Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 10 Nisan 2013

Eyalet

Artık Salı günleri grup toplantılarını dinlemek benim için vazgeçilmez oldu. Belki Cumhuriyet'in ilanından sonra en büyük MAKAS DEĞİŞİKLİĞİ yaşanırken liderlerin olaya nasıl baktığını merak ediyordum. Dün yine televizyonun başına geçmeye hazırlanırken çok önemli bir dostum aradı. Fikirlerine önem verirdim. Çok konuşan ve ortaya çıkan biri değildi. Sesinden sıkıntılı olduğunu hissettim. "Biraz dikkatli olmak gerekir" diye konuşunca şaşırdım.
"Ne dikkati ?" diye sorunca doğrudan konuya girdi...
Tanzimat yenilik hareketiydi. Bu hareketin sonuçlarından biri de 1864 ve 1871'de çıkan "Vilayet Nizamnamesi"ydi... Bundan önce belli bölgeyi kapsayan EYALETLER vardı. Mesela Ege bölgesi eyaleti ve İzmir Sancağı...
Asıl yönetim merkezi İzmir'di, yani sancaktı! Birden fazla SANCAK bir araya gelerek eyaleti oluşturuyordu. Eyaletin başında BEYLERBEYİ bulunurdu. Daha sonra vezirler de oldu. Yetkileri genişti.
Nizamname sonrası eyaletlerin yüzölçümleri küçülerek VİLAYET oldu. Sancak ise LİVA adını aldı. Sancak yöneticisi Sancakbeyi iken mutasarrıf oldu.
Vali ve kaymakam gibi mi?
Aynen öyle... Hiyerarşi böyle kuruldu.
Sancak kazalara, kazalar da köylere ayrıldı.
Tıpkı illerin ilçelere, ilçelerin köylere ayrılması gibi. Bu merkezi sistemin kurulmasıydı!
Neden peki?
Oraya geleceğim. Temel neden modernleşme gibi görünse de arka planda OSMANLI'nın kendini koruma refleksi vardı. 1789 Fransız Burjuva Devrimi'nden sonra ortaya çıkan ulus devlet ve milliyetçilik rüzgarı en çok OSMANLI sınırları içinde etkili oldu... Krallara ve padişahlara karşı hareket eden BURJUVA, mallarını satmak için milli pazarlar arıyordu.
Temel neden ekonomik yani!
Evet! Ama metod ilginçti! Çünkü burjuva MASON LOCALARINDA örgütleniyordu.
Bu nedenle OSMANLI'da baş gösteren bütün ayrılıkçı akımlar MASON LOCALARINDAN çıktı!
Eyalet sisteminde ayrılıkçı hareketler rahatlıkla örgütleniyordu.
Padişahın atadığı beylerbeyi, sancakbeyinin amiri değildi. Bu nedenle zayıf ve işbirlikçi bir sancakbeyi çok rahatlıkla ayaklanabiliyordu!
İsyan çıkarabiliyordu! Bu nedenle Tanzimat Vilayet Nizamnamesi'ni getirdi! Merkezi otorite bu nedenle ülkeye geldi. Siyasal'ın yani MÜLKİYE'nin kurulma nedeni de budur!
Devlet her noktayı kontrol etmek istemiştir!
Ama ayrıcalıklı yerler de vardı değil mi?
Evet! Osmanlı çok akıllıydı. Çıkarına göre kalıp değiştirirdi! Etnik ya da dini hassasiyet nedeniyle bazı yerlere dokunmamıştı.
Bunlara "Eyâlat-ı Mümtâze" yani ayrıcalıklı eyaletler denirdi. Lübnan, Tunus, Halep böyleydi. Osmanlı bu yerlere özel önem verirdi!
Dönelim vilayet meselesine!
19. yüzyılda Avrupa modelini kuran Metternich'ti. İngiltere'nin liberalizmine ve onların desteklediği ayrılıkçı hareketlere karşıydı. Bu nedenle Avrupa'da Osmanlı'yı destekleyen tek kişiydi! Cağaloğlu'nda yanan İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü binasını hatırlıyor musun?
Evet! Hatırlıyorum...
İşte o bina "Sadık Rifat Paşa Konağı'dır. Teşbihte hata olmaz derler! 12 Eylül darbesinde Haydar Saltık'ın "kurmay aklı" ve rolü neyse, Tanzimat'ta da devrin Viyana Büyükelçisi Sadık Rıfat Paşa'nın ağırlığı odur.
Günümüz Avrupa'sından önceki Avrupa düzenine "Metternich Sistemi" denirdi. Sadık Rifat Paşa, Viyana'dayken Avusturyalı Diplomat Metternich'in evine teklifsiz girecek kadar samimiydi! Metternich de sırf reformları desteklemek için İstanbul'a özel gönderdiği bir diplomatından günü gününe rapor alırdı.
Osmanlı'yı sevdiğinden değil elbette, ayrılıkçı akımlara "dur" diyebilmek için...
Metternich aslında İngilizler'e karşıydı! Onların planını bozmak için uğraşıyordu!
Elbette! Fransa'dan yayılan rüzgarı en iyi İngilizler kullanmıştı çünkü!
Tamam ama onlar da imparatorluktu! Osmanlı etkileniyordu da onlara nasıl bir tesiri olmuyordu?
Doğru ve güzel bir soru... Ancak cevap sorunun içinde..
Nasıl yani?
Osmanlı üç kıtada hüküm sürüyordu.
Mısır'dan başlayan sınırlar hiç kesintiye uğramadan Avrupa'nın göbeğine kadar geliyordu. Ama BRTİNYA ise dünyanın muhtelif yerlerinde vardı!
Avustralya'dan Atlas Okyanusu'na kadar birbirinden kopuk parçalar üzerinde yükseliyordu! Milliyetçilik rüzgarı MASON LOCALARINDAN yayılıp Osmanlı'yı titretirken onların bundan etkilenme şansı yoktu!
Fiziken mümkün değildi! İşte adamlar bu kartı bu nedenle oyuna sürüp yıkımı hazırladı!
Gelelim asıl meseleye! Neden bunları söyleme gereği hissettin?
Dünkü yazında Amerika'nın bir kanadının Türkiye'yi Avrupa Birliği konusunda desteklediğini yazdın.
Evet! Öyle çünkü!
Doğru, bir şey söylemiyorum. Ama aynı o Amerika, Avrupa'yı bölmek için bize verdiği desteği el altından Kürtler'e vermeye kalkmasın! Sadece buna dikkat çekmek ve uyanık olmak zorunda olduğumuzu söylemeye çalışıyorum...
Haklısın!
Çünkü bölgede temel güç biziz! Ama oyunu iyi okuyup kumandaya sahip olmamız şart. Son tahlilde devletler arası ilişkilerde ÇIKAR önemlidir! Sık sık yazdığın gibi bilgi ve arşiv İngiltere'de.
Amerika gittiği yere akılla değil silahla gidiyor. Bir İngiltere değil yani... Masada kazanmalıyız. Bölgeyi yönetmeye talibiz. Bu nedenle kuracağımız yeni sistem çok önemli. Ders çıkaracak kadar tarihi birikimimiz var. Kimseye ihtiyacımız yok...
Birlik ve beraberlik var mı?
CHP ve MHP'yi kastediyorsan yok!
Olmasını da bekleme zaten... Süreç sağlıklı yürürse iki lider de olmaz! Bunu kendileri de biliyor. Doğrusu Devlet Bey'in Büyük Türkiye'yi desteklemesi gerektiğini düşünüyordum ama olmadı! Hem onlar hem Avrupalı güçler rahatsız!

* * *
KIYAFET OPERASYONU
Geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yolları'nın Dilek Hanif'e ısmarladığı yeni kıyafetlerden birkaçı basına sızdı! İki kare fotoğraf gazetede yayınlanınca "Böyle kıyafet mi olur!" diyenler ortalığı tozu dumana kattı. Geçenlerde bir davette karşılaştığım dostum o olayı şöyle anlattı:
Yükselen Türkiye'yi havada durdurmak için modacının ve THY yönetiminin haberi olmadan bazı fotoğraflar basına verildi! Üzerinde çalışılan en az 50 örnek vardı. Ne hikmetse 3-4'ü gazetecilerin eline geçti. Amaç kıyafetlerle THY'yi zor duruma düşürüp "Türkiye, Malezya oldu" dedirtmekti! İşin arkasında yabancı bir istihbarat örgütü var!
"Ortalama maaşın 12 bin lira olduğu THY neden grevlerle yıpratılmaya çalışıyor?" sorusuna cevap bulmadan gerçek anlaşılmaz!
Sizce dostum haksız mı?