Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 30 Nisan 2013

Son viraj

İnternet ve telefonun çağı değiştirdiğini, dünyayı küçük bir köy haline getirdiğini kabul ederiz. Zamanın yenildiğini, mesafelerin ortadan kalktığını, teknolojiyi üreten AKLIN her şeye hakim olduğunu reddetmeyiz! Ama konu Türkiye olunca dünya üzerinde YALNIZ yaşadığımızı düşünürüz.
Sorunlarımızı ve fırsatları hep içeri açılan pencereden değerlendiririz!
DIŞ etkiyi kabaca geçip, farkında olmadan gizli gerçeğin açığa çıkmasını engelleriz!
Oysa Türkiye, artık dünyanın merkezi olduğu tartışılmayan Ortadoğu'nun en önemli ülkesi!
Sonuca tesir edebilecek tek güç!
Böyle olduğu içindir ki derdimiz hiç bitmez!
Kanla acıyla yaşadığımız son 60 yılın özeti içeride iki parça olmamızdır!
Söylenmese de siyaset, ekonomi, ordu ve MİT hep iki parçaydı!
Ankara, vatandaşın bilmediği bu tek parça olamama hali nedeniyle kaderini belirleyecek hiçbir karara el atamadı! Gelişmeleri uzaktan izleyen ve faturayı ödeyen oldu!
Oysa dünya küçük bir köydü!
Gören gözler için gizli saklı diye bir şey yoktu!
Paraya hükmeden BARONLAR, dünyanın bu küçülmüş halini yeterli görmüyordu! Bölünmesini düşündükleri devletleri ufak parçalara ayırmak istiyorlardı.
Bu gücün doğum yeri Amerika'ydı.
Ama oradaki herkes paradan para kazananlar gibi düşünmüyordu!
Sınırları ve devletleri önemsiyordu.
İşte görmek istemediğimiz savaşın asıl nedeni buydu!
Bu mücadelenin de gelip düğümlendiği yer Ortadoğu'ydu!
Her ne kadar alternatif enerji yolları için çalışmalar sürse de buradaki petrol ve gaz önemliydi!
Mücadele eden taraflardan birinin eline geçmemesi gerekiyordu! Tam da bu noktada Türkiye öne çıkıyordu!
Çıkıyordu çıkmasına ama, Türkiye 60 yıldır iki parça olduğu için bir türlü yönünü seçemiyor, devamlı BOŞ SINAV kağıdı veren öğrenci gibi davranıyor, bildiği soruları bile pas geçiyordu!
Çünkü içeride ülke çıkarları gereği öne çıkmak isteyenler vakit kaybetmeden budanıyordu!
Sokaktaki insanın görmediği bir GİZLİ DENGE üzerinde giden ülke, haliyle duvara tosluyordu!
Bakın; geçtiğimiz günlerde BOSTON Maratonu bombalarla kana bulandı. Boston sembolik bir yerdi!
Amerikalılar'ın İngilizler'e karşı bağımsızlık savaşını başlattığı yerdi!
Bizdeki Samsun gibi!
Saldırıyı Amerika'da okuyan iki Çeçen gencin yaptığı, gazete haberleriyle kabul ettirildi!
Ortada ikna edici hiçbir kanıt olmamasına rağmen çocukların MÜSLÜMAN olması terörist olmasına yetmişti!
Oysa Çeçen gençlerden biri CAMBRIDGE BURSUYLA okuyordu! Ayrıca gençlerin amcası efsane CIA ajanı Graham Fuller'in damadıydı!
Ve bu AMCA ne tesadüftür ki İngiliz Kraliyet Ailesi'yle çok ciddi ticari bağlantılara sahipti!
Peki bu suç muydu? Elbette hayır!
Ama bu bombalar neden patlamıştı?
Gazete ve televizyonlarda cevap yoktu!
Nisan ayının başında yeni bir SIZINTI dalgası yaşandı!
Dünyayı sarsan Wikileaks ve Stratfor gibi güçlü olan bu akım vergi cennetlerinde PARASI bulunan yüzlerce işadamı ve siyasinin hesaplarını açıklıyordu!
Bir güç bunları ele geçirmişti!
Ancak gözlerden kaçan önemli bir ayrıntı vardı!
Nedense bu vergi cennetleri hep İngiliz kolonisi olan Cayman, Man, Virgin, Jersey ve Bermuda gibi adalardı!
FORBES'ın listesinde yer alan birçok işadamının buralarda hesabı vardı! Dönen paranın haddi hesabı yoktu!
Sadece Cayman da 2 trilyon, Jersey de ise 3 trilyon dolar dönüyordu!
Düne kadar IMF'nin kapısında 50 milyon dolar için bekleyen Türkiye'yi hatırlarsanız olayın büyüklüğü net olarak ortaya çıkar!
Neyse...
Bir grup gazetecinin ele geçirdiği söylenen belgeler, yani hesap dökümleri, aslında çarpışan iki taraftan biri olan Amerikan DERİN DEVLETİNİN operasyonuydu!
Londra'nın yönettiği BARONLAR dünyasını sarsmak için çıkarılmıştı! Mesaj çok netti:
"Sizin kalbinize bile girdik!"
Bu hesap oyunlarından sonra karşı taraf da Amerikan'ın temelinin atıldığı Boston'u havaya uçurdu!
Onlar da "Bizi hafife alma! Seni doğduğun yerde öldürürüz!" diyordu!
İşte, bu iki devin mücadelesi çok doğal olarak Türkiye'ye de yansıyordu!
Zaten amaç Ortadoğu'nun kontrolünü ele geçirmekti! Savaşın galibini Ankara'nın takınacağı tavır belirleyecekti! Bu yüzden Boston'da bombalar patlasa da meydan muharebesi Türkiye'de olacaktı!
PKK'nın çekilmesi nedeniyle çıkan kavga da bu hesaba dahil!
Hatta Erdoğan'ın "2014'teki seçimler en kritik seçimlerimiz olacak" sözü de...
Çünkü içerideki İKİ PARÇA olma durumu sandıklar kurulduğunda iyice netleşecek!
Laiklik, milliyetçilik, işçi hakları, adalet ya da eşitlik diye söze başlayanlar aynı kampta toplanacak! Kendileri bilmese de Türkiye'nin parçalanmasına yıllar önce "evet" demiş BARONLARA hizmet edecekler!
Anayasa referandumu ve Köşk seçimleri onlar için son kale! Kaybederlerse tarihe karışacaklar!
Eğer kazanırlarsa Türkiye'yi gittiği yoldan geri çevirecekler!
Bir tarafta şiir okuduğu için yasaklanan, kapatma davasıyla engellenmeye çalışılan Erdoğan, diğer tarafta ise ideolojileri farklı da olsa Ankara'yı rotasından çevirmek için perde arkasında işbirliğine soyunan güçler!
Eğer onlar kazanırsa Türkiye küçülecek ve ellerinde oyuncak olacak!
Yok, Erdoğan ipi göğüslerse bölge Ankara'ya akacak! Çünkü Obama ve temsil ettiği güç de mecburen Erdoğan'ın yanında!
Bölgenin Ankara'ya sarılacağını gören devlet, bu nedenle bir an önce PKK'yı silmek istiyor! Aktif bir terör örgütü Ortadoğu ile buluşma anında büyük tehlike!
Yani Ankara hem içeride hem dışarıda büyük efor sarf edip birçok cephede savaşıyor!
Boston, Cayman ya da Kerkük fark etmez! Hepsi birbiriyle iç içe...
Uzak değiller! Ama düğüm Ankara'da çözülecek!
Ya BARONLAR ya da TÜRKİYE kazanacak!
Benim favorim Türkiye...
Ama umudunu patronlara bağlayan çok kişi var!
Sağdan soldan, muhafazakarlardan...
Bence gözünüzü dört açıp izleyin...
Cumhuriyet tarihinin en güzel filmi yakında vizyonda!
Dün start verildi!

NOT:
Farklı bünyelerden aynı sesleri çıkaranları not edin! Başka türlü o koalisyonu görme şansınız yok!
Benzemedikleri için sakın "AYRI" sanmayın!
Haydi kolay gelsin!