Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 23 Temmuz 2013

Provokasyon

Herkes bir şeyler söylüyor!
* Kürtler Suriye'nin kuzeyinde ÖZERK bölge kuruyor.
* Sınırın diğer tarafından ATEŞ açılıyor.
* Türk Silahlı Kuvvetleri gereken cevabı veriyor.
*
Komutan sınıra inip son hazırlıkları yapıyor.
* Esad, PYD'yi destekliyor.
* Barzani bütün Kürt grupları davet ediyor...
Gezi eylemlerinden sonra gözler tekrar GÜNEY sınırımıza çevrildi!
İngiltere Başbakanı Cameron'un "Esad'a karşı savaşan muhaliflere silah vermeyeceğiz!" açıklamasından hemen önce Türkiye'de de rüzgar döndü!
Hem Ankara'da hem İstanbul'da okları KÜRTLERE çeviren çok isim oldu!
YANDAŞ MEDYA ileri giderek "RESULAYN'DA 3 TC KİMLİĞİ" manşetiyle operasyonu başlattı.
Daha doğrusu başlatmak istedi!
Hep söylediğim gibi EMİRLERİ doğrudan alan yayınları sakin ve sağlıklı bir zihinle okumak şart!
Türkiye'de de böyle yayınlar var!
Bunların en etkilisi GEZİ'nin sonuçlarından memnun olmamış olacak ki topu SURİYE'ye attı!
PKK'ya yakın YPG ile El Nusra çatıştı. Ölen İslamcı (!) militanlardan 3'ünün TÜRK olduğu ortaya çıktı!
Buraya döneceğiz ama önce fotoğrafın tamamını görmeye çalışalım...
Hakan Fidan, 17 Nisan 2010'a kadar Başbakanlık Müşteşar Yardımcısı'ydı!
Türk Devleti, terör sorununu çözmek için PKK ile görüşmeye başladı.
Birçok ülke problemlerini istihbarat örgütleri üzerinden OSLO'da görüşürdü! Türkiye de öyle yaptı.
Bizler, daha önce de yapıldığı anlaşılan görüşmelerin sonuncusundan haberdar olduk! Hakan Fidan'ın yanında MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş vardı. Masanın diğer ucunda ise Sabri Ok ile Mustafa Karasu!
Bir de koordinatör ülke adına YABANCI bir şahıs!
Türk Devleti, 30 yıldır uğraştığı ve dışarıdan destekli terörü bitirmenin en doğru adresinin MASA olduğuna karar verdi! Bu Ankara için hem yeni bir yol haritası, hem de Öcalan'ın sahaya çekilmesi demekti!
Görüşmeler belli noktaya geldikten sonra OSLO sızdırıldı! Konuşmaları sızdıran güç belli ki diğer bütün görüşmeleri de biliyordu! Ama sadece en sonuncusunu paylaşma gereği duyuyordu! Görüşmeler tıkanmazsa sonucun çok yakın olduğunu biliyorlardı!
Sızdırdılar ve temas kesildi!
Umutlar suya düştü!
Birileri ısrarla TÜRK ve KÜRT'ün buluşmasını istemiyordu! Kardeşlik tarihini unutturup "30 yıl savaştınız buna son veremezsiniz!" diyordu!
Çünkü Avrupa'nın işine bu geliyordu!
Ayrıca bu sızıntıyla Hakan Fidan'ın Müşteşarlığı'nın biteceği de düşünülmüştü!
Ama olmadı!
Ne devlet, ne de Fidan durdu!
Avrupalı güçler, Kürt kartını ellerinde tuttuklarını sanırken onlar için sevindirici bir haber geldi! Çok sayıda PKK'lı açlık grevine başlamıştı! Bir anda dünya medyası Gezi'de olduğu gibi buna da çullandı!
Cezaevlerindeki tablo hiç vakit kaybetmeden dünyaya servis ediliyordu! OSLO'yu sızdıranlar mutluydu!
Ama yanıldıkları ve göremedikleri bir şey vardı!
Türk devleti OSLO'nun intikamını alıyordu!
Çünkü açlık grevlerinin arkasında Ankara vardı! Bir taşla iki kuş vurulacaktı! Hem grev başlatıp Avrupa açık düşürülecek hem de Öcalan'a gidilip gücü test edilecekti!
Uzun süredir avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan, 2012'nin sonuna doğru kardeşiyle bir araya geldi!
Mehmet Öcalan, çıkışta ağabeyinin bir cümlelik mesajını paylaştı!
Daha önce FAYSAL DUNLAYICI'yı (Kani Yılmaz), Öcalan'ın karşısına lider olarak çıkaran Avrupa çuvallamıştı!
Çünkü Öcalan'ın bir sözüyle eylem sona ermişti! Öcalan, DEVLETİN TESTİNDEN geçmişti!
Bu Ankara için çok önemli bir ışıktı!
OSLO'yu sızdıranlara ikinci darbe gelecekti! Bir-iki hafta sonra İMRALI görüşmelerinin başladığı herkese duyuruldu!
Artık kartlar açık oynanıyordu!
Ama bir hamle yapmak için fırsat kollayan yok değildi!
Bu kez, Öcalan'ın kendisini ziyaret eden ekiple yaptığı görüşmeler sızdırıldı!
Durmaya niyetleri yoktu!
Bunun üzerine İmralı'ya düşen rol arttırıldı!
Geri çekilme başladı!
Tek çatışma haberi gelmedi!
Bütün bu eylemler olurken Öcalan kesinlikle Ankara'nın yanındaydı!
Sızan görüşme notlarına bakıldığında bu çok açık ortadaydı!
İşte Öcalan'ın tavrını belirlemesi ve bunda geri adım atmaması Avrupa'yı telaşlandırdı!
Gezi'den istedikleri sonucu alamamanın verdiği telaşla SURİYE ve PKK'ya yanaşıldı!
Üniversiteler açılmadan GÜNEY'de bir PKK sorunu canlandırılmak isteniyordu! Bunu da ÜÇ TÜRK'ün PKK ile çatışırken öldürüldüğünü duyurarak yapmaya çalışıyorlardı!
Avrupa'da belli yerlerde PROVOKASYON için emir verilmişti! Türk-Kürt çatışması onlar için hayati önem taşıyordu!
Baksanıza günlerdir PYD aşağı, PYD yukarı...
Daha önce de yazdığım gibi hem İstanbul'dan hem Güney'den gelmeye çalışacaklar!
Kürtler'in silaha sarılması Avrupalı güçlü aileler için PİYANGODAN daha önemli!
Apo da bunu gördüğü için BASIN TOPLANTISI istiyor! Oyunu bozmak adına!
Öcalan yaşadığı sürece Kürtler'in olduğu bütün toprak parçaları Türkiye'ye akar!
Korkuları bu!
Yıllarca PKK ile savaşan Ankara'nın bir anda dönüp Öcalan'ı devreye sokması onları dumura uğrattı! "Oyun böyle kurulur!" diye ders veren Ankara bu nedenle hedefte!
Planların bozulduğu, hesabın sadece Türkler'e ödendiği bir devrin açılacak olması herkesin kabusu!
Duygusal baktığımızda "PKK ile oturmak nereden çıktı!" diyebiliriz!
Ama devlet AKILLA yol almalı!
Kraliçe Elizabeth, yeğenini öldüren IRA eski komutanı Martin McGuinness ile el sıkışıyorsa Fidan da Öcalan'ı sahaya sürebilirdi!
Milet ve devlet kazanacaksa bunda sorun yoktu!
Türkiye 2002'den sonra kafasını değiştirdi!
Bu da onlara çok ters geliyor!
Anlayacağınız 3 TÜRK kimliğinden savaş çıkmaz!
Mısır size fazla umut verdi!
Üzüleceksiniz ama Türkiye büyüyecek!
Kaldığımız yerden devam yani!