Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Nisan 2013

Tabaktaki et

Osmanlı, dönemin tek hakim gücü olan İngiltere'ye karşı bir denge unsuru oluşturamadığı için battı. İpi çeken Londra'ydı.
Osmanlı'nın bitmesi ve Cumhuriyet'in başlaması aslında gizli bir kontratla oldu! 600 yıl dünya sahnesinde at koşturan Osmanlı çekilince onun yerini alacak olan yeni yapı eskisinden farklılık gösterecekti! Yazılmayan, söylenmeyen PLAN buydu! Cumhuriyet'in din anlayışı, tarihe bakışı, bölgeyle ilgisi tamamen farklılık gösterecekti.
Çünkü Londra bu şekilde yaşamaya izin veriyordu!
Din birliği, kader birliği yapılan her unsura tabiri caizse arka dönüldü. Kötü bir örnek bire bin katılarak anlatıldı.
Araplar'la Türkler arasına mesafe konuldu.
Hızla değişen Türkiye düne kadar birlikte yürüdüğü dostlarından farklılık gösteriyordu.
Değişim hem modernleşme hem de yabancılaşma olarak ilerliyordu...
Bu nedenle şuursuz bir şekilde "ARAP" ismini evdeki canlılara veriyorduk!
Büyük fotoğrafı görmek istemediğimiz için hep önümüze konulanlarla yetindik! Bu topraklarda olup biten her gelişmenin altında yatan nedeni içeride aradık. Oysa Türkiye kendi haline bırakılmayacak kadar önemli bir virajda oturuyordu!
Dengelerini temelden sarsacak ve değiştirecek avantajı elinde bulunduruyordu. Dünyaya yön veren güçler ENERJİYE sahip olmak için perde arkasında büyük bir savaşa tutuşurken biz sadece izliyorduk. "Laik"
Cumhuriyeti koruduğumuz zaman ülkeyi kurtarmış oluyorduk!
Devleti yönetenlerin motivasyonu böyleydi!
Bölgede ne olduğu ve kimin kimle çarpıştığı umurumuzda değildi!
Zaten Cumhuriyetle birlikte BÜYÜK olma davamızdan vazgeçmiştik! En azında belli bir süre!
Tarihi bağlar canlı kaldığı sürece Türkler, İngilizler için hep tehlikeydi. Bu nedenle katı LAİK ve SOL bir anlayış gerekliydi! Bu iki kavramın yan yana gelmesi "Ortadoğu'ya veda" anlamına geliyordu! Ama içeride herkes bunu din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak görüyordu!
Okullardaki kitaplar böyle yazıyordu!
DERİNLİK gösterilmez ve öğretilmezdi! Ezberle gider kafayı gözü patlatınca uyanırdık!
Neyse...
Ortadoğu'daki sınırlar cetvelle çizilirken aynı coğrafyada garip bir şekilde BATI düşmanlığı arttı! Batı, emperyalist ve sömürünün adıydı!
Doğruydu! Ancak BATI'nın sanayi çarkı olmasa, devasa şirketler ayakta kalmasa, uğruna onlarca savaş yapılan PETROLÜ kim alır ve para öderdi!
Suudi Arabistan mı, Kuveyt mi, Irak mı, Libya mı? KİM?
Ama bunları düşünmezdik!
PETROLÜ ele geçirmek için savaşan Amerika ve İngiltere'nin gölgeleri MÜSLÜMAN coğrafyaya başka başka düşerdi.
Mesela İran, Libya, Irak ve Suriye yönetimleri uzun zamandır Amerikan karşıtıydı! İran dışında hemen hepsinde yönetim değişti! Düne kadar Amerika ile sıkı dost olan İran bir gecede eski rejiminden vazgeçip Washington ile kanlı bıçaklı düşmana dönüştü! Oysa el altından destek aldığı güçler de BATILIYDI!
Anlaşılan herkesin BATILI tanımı farklıydı!
Anlayacağınız Londra ile Washington bölgede değişik maskeler takardı!
İngilizler ve arkalarındaki YAHUDİ BARONLAR hedef seçtikleri ülkelerdeki birkaç aileyi ele geçirerek işlerini görürdü! Güçlü aileler onlara bağlı olunca yönetim DOLAYLI yoldan Londra'ya kenetlenirdi!
Amerika ise aynı yolu izlese de bazen sonuç alamaz ve askerle, darbeyle sonuca giderdi!
Bu iki güç hem bölgede hem Türkiye'de 60 yıldır aynı metodlarla çarpıştı!
İngilizler SOL'u yaratıp toplumu çatlatıyor, Amerika ise SAĞ'ı körükleyerek kavgayı büyütüyordu!
Laikliği savunan Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ya da Bahriye Üçok gibi aydınlar Amerika tarafından ortadan kaldırılarak "Laikliğe sığınmaktan vazgeçin!" mesajı veriliyordu!
Çünkü laikliğin İngiliz icadı olduğunu biliyorlardı. İngilizler de onların bilinçaltındaki BÜYÜK MÜSLÜMAN haritasını laiklikle ya da Şİİ rejimlerle önlemeye çalışıyordu!
Bu iki dev kapışırken olan masum insanlara oluyordu!
Darbeler, krizler, cuntalar, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve PKK asla YEREL bir sonuç değildi! Gücü olanın gücünü göstermek istediği alanlardı!
Petrolü en fazla tüketen Amerika, Suudi Arabistan ya da Kuveyt gibi ülkelere büyük iyilik yapıyordu! Koyduğu kriterlerle petrol fiyatlarını yüksekte tutuyordu!
Küresel PARA BİRİMİ dolar olduğu için bunu rahatlıkla yapabiliyordu! Ama rekabet içinde olduğu AVRUPA ucuz enerji istiyor, bunun için de dost rejimler peşinde koşuyordu! Yüksek fiyat Avrupa'yı bitirirken, Amerika'yı avantajlı hala getiriyordu! Şimdi bölgede kopan fırtınanın sebebi de bu!
Washington, Avrupa ve Çin'e ucuz enerji gitsin istemiyor!
Bunu sağlamanın tek yolu da BÜYÜK TÜRKİYE'ye izin vermek!
Daha doğrusu önüne çıkmamak!
Müslümanları bir araya getirecek olan tek güç de ANKARA...
Bunu bildiklerinden PKK'nın bitmesi için çırpınıyorlar!
Ama karşı güç de PKK'yı kaşımak, mümkünse başka bir dert açmak için uğraşıyor!
Bölgedeki asıl mücadele daha başlamadı...
Bizim Mehmet Akarca sık sık "Biz yemekte eti sona bırakırız" der!
Bu tabir bölge içinde aynen geçerli!
Biraz beklerseniz "ET"i göreceksiniz!
PKK'nın tasfiyesi ilk adım...
Arkası var...
100 yıldır ayakta olan yapı birkaç yıl içinde yıkılacak, az şey mi?
Biraz sabır!

NOT: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ekibiyle bir ailenin evini ziyarete gitmişti! Çaylar içilirken fotoğraflar çekilmiş ve CHP grubundaki hiç kimsenin ayakkabısını çıkarmadığı anlaşılmıştı! Demem o ki, bölgeyi yönetecekseniz bu zihniyetle yapamazsınız!
Arap'ın, Kürt'ün evine böyle giremezsiniz!
Uzağı görmeyip sürece karşı çıkanların anlamadığı değişim bu!
Ankara bunu yapıyor!
Ve bana umut veren de bu!