Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 3 Temmuz 2013

Ege Gezi'si

Gezi Parkı eylemleriyle başlayan dalga durmayacak!
Ellerinden geleni yapacaklar.
Türkiye'yi "Türkler'e bırakmamak için" daha önce ORDU üzerinden yürüttükleri operasyonları şimdi sokakları karıştırarak yapmak isteyecekler...
Yazın bastırmasıyla Türkbükü'ne inseler de geri gelecekler... Onları var eden GÜÇ şimdi HİZMET bekliyor çünkü...
Asker işin içinde olmadığı için sadece zaman kazanıyorlar... En iyi bildikleri metod sonuç vermediğinden dolayı yeni bir yol bulma çalışmasına hız vermiş durumdalar!
Kim bunlar? İşte bizim gibi dünyanın pekçok yerinde cevap bekleyen soru budur?
Televizyonlar, gazeteler, dergiler, yayın evleri, film endüstrisi bunların elinde olduğu için haliyle gerçekleri bu kanallarda bulmak hiç kolay değil!
İsrail'in kurulması ile aynı zamanda yayın hayatına başlayan gazetelerin de "Türkiye Türkler'indir!" demesine rağmen bir türlü Türkiye'nin yanında yer alamaması da bu nedenledir!
Onların kafasındaki TÜRK ile bizimki çok farklıydı!
Yıllar önce bu gruplarda çok üst düzey görev yapmış biriyle sohbet ederken "Gazetenin patronu bile o mottoyu oradan kaldıramaz!" demişti! şaşırmıştım! "Neden?" diye sorunca da "O koymadı ki!" cevabını vermişti...
Sustuğumu görünce de "Bak dostum şunu unutma. Dünyayı 6 aile idare eder. Gerisi yalandır!" sözleriyle beni daha da şaşırtmıştı! Bu cümleyi daha sonraki dönemlerde birkaç BEYAZ TÜRK'ten daha işittim!
Hatta çok ama çok önemli bir patron Türkiye'yi tanıtmak ve kalkındırmak için kurulan dernek başkanını kabul ettiğinde "Bunlar için zahmet etmeyin. Türkiye hakkındaki kararları İsviçre'de bir araya gelen aileler alıyor. Bizler de onların izni olmadan bir şey yapamayız. Ama yine de alın şu çeki ve kabuğunuza çekilin!" sözlerini filtreden geçirmeden söyleyebiliyordu!
Ama Kore'ye bile savaşmaya giden Türk insanı bunları bir türlü öğrenemiyordu! Ölmek bizim, yaşamak ve kazanmak ise onların kaderiydi!
Sistem buydu!
Bizler bunu öğrenemesek de Amerika çok önceleri bu ailelerle savaşmaya başlamıştı! ABD'nin 7. Başkanı Andrew Jackson, amansız bir mücadeleye girişmiş ve "Bunları Amerika'dan kovarsam, öldüğümde mezar taşıma (BANKAYI bitirdi!) diye yazın" vasiyetini bırakmıştı!
Gerçekten de bu aileyi ülkeden uzaklaştıran BAŞKAN ölünce mezar taşına o sözler yazılmıştı!
Bu öyle bir aileydi ki 1840 yılındaki servetleri Ford, Rockefeller ve Carnegie'nin 1940'lardaki toplam servetlerinin 10 katından fazlaydı!
Ayrıca ABD Gayri Safi Milli Hasılası'nın da iki katıydı! Yani 100 yıl öncesinden SÜPER GÜÇ'tüler!
İngiliz ve Fransız merkez bankaları bunlarındı!
Krallar, kraliçeler ve mavi kanlılar paralarını bu aileye verirdi!
Sadece bunlar mı?
Elbette HAYIR!
Vatikan da bütün servetini bunlara teslim etmiş ve "Alın siz işletin!" demişti!
Papalığı sarsan seks skandalları da zaten bu paraların el değiştirmemesi için çıkarılmıştı! Ratzinger bu nedenle gitmişti!
Amerika'nın ulusal kanadı ile BARONLARIN arasında kalmıştı!
Parayı taşıyan gücün de sahibiydi! Ve bunlar sadece para ile nefes alabilen insanlardı! Ülkelerin ve rejimlerin bunların gözünde mercimek tanesi kadar değeri yoktu! Eğer o ülkeyi soyabiliyorlarsa din ile mi demokrasi ile mi yönetildiğine bakmazlardı!
Ama sınavlarda çuvalla puan alıp en değerli okullara gönderdiğimiz çocuklarımız da bilmeden bu girdabın içine düşerlerdi!
Muhakeme kaybolur, yerine ezber gelirdi!
Ve bu ezber hep "Müslümanlar ve Müslümanlık kötü!" önermesini getirirdi! Yani hem paramızı hem de geleceğimizi çalarlardı!
Kumpas böyleydi! İşte bu oyunun üzerine sadece Başbakan Erdoğan, KORKUSUZCA gittiği için hedefti!
Aslında Erdoğan, düne kadar Ankara'da isimleri duyulduğunda korkulan bu dev güçle çarpışıyordu!
Ve bunu partisi içinde bile anlayan çok yoktu!
Durum böyle oluca GEZİ Parkı'nda İkinci Kurtulus Savaşı'nı verdiğini anlayan genç bulmak hiç kolay değildi!
Hep söylediğim gibi bu aileler Türkiye ve benzeri ülkeleri içeride yeşerttikleri zenginlerle kontrol ettiler!
Ve o zenginlerin Gezi'den sonra Türkbükü'ne indiklerini görünce fotoğraflara dikkatlice baktım!
Ve her zaman koruma altına alınan ailenin serin sulardaki görkemine dalıp gittim!
Kendime geldiğimde teknelerinin arkasında BÜYÜK BRİTANYA bayrağı dalgalanıyordu!
Hani 'Türkiye Türklerin'di!
Bu kadar yalan yetmez mi!

NOT:
Bizim kumandası dışarıda olan yerli basın, Brezilya'dan sonra şimdi de MISIR'dan mesaj veriyor: Askerin müdahalesi an meselesi...
Kötüden örnek olmaz! Bizim askerimiz BÜYÜK TÜRKİYE'nin yanında... Yandaş basının "manşetlerle" sonuç alma dönemi bitti! Başka kapıya!