NELER OLACAĞINI çok yakın bir dostumla konuştuk.
Konuştuk dediğime bakmayın bir soru sormam yetti de arttı bile... Ortaya ilginç olduğunu düşündüğüm bir TELERÖPORTAJ çıktı...
* Şike davası nasıl biter?
Bunu şu an kimse bilemez.
Mahkeme "iddianameyi kabul etmiyorum" dediğinde konuşulacak bir şey kalmaz.
* Bir dakika! Böyle bir ihtimal var mı?
Neden olmasın. Sonuçta VAR OLDUĞU söylenen ÇETE, şike çetesi... Yasa değiştirilirse, ceza da değiştiriliyor demektir. Beklemek lazım.
* Aziz Yıldırım için istenen cezalar ve iddia edilen suçlar ne anlama geliyor?
Burada en önemli konu GİZLİ TANIK meselesi... Aziz Yıldırım ve ailesi yıllarca NATO ihale işlerini yaptılar. Normalde 5 liralık iş, adı NATO olunca 35 liraya yükselir. Yani kazancı çok iyi bir iştir. Zaten Yıldırım ailesi de varlıklı bir ailedir.
Bir dönem Ergenekon'dan alınıp serbest bırakılan bir ASTSUBAY vardı. Ben bu adamı tanırdım.
Yanıma gelip giderdi. Daha sonra öğretim üyesi olup bazı üniversitelerde ders verdi. Bu ASTSUBAY değişik ilişkileri kullanan bir isimdi.
Ergenekon adına Yıldırım'dan PARA istediğini defalarca bana anlattı. Falan paşa adına, filan paşa adına gidip maddi destek istediğini biliyorum.
* Aziz Bey Ergenekon'a para mı verdi yani?
Adamın demesine göre verdi. Ee, isteyenler de rütbeli olunca iş başka bir hal alıyor tabii...
* Peki bu astsubaya ne oldu?
Birşey olmadı. Ama bu adam bence Aziz Başkanı yakan isim.
* Neden, nasıl?
Bu adamın eli kolu çok uzundu. Akıllıydı.
Bence GİZLİ TANIK O...
* Yani Başkanı yakan adam
Evet... Eğer Ergenekon diyorsanız ortaya belge koymalısınız. Çünkü GİZLİ TANIKLIĞIN şartları bellidir. Bunlar LAFLA olmaz...
* Peki, Aziz Yıldırım'ın bu duruma düşmesine sevinenler var mı?
Bence en çok sevinen kesim FENERBAHÇE camiasının içinde... Beşiktaş ya da Galatasaray, Fener'in bir elmanın yarısı olduğunu bilir. Ama Başkanın tarihi düşmanları olaya böyle bakmıyor.
* Nasıl bakıyor?
Geçtiğimiz hafta emekli Koramiral Atilla Kıyat, bir röportaj verdi. Kıyat, "Hem Fenerbahçe Orduevi'ne hem de Fenerbahçe'ye dokunuldu" diye sunulan söyleşide kısaca şunları söyledi: "Aziz Yıldırım, kulübü tek adam gibi yönetti. Kimseyi dinlemedi. Orduda görmediğim DEMİR YUMRUĞU burada gördüm.
* Kimi ciddiye almalıyız?
Bakın Atilla Kıyat, Saddettin Saran istemeden tek kelime etmez. Yakınlıkları, dostlukları vardır. Sözlerine baktığınızda daima Saran'ı korur...
*Saran'ın başkanlık hayali var mı?
Saran, hayatta hiçbir şeyi Fenerbahçe başkanlığı kadar istemez. Zaten hem KÖŞK, hem de F.Bahçe Cumhuriyeti'nin başkanlığı için yarış başlamıştır.
* Peki Saran'ın şansı var mı?
Evet, hem de çok. Son zamanlardaki ziyaretlerini altalta koyun, bakın ne göreceksiniz. ABD'nin ikinci adamı Joe BIDEN'ın İstanbul turunu da unutmayın ha... Zaten Ali Koç başkanlık yapamayacağını bu süreçte gösterdi. Davayı taşıyamadı. Aile de başkan olmasına çok sıcak bakmaz zaten. Nihat Özdemir "belki" şıkkı olarak öne çıkıyordu. Ama bir anda bitti. Şu an hakkında olumsuz haberler çıkan patronlardan biri. Geriye olayları uzaktan izleyen Saran kalıyor. Yani saman altında su misali...
* Bu düşmanlıklarının sebebi ne?
İkisi de ABD'ye çok yakın. Ama ikisinin kanatları farklı yerlere açılır. İki kanattan biri kopacak.
* Bu kadar kesin konuşmak hata değil mi?
Demirel'in "24 saat devlet yaşamında çok uzun zamandır" sözü çok doğrudur. Şu an lobiler ayakta. Mahkemede her şey belli olacak. Eğer Yıldırım çıkmayacaksa isnat edilen suçlara şaşırıp kalacağız... Ya da elini kolunu sallayıp çıkacak.
* Peki siyaset için ne diyeceksin?
Tayyip Bey'in önünü kesmeye çalışan güçler ittifaklarını artıracak. Baksanıza herkesin başına gelebilecek bir hastalık bazıları tarafından nasıl kullanılıyor. Bu ittifak giderek daha görünür hale gelecek. Ama Tayyip Bey bu savaşı tek başına verip yine kazanacak. Zaten mücadele insanı...
O kazanırsa ülke de kazanır...
Telefonu kapatırken kafamı karıştıran dostuma teşekkür ettim. Ve söylediklerini düşünmeye
başladım. Siz de başlasanız fena olmaz...
