İŞSİZ AMA ÇALIŞIYOR!
Birinci yöntemde işveren işçilerini resmen işten çıkartıyor ama çalıştırmaya devam ediyor! İşçi işsizlik maaşı alıyor, üstünü de patron tamamlıyor. Devlet vergi kaybediyor, çalışan sosyal güvenlikten mahrum kalıyor...
Diyelim ki işçinin net maaşı bin TL. Yüzde 19.5 SSK primi, yüzde 2 işsizlik sigortası işveren payı ve diğer vergi ve masraflarla bu miktar bin 500 TL'ye yaklaşıyor. İşveren burada işçiyi adeta tehdit eden bir öneri götürüyor:
"Ben seni işten çıkartacağım. Ya sigortasız çalışmayı kabul edersin ya da işsiz kalırsın..." İşçi işini kaybetmek istemediği için teklifi mecburen kabul ediyor. İşten resmen çıkartılıyor ve işsizlik maaşı almaya başlıyor. Diyelim ki 400 TL işsizlik maaşı alıyor. Patron bin 500 TL'yi bulan ödeme yerine işçiye sadece 600 TL veriyor. İşçi yine bin TL maaş alıyor ama sosyal güvencesini kaybediyor. Devlet soyuluyor..."
BELKİ DE İŞSİZSİN!
İkinci yöntemde ise çalışanlar haberleri olmadan işten çıkartılıyorlar. Tamamen kağıt üzerinden yapılan bu işlemden çalışanın haberi bile olmuyor. O sigorta primlerinin ve vergilerinin yatırıldığını zannediyor ama aslında sosyal güvenlikten yoksun çalışıyor. İşçi sigortasız çalıştığını ancak hastalandığında hastaneye gittiğinde anlayabiliyor. Bu durumda da patronun, 'Canın isterse, istersen çalışma' tehdidi ile karşılaşıyor. İşini kaybetmemek için katlanıyor. Devlet yine kaybediyor. Çalışan sigortasız çalışıyor.
Eğer SSK primlerinizin yatıp yatmadığından şüpheleniyorsanız Sosyal Güvenlik Kurumu'nu arayabilir ya da www.sgk.gov.tr internet adresinden, sigorta numaranızı girerek kolayca öğrenebilirsiniz.
Hükümetin son uygulaması kısa çalışma ödeneğinde de benzer hilelere başvurulduğu kulağımıza geliyor. Çalışma Bakanlığı yetkilileri sanırım bu konularla ilgilenecek, kriz fırsatçılarına izin vermeyeceklerdir.