Müşteri velinimetimizdir.

* Otobüs tapulu malıymış gibi tüm çantalarını fütursuzca koltuklara yayan kadın!
Göz göze gelmekten ısrarla kaçınır. Neden çünkü göz geze gelsen o çantayı kaldırmak zorunda kalacak. Düşüncesizsin teyzee!

* Dakikalardır durakta bekliyorsunuz ve beklediğiniz otobüs nihayet geliyor. O da ne?
Hınca hınç dolu! Olsun siz yine de bineceksiniz tabii! Ama şoför sizi yok sayarcasına, es geçip gitmez mi! Şofeeeerrr diye bağırın arkasından.
Koşun durana kadar. Belki bi sonraki durakta yakalarsınız. Neyse macera benimkisi. Siz yinede sinirlenmeyin. Çünkü duraktaki ilk kişi siz olacaksınız.

* Yemek yemek için en ideal yer de zaten otobüslerdir. He canım he! Şapur şupur yemez misin bir de. Gidin yanına "başka bir şey ister misiniz" mesela tatlılarımızdan vezir parmağını tavsiye ederim" deyin. Ama siz de adamdan kol böreği ikramını alabilirsiniz hazırlıklı olun.

* Elini tutsa, koluna hâkim olamayan, kolunu tutsa bacağına müdahale edemeyen insanın otobüs her fren yaptığında size çarpması ve yüzünüze bakıp elli bin kere özür dilediği an ki çaresizliğiniz... Bazen bu gibi durumlarda oryantal kursuna gidiyorlar ya. Anlamıyorum. O kadar para vermeyin. Aylık akbil karşılığı şoförle de anlaşın. Dur kalk dur kalkla bu iş çözülür.
Kulaklıkta çalan şarkıda Mezdeke'den "Bum bum bambilin gulu gulu. Bum bum bambidin daka daka" ise dadından yinmez.

* Eli ensenizde, gözü telefonunuzun ekranındaki omuz üstünden mesaj okuyucular!
Özel hayata biraz saygı cağğğnım! Bunun en güzel versiyonunu arkadaşım yaptı. Mesajını okuyan dayıya mesaj kısmına "dayı gel beraber yazalım istersen" yazdı ve sorunu kökten çözdü.
Ne mi oldu adam utandı mı? Hayır beraber mesaj yazıyorlar hala. Şaka bi yana...

* Otobüse evden eve nakliye aracı muamelesi yapanların verdiği rahatsızlık! Bir de pişkin pişkin 'Burası toplu taşıma, çok biliyorsan git özel taksiye bin!' diyerek kendilerini savunmazlar mı? Ya kardeşim bir valiz var sanırsın dünyayı geziyor adam. Korkmuyorum değil artık. Bombası var valizde adam taşıyanı var.

* Ve toplu taşımalarda koku sorunsalı!
Geldik iki binli yıllara, soran yok 'haliniz nicedir?' Hele ter kokusunu geçtim. Birde ter kokusunun üstüne sıkılan deodorant sorunu...

* Yolculuk boyunca size adeta işitme kaybı yaratacak kadar gürültülü, bağırarak telefonla konuşanlar! Ya kardeşim banane senin kankanın yaptığı ayıptan. Ya da enişten sana pişt demiş. Banane. İş yerindeki Süheyla'nın patronla kırıştırdığından banane. Huzur biraz lütfen...

* Ve en çaresiz olduğumuz o an, ağlayan çocuk sorunsalı... Bu olmazssa olmazımız. Artık kulaklar duymuyor bile bunları. Alıştı.

NEREDEYDİN
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses:
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok. Ama içine de bir kurt düşmüş. Binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında:
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok. Trene binmemiş. Gelmiş eve. Sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş:
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allah'ına şükretmiş. Koşup otobüse bilet almış. Tam binerken yine o ses:
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış:
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış:
-Ulan evlenirken neredeydin!

GOLF
İngiliz, Fransız ve Laz gene beraberler...
İngiliz:
- Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir. Bende bir sopa var.
Fransız:
- Bende de bir top var.
Temel:
- Ben oynamıyorum.

AlkışlıYorum
* Bir zamanlar sevgilisinin ismini telefonuna H2O (su) olarak kaydeden kimya mühendisi arkadaşım, evlendikten sonra H2SO4 (sülfirik asit) nam-ı diğer kezzap olarak değiştirmiş. Evlilik aşkı öldürse de espri anlayışını öldürmüyor demek ki!

* Doğum günümde kocama istediğim hediye için, "Hem kullanabileceğim hem de kapının önünde bulacağım ağır bir şey olsun" derken arabayı kastetmiştim, 15 kiloluk ayçiçek yağı tenekesi değil!