Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 20 Temmuz 2013

İkinci raund

Herkes birbirine "Ne olacak?", "Sokaklar yine karışacak mı?", "Nasıl gelecekler?" diye soruyor...
Devlet de dahil olmak üzere yeni bir hareketin olmayacağını düşünen yok! Kaos satın alınmış durumda! Galiba "Gezi'den" elde ettikleri en büyük kazanç bu!
Deneyecekler, saldıracaklar Türkiye'yi kaybetmemek için ellerinden geleni yapacaklar!
Bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok! Sadece Ankara'nın düne kadar Türkler'in elinde olmadığını atlamazsanız, işiniz kolay!
Tarafları ve temsilcileri tespit etmek hiç zor değil!
İş dünyası, medya ve siyaset üçgeninde kimin hangi kanatta olduğu ortada! Küçük cümlelerin arasına sıkıştırılan VURGULARA bakın! Ne de olsa insanız kimse kendini sonsuza kadar saklayamıyor!
Neyse...
Defalarca söylediğim gibi İstanbul, DEV AİLELERLE, Türkiye'nin son savaşına sahne olacak. İkinci raundu yakında görürüz!
Ama bu yıl çok önemli! Cumhurbaşkanlığına giden yol üzerinde KARŞILAŞMA olacak.
Erdoğan'ın KÖŞK'e çıkma ihtimali Yeni Türkiye'nin gitmemek üzere geldiğinin ilanı olacak! Bunu bildikleri için ANKARA'da inanılmaz faaliyetler yürütülüyor! Ege ve Akdeniz'deki teknelerdeki yoğunluk son günlerde Ankara'da yaşanmaya başladı. İftar sofralarında, siyasi ufuklar masaları süslüyor.
Ankara'yı tanımayanlar da PUSUYA yatıp "Kazanan tarafa nasıl oynarım?" sorusunun cevabını bulmaya çalışıyor!
Cumhurbaşkanı'nı RAHAT seçemeyen tek ülke olan Türkiye, en sancılı dönemine gebe!
Şimdiye kadar yaşanılanların çok üstünde gerilim yaşayacağız.
Erdoğan'ın önünü kesmeye çalışan BARONLAR kenetlenmiş durumda!
Birbirine benzemeyen kartlar aynı masada!
Ayak izlerini takip ettiğinizde hem İstanbul'da hem de Güneydoğu'da hazırlıklar var!
Bir de Ankara'nın tam kalbinde!
Kökü Avrupa'nın derinliklerine dayanan güçler Erdoğan'dan "Tamam Köşk için aday değilim!" senedini alabilmek için dört koldan saldırı hazırlığı yapıyor! Erdoğan, aşağıda bir MESUT YILMAZ bırakmayı kabul etse hiç sorun yok! Ancak bu modelin eski Türkiye'nin devamı anlamına geleceği için pazarlığa hiç yanaşmıyor! Haliyle adamların sinirleri bozuluyor...
Konuyu biraz daha açalım!
Belki derdimizi daha iyi anlatırız...
Biz Türkler uzun zamandır DEVLET olarak her şeyi duygularımızla ve bağlı olduğumuz değerler üzerinden götürdük!
Kendi içimizde düşmanlar yarattık, ayrıştık, bölündük, farklılaştık, yabancılaştık!
Hiçbir sorunumuza, AKILLA yaklaşmadık! Zaferler kazanan bir ırkın torunları olarak, elimize SİLAH alıp problemin karşısına öyle çıktık! Çoğu zaman sineği BALYOZLA ezmeye kalktık! Kürt meselesi de bunlardan biriydi! Yüzlerce yıllık tarihi bağları, kardeşliği, akrabalığı unutup iki tarafın da oyuna getirildiğini düşünmedik!
Düşündüysek de AKILLA işin içinden çıkmayı bilemedik!
Öcalan Kenya'dan alınıp getirildiğinde devletin tepesinin, bu işin arkasında ne olduğundan haberi bile yoktu!
"Amerika bize neden Öcalan'ı veriyor?" diye soran ve cevabını bulan olmadı! Oysa Öcalan'ın teslimi İKİZ KULELERE yapılan saldırının öncesinde gerekli olan bir operasyondu! Afganistan ve Irak'a giren Amerika'nın Londra ile kapışmasında KESİNLİKLE ihtiyaç duyduğu Türkiye'ye yer açmasıydı! Enerji yollarını tek başına kontrol edemeyen Amerika, bir yanına Rusya'yı bir yanına Türkiye'yi davet etti! İki ülke de kazançları ve kayıpları masaya yatırıp kararını verdi! Ortaklık kuruldu!
Putin, Avrupa'yı gazla kontrol edecek, Türkiye kendi ihtiyacını Kuzey Irak'tan alıp CARİ AÇIĞINI kapatacak, Amerika da, Ankara'nın destek noktasına verdiği omuzla rahat nefes alacaktı!
Türkler, Kürtler buluşup yelkenlerini rüzgarla dolduracaktı!
İşler çok iyi gitti! Öcalan oyunu doğru okudu! Tam destek verdi! Aksi halde iki tarafın da acı çekeceğini görüyordu. Bütün Kürtler'i Ankara'ya akıtmak için söz verdi.
Barzani sorun yaratmadı. Yaratamazdı.
Duygusal olarak baktığımızda KABUL edemesek de akıl Öcalan'ın hizmetini istiyordu! Bu da aşıldı! Erdoğan'ın aldığı riskle atlatıldı. Oslo'lar, Uludereler gelişmeleri engelleyemedi.
Ama ufukta Türkiye'yi BÜYÜK oyunlara hazırlayan Erdoğan'ın Köşk'e çıkma ihtimali vardı! BARONLAR bir şey yapmalıydı!
Söylenildiği gibi SARIGÜL falan değildi yapacakları işlem! Birkaç patronun Nişantaşı'nda poz vermesi de işaret değildi!
Sadece yanıltmaydı! CHP'de değişim ise hiç değildi! Kemal Bey cumhurbaşkanı seçiminde BARONLARIN seçtiği isme OY vermek için getirilmişti! Devlet Bey'den de şüpheleri yoktu!
Biz, herkesi üzerindeki gömleğe göre ayırdığımız için FARKLI giyinenlerin AYNI takımda olacağını hiç hesap etmezdik!
Edemezdik; çünkü öğretilenlere tersti.
Oysa Londra'nın sözünden çıkamayan BARONLARIN kafasında başka seçenekler vardı.
CHP ve MHP lojistik destek birliğiydi!
Asıl hamle ilerideydi!
Son darbe gelmeden birileri Kürtler'in karşısına dikilmeye başladı bile! Bu örgüt tarafından da görülüyordu! Rahatsızlık büyüktü! Konuşulmasa da yazılmasa da böyleydi! Bir başka ekip de PARA operasyonları için fırsat kolluyordu! Anlaşılan iki koldan ve gençler üzerinden geleceklerdi!
Ama büyük sürpriz, başka bir noktada yaşanacaktı!
Tansiyonun en yükseldiği anda Başbakan YALNIZ bırakılacak!
Tıpkı Gezi eylemlerinde telefonlarını kapatanlar gibi...
Anlayacağınız, Abdülhamit'i ve Özal'ı nasıl içeriden vurdularsa, yine aynı yolu deneyecekler! Ayak seslerini duyuyorum...
Güvendikleri isimler var ki MUHALEFET, yıllardır aynı adreslere emanet!
Oy oranlarının düşmesine rağmen değişmemeleri ilginç değil mi!
Yakında birbirlerine benzemeyenlerin koalisyonunu göreceksiniz...
Sular iyice ısındı...
Kürt meselesi ya da finansal anlamdaki ilk türbülansta roller değişecek...
Erdoğan mı?
Bence hepsini biliyor!
Washington ve Moskova da izliyor!
Türkler'in en önemli savaşı yakında...
1071 kadar önemli!
Ya Erdoğan kazanacak Türkler devleti geri alacak, ya da eski masa daha güçlü bir şekilde kurulacak!
Birkaç adım daha atsınlar YENİ görünümlü ESKİLERİ yazacağım...
Biraz bekleyelim...